-
21 boneblack
kemik kömürü -
22 dislocate
(kemik) yerinden çikarmak; altüst etmek -
23 ossein
kemik tutkali -
24 osteitis
kemik iltihabi -
25 osteoma
kemik tümörü, osteom -
26 osteomalacia
kemik yumusamasi, osteomalasi -
27 rickets
kemik hastaligi, rasitizm -
28 bone abscess
kemik apsesi -
29 bone age
kemik yaşı -
30 bone cell
kemik hücresi -
31 bone marrow
kemik iliği -
32 marrow puncture
kemik iliği ponksiyonu -
33 osseous
kemik gibi -
34 chemical
/'kemikəl/ * tính từ - (thuộc) hoá học =chemical warfare+ chiến tranh hoá học -
35 chemicals
/'kemikəlz/ * danh từ số nhiều - hoá chất, chất hoá học -
36 bone
adj. kemik, kemikten yapılmış————————n. kemik, kılçık; anlaşmazlık konusu, tartışma konusu————————v. kemiklerini ayıklamak, kılçığını ayırmak* * *kemik* * *[bəun] 1. noun1) (the hard substance forming the skeleton of man, animals etc: Bone decays far more slowly than flesh.) kemik; kılçık2) (a piece of this substance: She broke two of the bones in her foot.) kemik2. verb(to take the bones out of (fish etc).) kemiklerini/kılçıklarını ayıklamak- bony- bone china
- bone idle
- a bone of contention
- have a bone to pick with someone
- have a bone to pick with
- to the bone -
37 chemic
1. [ʹkemık] n спец. 2. [ʹkemık] a арх.1. алхимический2. химический3. [ʹkemık] v спец.белить, отбеливать хлористым кальцием -
38 chemic
1. nхлористий кальцій (для вибілювання)2. adj1) алхімічний2) заст. хімічний3. vбілити, вибілювати (хлористим кальцієм)* * *I [`kemik] n; спец. II [`kemik] aapx.1) алхімічний2) хімічнийIII [`kemik] v; спец.білити, відбілювати хлористим кальцієм -
39 chemic
I [`kemik] n; спец. II [`kemik] aapx.1) алхімічний2) хімічнийIII [`kemik] v; спец.білити, відбілювати хлористим кальцієм -
40 bony
adj. kemiksi, kemik gibi, kemikli, kılçıklı, kemikleri çıkmış* * *kemikli* * *1) (like bone: a bony substance.) kemik gibi2) (full of bones: This fish is very bony.) kemikli, kılçıklı3) (thin: bony fingers.) çok ince, bir deri bir kemik
См. также в других словарях:
kemik — is., ği, anat. 1) İnsanın ve omurgalı hayvanların çatısını oluşturan türlü biçimdeki sert organların genel adı Kemikten bir tahta gibi gıcırdayarak Nihat yerinden kalktı. P. Safa 2) sf. Bu sert organdan yapılmış Kemik tarak. Birleşik Sözler kemik … Çağatay Osmanlı Sözlük
kémik — a m (ẹ) strokovnjak za kemijo: industrijski, kmetijski kemik; kemik za organsko kemijo; fiziki in kemiki / pog. kemik iz drugega letnika slušatelj kemije … Slovar slovenskega knjižnega jezika
kemik bilimci — is., anat. Kemik bilimi uzmanı, osteolog … Çağatay Osmanlı Sözlük
kemik yalayıcılık — is., ğı Kemik yalayıcı olma durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
kemik bilimi — is., anat. Anatominin kemiklerle ilgili bölümü, osteoloji … Çağatay Osmanlı Sözlük
kemik doku — is., anat. Omurgalı hayvanlarda iskeleti oluşturan bir bağ dokusu türü … Çağatay Osmanlı Sözlük
kemik rengi — is. 1) Beyaz ile krem rengi arasında olan renk 2) sf. Bu renkte olan … Çağatay Osmanlı Sözlük
kemik yalayıcı — is. Dalkavuk … Çağatay Osmanlı Sözlük
kemik zarı — is., anat. Kemikleri kapsayan beyazımsı ve sedef renginde zar … Çağatay Osmanlı Sözlük
kemik atmak — hkr. (birinin önüne) susturmak, oyalamak için birini küçük bir şeyle avutmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kemik gibi — 1) pek kuru, katı, sert 2) sağlam … Çağatay Osmanlı Sözlük