-
1 alt
A\alt und Jung yaşlı ve genç;wie \alt bist du? kaç yaşındasın?;ich bin 17 Jahre \alt 17 yaşındayım;er war erst wenige Tage \alt henüz birkaç günlüktü;sie ist doppelt so \alt wie ich o, benden yaşça iki misli büyüktür;wir sind gleich \alt biz aynı yaştayız;\alt werden yaşlanmak, ihtiyarlamak; ( Sachen) eskimek;hier siehst du aber \alt aus ( fam) ayıkla şimdi bakalım pirincin taşını2) ( gebraucht) eski, emektar;zum \alten Eisen gehören emektar olmak3) ( lange bestehend) eski;ein \alter Freund von mir benim eski bir arkadaşım;das A\alte Testament Ahdiatik;die A\alte Welt Eski Dünya;es bleibt alles beim A\alten her şey eskisi [o olduğu] gibi kalıyor;alles beim A\alten lassen her şeyi eskisi [o olduğu] gibi bırakmak;das Buch befindet sich am \alten Platz kitap eski yerindedir4) ( klassisch) eski5) ( ehemalig) eski;seine \alten Schüler eski öğrencileri -
2 alt
alt werden yaşlanmak;er ist doppelt so alt wie ich o benden bir kat (daha) yaşlı;wie alt bist du? kaç yaşındasın?;die alten Sprachen Eskiçağ dilleri;es bleibt alles beim Alten eski hamam, eski tas;in alten Zeiten eski zamanda;ein fünf Jahre alter Junge beş yaşında bir oğlan -
3 Jahr
Jahr <-(e) s, -e> [ja:ɐ] ntyıl, sene;das alte/neue \Jahr eski/yeni yıl;die neunziger \Jahre doksanlı yıllar;alle \Jahre wieder her yıl yeniden;einmal im \Jahr yılda bir kere [o defa];jedes zweite/dritte \Jahr her iki/üç yılda (bir);das ganze \Jahr ( über) bütün yıl boyunca;nächstes/vergangenes \Jahr gelecek/geçen yıl;von \Jahr zu \Jahr yıldan yıla;vor einem \Jahr bir yıl önce;jdm ein frohes neues \Jahr wünschen birine yeniyıl dilemek;in jungen \Jahren genç yaşlarda;sie ist 18 \Jahre alt o, 18 yaşında;mit 30 \Jahren 30 yaşında;in die \Jahre kommen yaşlanmak;in den besten \Jahren sein en iyi yaşta olmak;seit vielen \Jahren uzun yıllardan beri, yıllar yılı -
4 dreijährig
dreijährig adj (drei Jahre alt) üç yaşında; (drei Jahre lang) üç yıllık -
5 achtzig
inv seksen;mit \achtzig Stundenkilometern fahren saatte seksen kilometre hızla gitmek [o araba sürmek];etwa \achtzig ( Jahre alt) aşağı yukarı seksen yaşında;mit \achtzig ( Jahren) seksen yaşında;über/unter \achtzig seksenin üstünde/altında;jdn auf \achtzig bringen ( fam) birini çileden çıkarmak;die \achtziger Jahre seksenli yıllar -
6 hundertjährig
( hundert Jahre alt) yüzyıllık, yüz yaşındaki; ( hundert Jahre dauernd) yüzyıllık, yüzyıl süren;eine \hundertjährige Tradition yüzyıllık bir gelenek -
7 vierjährig
vierjährig ['-jɛ:rıç] adj( vier Jahre alt) dört yaşında; ( vier Jahre dauernd) dört yıllık -
8 zweijährig
zweijährig ['tsvaıjɛ:rıç] adj( zwei Jahre alt) iki yaşındaki; ( zwei Jahre dauernd) iki yıllık, iki yıl süren -
9 über
1. präp (D) Lage -in üstünde; (oberhalb) yukarısında; (A) Richtung -in üstüne; (quer über) üstünden/üzerinden geçerek;über München nach Rom Münih üzerinden Roma’ya;über Nacht gece (boyunca);übers Jahr yıl (boyunca);über der Arbeit çalışırken;er ist über siebzig (Jahre alt) onun yaşı yetmişin üstünde;über Geschäfte (Politik) reden işten (politikadan) bahsetmek;über die Auskunft TEL istihbarattan2. adv: über und über büsbütün, tamamen -
10 zwanzig
zwanzig adj yirmi;zwanzig (Jahre alt) sein yirmisinde (yirmi yaşında) olmak -
11 acht
1. inv sekiz;es ist gleich \acht ( Uhr) neredeyse saat sekiz;alle \acht Tage (her) sekiz günde bir, haftada bir;\acht und eins ist/macht/gibt neun sekiz bir daha dokuz eder;um \acht ( Uhr) (saat) sekizde;gegen \acht ( Uhr) (saat) sekize doğru;er kommt gegen \acht sekize doğru gelir;\acht Jahre alt sekiz yaşında;mit \acht ( Jahren) sekiz yaşındayken;zu je \acht sekizerden;zu \acht sekizi (birden);wir sind zu \acht sekiziz, sekiz kişiyiz;vor \acht Tagen sekiz gün önce, bir hafta önce;heute in \acht Tagen sekiz gün sonra bugün, bir hafta sonra bugün2. → Acht 2. 1. -
12 achthundert
achthundert ['-'--] adjinv sekiz yüz;dieser Baum ist mehr als \achthundert Jahre alt bu ağacın yaşı sekiz yüz yılı aşkın -
13 achttausend
achttausend ['-'--] adjinv sekiz bin;dieser Stein ist \achttausend Jahre alt bu taş sekiz bin yaşındadır -
14 Alter
Alter <-s> ['altɐ] nt1) ( Lebensabschnitt) yaşlılık, ihtiyarlık; (Zeit\Alter) çağ;im \Alter yaşlılıkta2) ( Anzahl der Jahre) yaş;hohes \Alter ileri yaş;im \Alter von drei Jahren üç yaşında;ein Herr mittleren \Alters orta yaşlı bir bey;er ist in deinem \Alter o, senin yaşındadır;\Alter schützt vor Torheit nicht ( prov) akıl yaşta değil, baştadır -
15 jung
1) genç;J\jung und Alt genç ve ihtiyar;von \jung auf gençliğinden beri;sie ist 18 Jahre \jung henüz 18 yaşında2) ( frisch) taze, körpe
См. также в других словарях:
Jahre alt werden — Jahre alt werden … Deutsch Wörterbuch
Jahre alt sein — Jahre alt sein … Deutsch Wörterbuch
Jahre alt — Jahre alt … Deutsch Wörterbuch
Ich, Caesar. 10 ½ Jahre alt, 1,39 Meter groß — Filmdaten Deutscher Titel Ich, Caesar. 10 ½ Jahre alt, 1,39 Meter groß Originaltitel Moi César, 10 ans 1/2, 1m39 … Deutsch Wikipedia
Ich werde 100 Jahre alt — Infobox Album | Name = Ich werde 100 Jahre alt Type = Studio album Artist = Johannes Heesters Released = flagicon|Germany Dec 1 2003 Recorded = 30tes, 40tes and 90tes Genre = Schlager Length = Label = Sony BMG Producer = Jack White Reviews = Last … Wikipedia
Jonas, der im Jahr 2000 25 Jahre alt sein wird — Filmdaten Deutscher Titel Jonas, der im Jahr 2000 25 Jahre alt sein wird Originaltitel Jonas qui aura 25 ans en l an 2000 … Deutsch Wikipedia
zwischen ... und... Jahre alt — zwischen ... und... Jahre alt … Deutsch Wörterbuch
sie ist 31 Jahre alt — sie ist 31 Jahre alt … Deutsch Wörterbuch
sie ist 30 Jahre alt geworden — sie ist 30 Jahre alt geworden … Deutsch Wörterbuch
ich bin erst siebzehn Jahre alt — ich bin erst siebzehn Jahre alt … Deutsch Wörterbuch
er ist 31 Jahre alt — er ist 31 Jahre alt … Deutsch Wörterbuch