-
1 çamaşır
çamaşır Wäsche f; Waschtag m;çamaşır makinesi Waschmaschine f;çamaşır suyu (chlorhaltiges) Bleichmittel n;çamaşır tozu Waschpulver n;çamaşır yıkamak Wäsche waschen;çamaşıra gitmek als Wäscherin arbeiten gehen;iç çamaşırı Unterwäsche f -
2 çamaşır
-
3 çamaşır dolabı
Wäscheschrank m -
4 çamaşır ipi
Wäscheleine f -
5 çamaşır kurutucusu
Wäschetrockner m -
6 çamaşır leğeni
Waschschüssel f -
7 çamaşır makinesi
Waschmaschine f -
8 çamaşır mandalı
Wäscheklammer f -
9 çamaşır odası
Waschraum m -
10 çamaşır sepeti
Wäschekorb m -
11 çamaşır suyu
Flüssigwaschmittel nt -
12 çamaşır tamburu
Wäschetrommel f -
13 çamaşır tozu
Waschpulver nt -
14 renkli çamaşır
Buntwäsche f -
15 yaş çamaşır
ohne pl Nasswäsche f -
16 gelmek
gelmek <- ir> (-den -e) kommen a fig (von D, aus D zu D, nach D, in A); ÖKON Briefe einlaufen; Waren eingehen; 50 kg usw wiegen; Karte spielen;çok gelmek überflüssig sein;(-de) birinci gelmek erste(r) werden (in D); (-e) zur Hauptsache kommen, übergehen; etwas (A) aushalten können;-in omuzuna gelmek jemandem bis an die Schulter reichen;-e iyi gelmek jemandem gut tun, bekommen, gut sein (für A);sıkıntıya gelmez … er hat kein Durchhaltevermögen;şakaya gelmemek keinen Spaß verstehen;… kaça geliyor was kommt (= kostet) …?;bana pahalıya geliyor es kommt mich teuer zu stehen;tamam gelmek Schuhe z.B. gut passen;… yaşına gelmek das Alter von … Jahren erreichen;yolun sağına geliyor … befindet sich rechts vom Weg;o yerlere hiç gelmemiştim dort war ich noch nie gewesen;gelmez man darf nicht …, z.B. bu çamaşır kaynatılmaya gelmez diese Wäsche darf nicht gekocht werden;dediğime geldiniz mi? finden ( oder fanden) Sie es richtig, was ich sagte?;bana öyle geldi ki … mir schien es so;öyle geliyor ki … es scheint, dass …;… bana fazla şekerli geldi … kam mir zu süß vor;arabayla gelmek mit dem Auto usw kommen; gefahren kommen;- (me)mezlikten gelmek so tun, als ob … (+ Konjunktiv II);bilmemezlikten gelmek den Tauben, den Unwissenden spielen;-i gelip almak jemanden abholen;gelip çatmak hereinbrechen;(-e) gelip gitmek jemanden besuchen; Touren ( oder Fahrten) machen; (-den) vorbeifahren;-eceği (oder -esi) gelmek, z.B. ağlayacağım geldi ich hätte am liebsten losgeweint;Verbstamm+e+ gelmek, z.B. söyleyegeldiğimiz şarkılar Lieder, die wir schon lange singen;fam futbolcuya gel! siehe mal einer den Fußballer an!;gel(in), gelsin also, nun; los …; soll (er) doch …;gelin, bu akşam sinemaya gidelim los ( oder also), gehen wir heute abend ins Kino!;gel de, gelsin de wenn möglich, wenn du kannst usw;gel zaman git zaman nach geraumer Zeit; im Laufe der Zeit -
17 mandal
mandal Riegel m; Wirbel m an der Geige;çamaşır mandalı Wäscheklammer f -
18 su
su <- yu> Wasser n; Saft m;su baskını Überschwemmung f; Hochwasser n;su etmek leck sein;su geçirmez wasserdicht;su gibi akmak wie im Flug vergehen; viel trinken, fam saufen;su gibi bilmek aus dem Effeff wissen;su gibi gitmek Geld dahinschmelzen;su gibi konuşmak (okumak) fließend sprechen (lesen);su götürmemek fig auf der Hand liegen;su götürmez unumstritten, offenbar;-in su götürür yeri olmamak unumstritten sein;su ısıtıcı Warmwasserbereiter m;su içinde mindestens;su içinde kalmak in Schweiß gebadet sein;su işleri Bewässerungsarbeiten f/pl;su katılmamış fig reinsten Wassers;su kayağı Wasserski n;su kayağı yapmak Wasserski fahren;su koyuvermek Saft ausscheiden; fig die Flinte ins Korn werfen; einen Lachanfall bekommen;su seviyesi Wasserspiegel m;su yüzüne çıkmak offenbar werden;su yatağı Wasserbett n;sudan ucuz spottbillig;suya düşmek fig ins Wasser fallen;suya sabuna dokunmamak fig heikle Dinge vermeiden;suyun başı Quelle f;-in suyuna gitmek, suyunca gitmek jemandem nicht widersprechen;suyunu çekmek Wasser absorbieren; fig Geld usw verbraucht werden;çamaşır suyu (chlorhaltiges) Bleichmittel n;maden suyu Mineralwasser n;mide suyu Magensaft m -
19 yıkamak
bulaşık yıkamak Geschirr spülen;çamaşır yıkamak Wäsche waschen -
20 burmak
vt1) ( çamaşır) wringenburup sıkmak auswringen2) ( bıyık) zwirbeln3) ( hadım etmek) kastrieren4) ( sancımak) schmerzen
- 1
- 2
См. также в других словарях:
çamaşır — is., Far. cāmeşūy 1) İç giysisi Çamaşırı ile yarı açık duran bacakları kan içindeydi. M. Ş. Esendal 2) Kirli eşyaları yıkama işi Artık benim gündelikle çamaşıra, ortalık temizlemeye gitmemden başka çare kalmadı. H. E. Adıvar Birleşik Sözler… … Çağatay Osmanlı Sözlük
camaşır — is. <fars.> Alt paltarı, köynəktuman, dəyişək. <Çingiz:> Qəmər, cəld çamadanı içəridən gətir, kitabları qoy, camaşırlarımı gətir. S. S. A.. <Ev xanımı:> Qulluqçu camaşır dalınca getmişdir. T. Ş. S … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
çamaşır ertesi olmak — çamaşır yıkamaktan aşırı yorulup hasta olmak Kaynanam da yıkar ama iki gün de çamaşır ertesi olur yatar. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
çamaşır makinesi — is. Çamaşır yıkamaya yarayan araç Yedi yüz liralık çamaşır makinesini dörtte bir eksiğine mal etmişsin. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
çamaşır azgını — sf. Çok yıkanmaktan dolayı hırpalanmış, eskimiş, örselenmiş Çamaşır azgını önlüğü, iki üç yerinden yamalı. A. Rasim … Çağatay Osmanlı Sözlük
çamaşır dolabı — is. Çamaşır saklamada kullanılan çekmeceli dolap … Çağatay Osmanlı Sözlük
çamaşır ipi — is. Kurutmak için üzerine çamaşır asılan ip veya tel … Çağatay Osmanlı Sözlük
çamaşır kazanı — is. İçinde çamaşır kaynatılan kazan … Çağatay Osmanlı Sözlük
çamaşır leğeni — is. İçinde çamaşır yıkanan, metal veya plastikten yapılmış geniş kap … Çağatay Osmanlı Sözlük
çamaşır sabunu — is. Çamaşır yıkama işinde kullanılan sabun … Çağatay Osmanlı Sözlük
çamaşır deterjanı — is. Çamaşırların temizlenmesini sağlayan kimyasal bileşim … Çağatay Osmanlı Sözlük