-
61 przymus
cebir; zorlama -
62 cebir
1. алгебра
2. (zorlama) егъэзхыныгъэ -
63 zorrama
-
64 გაძალება
f.zorlamak, zorunlu kılmaki.zorlama, zorunluluk -
65 იძულება
f.zorlamak, mecbur etmeki.zorlama -
66 чару
kıstlama, zorlama, tehdit, yasaklama -
67 Selbstüberwindung
kendini zorlama -
68 Überwindung
Überwindung [--'--] f1) ( einer Schwierigkeit) yenme2) (Selbst\Überwindung) kendini zorlama;es kostete ihn große \Überwindung, dorthin zu gehen oraya gitmek için kendini çok zorladı -
69 cebr
arapça جبر 1.zorlama. 2.cebir. cebr etmek zorlamak. -
70 ibrâm
arapça ابرام zorlama. -
71 icbâr
arapça اجبار zorlama. icbâr edilmek zorlanmak. icbâr etmek zorlamak. -
72 tehcîr
arapça تهجير göçe zorlama, göç ettirme. tehcîr etmek göç ettirmek. -
73 zecr
arapça زجر 1.zorlama. 2.eziyet etme. -
74 coaction
birbirini etkileme; baski, zorlama -
75 constraint
kisitlama, zorlama; baski, tehdit, zor; gerçek duygularini saklama; uslu durma -
76 enforcement
uygulama; zorlama; icra, infaz -
77 infliction
eziyet, ceza, zorlama -
78 insistency
israr; zorlama; ayak direme; kararlilik -
79 pressure
basinç, tazyik; baski, zorlama; basma, sikma; sikinti, baski -
80 proof stress
deneme gerilmesi, zorlama gerilimi
См. также в других словарях:
zorlama — is. 1) Zorlamak işi, zecir İlk gençliğimin en büyük sıkıntısı bu şiir zorlamasıdır. F. R. Atay 2) tıp Özellikle oynaklarda ara keseciklerinin fıtığı olarak beliren, bir organın zorlanmış olmasıyla ortaya çıkan aksaklık veya bozukluk 3) sf.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
zorlama — 1. «Zorlamaq»dan f. is. 2. zərf Zorla, güclə, zor işlədərək … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
icbar etme — zorlama … Hukuk Sözlüğü
KAHR — Zorlama. Cebir. * Ezme. Mahvetme. * Fazlaca üzüntü. Keder içine işleme. * Cenâb ı Hakkın şiddetli ve azab verici vasıflarının tecellisi. (Kahr, lütfun zıddıdır.) (Bak: Celal … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
KASRİYYET — Zorlama hâli … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
cebrî — sf., esk., Ar. cebrī 1) Zorla yapılan Cebrî muamele. 2) Zor kullanılarak yaptırılan 3) Zorlama Birleşik Sözler cebrî yürüyüş … Çağatay Osmanlı Sözlük
erk — is. 1) Bir işi yapabilme gücü, kudret, iktidar 2) mec. Sözü geçerlik, istediğini yaptırabilme gücü, nüfuz 3) top. b. Bir bireyin, bir toplumun, başka birey, küme veya toplumları egemenliği, baskısı ve denetimi altına alma, hürriyetlerine karışma… … Çağatay Osmanlı Sözlük
icbar — is., esk., Ar. icbār Zorlama, zorunda bırakma Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller icbar etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ilca — is., esk., Ar. ilcāˀ Zorlama, zorunda bırakma Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ilca etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tazyik — is., Ar. tażyīḳ 1) Sıkıştırma, darlaştırma Bütün kanı göğsünü çatlatacak bir tazyikle kalbine hücum ediyordu. Y. K. Karaosmanoğlu 2) mec. Manevi baskı, zorlama, zarara sokma Bütün hayatınca bunun tazyiki altında kaldı. S. F. Abasıyanık 3) fiz.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
zecir — is., cri, esk., Ar. zecr 1) Yaptırmama, yasaklama 2) Zorlama 3) Eziyet etme … Çağatay Osmanlı Sözlük