-
121 водонепроницаемая бумага
Турецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > водонепроницаемая бумага
-
122 водонепроницаемая переборка
Турецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > водонепроницаемая переборка
-
123 водонепроницаемая ткань
Турецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > водонепроницаемая ткань
-
124 водонепроницаемый
su geçirmez, su geçmez, su sızdırmaz, hidrofüjТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > водонепроницаемый
-
125 водонепроницаемый бетон
su geçirmez beton, su geçmez betonТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > водонепроницаемый бетон
-
126 водонепроницаемый цемент
Турецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > водонепроницаемый цемент
-
127 водоотталкивающая ткань
Турецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > водоотталкивающая ткань
-
128 водостойкая краска
suya dayanıklı boya, su geçirmez boya, su geçmez boyaТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > водостойкая краска
См. также в других словарях:
asmolen — is., mim. Pişmiş toprak, cüruf ve çimento karışımından yapılmış, ses geçirmez, delikli briket türü … Çağatay Osmanlı Sözlük
balçık — is., ğı 1) İçinde çeşitli organik maddeler bulunan, genellikle killi, koyu, yapışkan çamur, mil Yolları ve tarlaları görünce bir balçık ve çamur gölünü yarmak zorunda olduğumuzu anlamıştım. S. Ayverdi 2) mec. Güçlük çıkartan 3) jeol. İçindeki kil … Çağatay Osmanlı Sözlük
bitüm — is., jeol., Fr. bitume 1) Keskin bir koku, alev ve koyu duman çıkararak yanan, karbon ve hidrojen bakımından çok zengin doğal yakıt maddelerinin genel adı, yer sakızı 2) Yol kaplamasında, kâğıt ve çatıların su geçirmez duruma getirilmesinde,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
diyafram — is., anat., Fr. diaphragme 1) Göğüs ve karın boşluklarını birbirinden ayıran ince ve geniş kas 2) fiz. Bir ışık demetinde uçtaki ışıkları tutmak ve optik cihazlarda daha net bir görüntü elde etmek için çapı ayarlanabilir ışık geçirmez levha … Çağatay Osmanlı Sözlük
kalafat — is., den., Rum. 1) Geminin kaplama tahtaları arasını üstüpü ile doldurup ziftleyerek su geçirmez duruma getirme işi Kalafatın tokmak gürültüsü ve denize uzayan zift kokusu arasından yol aldım ve tenha yollara saptım. Halikarnas Balıkçısı 2) tar.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
mumlama — is. 1) Mumlamak işi 2) bit. b. Bitki hücrelerinin değişikliğe uğrayarak kendilerini su geçirmez duruma getirir biçimde mum bağlaması olayı 3) sin. Laboratuvarlardan çıkmış bir filmin çeşitli aletlerde kolayca dönmesini sağlamak için iki kenarına… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sağır kapı — is. Ses geçirmez bir biçimde yapılmış kapı … Çağatay Osmanlı Sözlük
sağır pencere — is. Ses geçirmez özellikte yalıtılmış ve yapılmış pencere … Çağatay Osmanlı Sözlük
şasi — is., Fr. châssis 1) Fotoğrafçılıkta içine duyarlı bir cam veya kâğıt konulan, yassı, ışık geçirmez kutu 2) Yapı işlerinde sürme çerçeve 3) Motorlu kara taşıtlarının iskelet bölümü … Çağatay Osmanlı Sözlük
şemsiye — is., Ar. şemsiyye 1) Bir sapın üzerinde esnek tellere gerilmiş, açılıp kapanabilen, yağmur ve güneşten korunmak için kullanılan, su geçirmez kumaştan yapılmış taşınabilir eşya Camın dışından şemsiyeleriyle geçen insanları seyre daldı. S. F.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tayt — is., İng. tight 1) Bacakları sıkı saran özel kumaştan yapılmış bir tür pantolon Tayt giymiş bir genç... 2) Sızmaz, su geçirmez bir kumaştan yapılmış şort giysi … Çağatay Osmanlı Sözlük