-
1 soluk
-
2 soluk
Iувя́дший тж. перен.; полиня́вший, вы́цветший, поблёкшийsoluk benizli, soluk yüzlü — бледноли́цый
soluk bir çiçek — увя́дший цвето́к
II (-ğu)soluk entari — вы́цветшее пла́тье
дыха́ниеsoluk aldırmamak — а) не дава́ть вздохну́ть; б) не дава́ть передохну́ть
solukunu toparlamak — отдыша́ться
solukunu tutmak — затаи́ть дыха́ние
soluk verme — выдыха́ние, вы́дох
soluk vermeden — а) не дыша́; б) без переды́шки, беспреры́вно, всё время́
soluk soluk a, soluku soluk na — а) запыха́вшись; б) с большо́й поспе́шностью, тотча́с же
◊
-da soluku almak — бы́стро добра́ться (куда-л.)◊
soluku kesilmiş bir çöl — мёртвая (безмо́лвная) пусты́ня -
3 soluk
soluk1 <- ğu> verwelkt; bleichsoluk2 <- ğu> Atem m;-i soluk aldırmamak jemanden nicht zu Atem kommen lassen;soluk almadan atemlos (zuhören usw);soluk almak Atem holen, atmen; fig verschnaufen;soluk kesici atemberaubend;soluk soluğa ganz außer Atem; in aller Eile;soluk vermek ausatmen; -
4 soluk
вздох (м) дыха́ние (с)* * *I озвонч. -ğuувя́дший; вы́цветший; поблёкшийII озвонч. -ğuдыха́ние, вздохsoluk aldırmamak — а) не дава́ть вздохну́ть; б) не дава́ть передохну́ть
soluk almadan — не переводя́ дыха́ния
soluk almak — а) вдохну́ть; б) перевести́ дух, передохну́ть
soluğu kesmek — перехвати́ть дыха́ние (от страха и т. п.)
soluk soluğa kalmak — запыха́ться, дыша́ть с трудо́м (от усталости, быстрой ходьбы)
soluğu tutulmak / kesilmek — перехвати́ть дыха́ние
••- soluğu bir yerde almak -
5 soluk
(-ğu)nəfəs; rahat bir soluk almak – rahat nəfəs almaqnəfəs, soluq -
6 soluk
тын; төсе киткән -
7 soluk
тусклый, белесый, бледный пожелтевший, потускнелыйİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > soluk
-
8 soluk
adj. pale, colorless, colourless [Brit.], dull, faint, faded, pasty, ashy, cadaverous, pallid, sallow, sick, sickly, wan, washy, watery--------n. breath, breathing, exhalation* * *1. breath 2. lurid 3. pale 4. faded (adj.) 5. puff (n.) -
9 soluk al
breathe in -
10 soluk
bêhn--------hêlim--------rengavêtî--------çilmisî -
11 soluk
1. Tənəffüs; nəfəs2. Solğun -
12 soluk
dech; oddech; powiew; tchnienie -
13 soluk
αναπνοή, ανάσα -
14 soluk
شاحبناصلنفس -
15 soluk
1. شاحب [شَاحِب]Anlamı: rengi atmış olan2. ناصل [ناصِل]Anlamı: rengi atmış olan3. نفس [نَفَس]Anlamı: ak ciğerlere çekilen nefes -
16 soluk
"pale, pallid; faded" -
17 soluk
"pale; faded." -
18 soluk
dech; dýchání; vánek -
19 soluk
[سولوک]پژمرده -
20 soluk soluğa
См. также в других словарях:
Soluk — Soluk, Sortenbezeichnung im Anbau von Orienttabak außerhalb der Türkei … Universal-Lexikon
soluk — sòluk m <N mn uci> DEFINICIJA reg. ekspr. dah, dašak ETIMOLOGIJA tur … Hrvatski jezični portal
soluk — 1. is., ğu 1) Akciğerlere çekilen, akciğerlerden atılan hava, nefes Kalp gitgide hafiflemekteydi ve soluklarda hafif bir hışıltı başlamıştı. R. N. Güntekin 2) Ciğerlere hava alıp verme 3) mec. Tarz Gençler dergimize yeni bir soluk getirdiler.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
soluk soluğa — zf. Koşmaktan güçlükle soluk alarak, sık sık soluyarak, yorgun, bitkin veya telaşla, nefes nefese Soluk soluğa gelmişti; mühim bir haber getirmişti, belli. E. E. Talu … Çağatay Osmanlı Sözlük
soluk almak — 1) havayı ciğerlere çekmek, nefes almak Soluk aldığı bile hissedilmiyor. R. N. Güntekin 2) dinlenmek Hem biraz soluk alırım hem de adamcağızın gönlünü almış olurum. S. M. Alus … Çağatay Osmanlı Sözlük
soluk almadan — zf. 1) Heyecanla Kendisini soluk almadan dinleyen sınıfın karşısında, talebesinden birini ayağa kaldırmış, konuşuyordu. Y. Z. Ortaç 2) Durmaksızın, sürekli … Çağatay Osmanlı Sözlük
soluk benizlilik — is., ği Soluk benizli olma durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
soluk darlığı — is. Soluk alamaz duruma gelme, nefes darlığı … Çağatay Osmanlı Sözlük
soluk soluğa kalmak — nefes alamayacak duruma gelmek, çok yorulmak Çıkrıkçılar yokuşunu bir sincap çevikliğiyle tırmanır ve yokuşun üst başında soluk soluğa kalırdı. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
şölük — (Kürdəmir) pinti, səliqəsiz … Azərbaycan dilinin dialektoloji lüğəti
soluk — balon … Beypazari ağzindan sözcükler