-
1 zevk
-den zevk almak Vergnügen finden (an D), genießen A;zevk etmek sich amüsieren;zevk için zum Vergnügen; zum Spaß;zevk meselesi Geschmack(s)sache f;zevkinde olmak (oder zevkine bakmak) nur an sein eigenes Vergnügen denken;zevkine mecbur vergnügungssüchtig;zevkine varmak auf den Geschmack kommen;-in zevkini çıkarmak voll auskosten A -
2 zevk
-
3 zevk
наслажде́ние (с) удово́льствие (с)* * *1) вкусbu zevk meselesi — э́то де́ло вку́са
zevk sahibi — челове́к со вку́сом
2) удово́льствие, наслажде́ние; развлече́ниеzevk almak — получа́ть удово́льствие, наслажда́ться
zevkine bakmak, zevkinde olmak — ду́мать о свои́х развлече́ниях
zevkine bak! — весели́сь как уме́ешь!
zevkini çıkarmak — получа́ть удово́льствие от чего, наслажда́ться чем
zevk etmek — развлека́ться; наслажда́ться
zevk için — а) ра́ди развлече́ния; б) в шу́тку, ра́ди шу́тки
zevkini okşamak — доставля́ть удово́льствие кому
zevkine varmak — получи́ть удово́льствие
zevk vermek — доставля́ть удово́льствие кому
zevkten dört köşe olmak — а) испы́тывать чрезвыча́йную ра́дость; б) получа́ть огро́мное наслажде́ние / удово́льствие
-
4 zevk
(-ki)1) в разн. знач. вкусzevki bedii — чу́вство изя́щного, худо́жественный вкус
2) удово́льствие, наслажде́ние; развлече́ниеzevk ve safa — а) удово́льствие, развлече́ние; б) сча́стье, благополу́чие
-
5 zevk
рәхәт -
6 zevk
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > zevk
-
7 zevk
n. bang, delectation, delight, enjoyment, fancy, good taste, gratification, gusto, indulgence, kick, like, liking, luxury, meat, pleasure, relish, savor, savour [Brit.], sweet, taste, treat* * *1. delight 2. enjoyment 3. pleasure 4. delight (n.) 5. relish (n.) -
8 zevk al
1. rejoice in 2. bask in 3. delight in 4. enjoy 5. relish (v.) -
9 zevk
kêf--------zewq--------çêj -
10 zevk
Zövq -
11 zevk
przyjemność; rozkosz -
12 zevk
IэшIугъакI -
13 zevk
1. απόλαυση, κέφι, αναγάλλιασμα, ψυχαγωγία2. απόλαυση, αρέσκεια, τέρψη -
14 zevk
أشرإعجاباغتباطانبساطبهجةتهللحبرحبورسرورسعادةفرحمسرة -
15 zevk
1. أشر [أَشَر]Anlamı: hoşa giden ve çekici bir şeyin elde edilmesinden, düşünülmesinden doğan hoş duygu2. إعجاب [إِعْجاب]Anlamı: güzeli çirkinden ayırt etme yetisi, beğeni3. اغتباط [اِغْتِباط]Anlamı: hoşa giden ve çekici bir şeyin elde edilmesinden, düşünülmesinden doğan hoş duygu4. انبساط [اِنْبِسَاط]Anlamı: hoşa giden ve çekici bir şeyin elde edilmesinden, düşünülmesinden doğan hoş duygu5. بهجة [بَهْجَة]Anlamı: hoşa giden ve çekici bir şeyin elde edilmesinden, düşünülmesinden doğan hoş duygu6. تهلل [تَهَلُّل]Anlamı: hoşa giden ve çekici bir şeyin elde edilmesinden, düşünülmesinden doğan hoş duygu7. حبر [حَبَر]Anlamı: hoşa giden ve çekici bir şeyin elde edilmesinden, düşünülmesinden doğan hoş duygu8. حبور [حُبُور]Anlamı: hoşa giden ve çekici bir şeyin elde edilmesinden, düşünülmesinden doğan hoş duygu9. سرور [سُرُور]Anlamı: hoşa giden ve çekici bir şeyin elde edilmesinden, düşünülmesinden doğan hoş duygu10. سعادة [سَعَادَة]Anlamı: hoşa giden ve çekici bir şeyin elde edilmesinden, düşünülmesinden doğan hoş duygu11. فرح [فَرَح]Anlamı: hoşa giden ve çekici bir şeyin elde edilmesinden, düşünülmesinden doğan hoş duygu12. مسرة [مَسَرَّة]Anlamı: hoşa giden ve çekici bir şeyin elde edilmesinden, düşünülmesinden doğan hoş duygu -
16 zevk
"enjoyment, pleasure, delight, fun, indulgence, kick; taste, flavour; appreciation, good taste" -
17 zevk
",-ki 1. pleasure, delight, enjoyment, fun, delectation. 2. good taste, taste, discrimination. 3. (a) taste, (a) preference, (a) liking. 4. sense of taste, gustation. - almak/duymak /dan/ to find pleasure in, take pleasure in, enjoy. -ine bakmak to enjoy oneself. -ini bozmak /ın/ 1. to spoil (someone´s) pleasure or fun. 2. to prevent someone from enjoying (something) properly. -ini çıkarmak /ın/ to enjoy (something) to the full. -ten dört köşe olmak to jump for joy, be overjoyed, be very happy. - edinmek /ı/ to learn to take pleasure in (something). - etmek to enjoy oneself, have fun. -ine gitmek /ın/ to give (someone) pleasure. - için for fun, for the fun of it. -ine mecbur (someone) who´s addicted to pleasure, who is a slave to pleasure. -ini okşamak /ın/ to give (someone) pleasure. -ine varmak /ın/ to discover the pleasure to be had from (something); to begin to enjoy (something). - vermek /a/ to give (someone) pleasure. " -
18 zevk
zövq -
19 zevk
libost; potěšení; požitek; radost; zábava -
20 zevk meselesi
Geschmack(s) sache f
См. также в других словарях:
zevk — is., Ar. ẕevḳ 1) Hoşa giden veya çekici bir şeyin elde edilmesinden, düşünülmesinden doğan hoş duygu, haz İçtik bu nadir içkiyi yıllarca kanmadık / Bir böyle zevke tek bir ömür yetmiyor yazık. Y. K. Beyatlı 2) Güzeli çirkinden ayırt etme yetisi,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ZEVK-CÛ — (C. : Zevkcuyân) f. Zevkine düşkün. Zevk arıyan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ZEVK-İ SELİM — En temiz, nezih ve en yüksek derecedeki zevk. Selâmette olan zevk. Meşru dairedeki zevk. * Sezme kabiliyeti … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
zevk almak (veya duymak) — (bir şeyden) hoşlanmak, beğenmek Sokaktaki adam kişiliğine bürünmekten çok zevk alırdı. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
ZEVK-BAHŞ — f. Zevk veren, eğlendiren, neşelendiren. * Meşhur bir cins lâle … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ZEVK-ÂLUD — f. Zevkli, zevk karışık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
zevk — (A.) [ قوذ ] 1. beğeni, hoşlanma. 2. tat … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
ZEVK — Lezzet alma, hoşa gitme, tatma. * Hoş, hoşa giden. Mânevi haz. * Boş vakit geçirmek. Eğlenmek. * Alay etmek. Güzeli çirkinden ayırma kabiliyeti.(Hayatın zevkini ve lezzetini isterseniz, hayatınızı iman ile hayatlandırınız ve ferâizle… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
zevk ehli — is. Eğlenmeyi seven kişi … Çağatay Osmanlı Sözlük
zevk etmek — eğlenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
zevk için — 1) yalnız eğlenmek için 2) alay etmek için … Çağatay Osmanlı Sözlük