-
1 yazı dili
Schriftsprache f -
2 yazı dili
пи́сьменный язы́к -
3 yazı dili
n. written language -
4 yazı dili
literary language -
5 akıcı bir yazı dili olmak
v. have a fluent pen -
6 yazı
yazı1 Schreiben n; Schrift f; Alphabet n; Handschrift f; Artikel m; Abhandlung f; Schreib- (Material);yazı dili Schriftsprache f;yazı işleri Redaktion(sbüro n) f (einer Zeitung);yazı kadrosu Mitarbeiterstab m (einer Zeitung);yazı hatası Schreibfehler m;yazı kağıdı Schreibpapier n;yazı makinası Schreibmaschine f;yazı masası Schreibtisch m;yazı tura atmak eine Münze werfen;-i yazıya dökmek schriftlich festlegen;yazıya geçirmek nach dem Diktiergerät schreiben; verschriftlichen;yazıya gelmemek nicht schriftlich festgelegt werden können;yazıyla yazmak Zahlen ausschreibenyazı2 dial Ebene f;yazı yaban Tiefebene f, flache(s) Land -
7 yazı
"1. writing, act of writing. 2. piece of writing, writing. 3. article (in a newspaper or magazine). 4. handwriting; calligraphy. 5. alphabet. 6. fate, destiny. -yı çıkarmak/sökmek to be able to decipher someone´s handwriting. - dili the written language, the literary language. -ya dökmek /ı/ to express (something) in writing. -ya gelmemek to be something that cannot be adequately explained in writing. - hocası teacher of penmanship or calligraphy. - makinesi typewriter. - mı, tura mı? Heads or tails? - tahtası blackboard. - taşı slate (used as a surface for writing)." -
8 dil
язы́к (м)* * *1) анат. язы́кküçük dil — язычо́к
2) язы́к, речьölü dil — мёртвый язы́к
Türk dili — туре́цкий язы́к
Türk Dil Kurumu — Туре́цкое лингвисти́ческое о́бщество
yazı dili — пи́сьменный язы́к
3) язы́к, язычо́к (замка, колокола и т. п.)4) воен. язы́к, пле́нныйdil almak / tutmak — взять пле́нного
5) геогр. коса́••dil kılıçtan keskindir — посл. язы́к остре́е бри́твы
- dili ağırlaşmakdilin kemipi yok — погов. язы́к без косте́й
- dil ağız vermemek
- dilinin altındaki baklayı çıkarmak
- dilinin altında bir şey var
- dilinden anlamak
- dilini bağlamak
- dilinin belâsını çekmek
- dilinin belâsını bulmak
- dili bir karış
- dili bir karış dışarı çıkmak
- dili çalmak
- dil çıkarmak
- dili çözülmek
- dili damağına yapışmak
- dili damağı kurumak
- dilini değdirmemek
- dillere destan olmak
- dile dolamak
- diline dolamak
- dili dolaşmak
- dillerde dolaşmak
- dil dökmek
- diller dökmek
- dili döndüpü kadar
- dili dönmemek
- dili durmamak
- dile düşmek
- dillere düşmek
- dilinden düşürmemek
- dil ebesi
- dili ensesinden çekilsin!
- dilini eşek arısı soksun!
- dilini fare mi yedi?
- dilini kedi mi yedi?
- dile gelmek
- dile getirmek
- dil kaymak
- dili kaymak
- dilini kesmek
- dile kolay
- dili kurtlu
- dilinden kurtulamamak
- dili kurusun!
- dil otu yemiş
- diline saplam olmak
- diliyle sokmak
- dilini tutamamak
- dilini tutmak
- dili tutuldu
- diliyle tutulmak
- diliyle yakalanmak
- dilinde tüy bitmek
- dilinin uçuna gelmek
- dilinin ucuyla
- dili uzamak
- dil uzatmak
- dili varmamak
- dile vermek
- diline virt etmek
- dili yanmak
- dili yatkın
- dilini yutmak
- dili zifir -
9 üzerine
См. также в других словарях:
yazı dili — is., db. Bir ülkede konuşulan ağızlardan birinin yazılı anlatımlar için kabul edilmiş biçimi, ölçünlü dil, standart dil … Çağatay Osmanlı Sözlük
yazı — 1. is., hlk. Düz yer, ova, kır Birleşik Sözler yazı yaban 2. is. 1) Düşüncenin belli işaretlerle tespit edilmesi, yazma işi Türklerde yazının kullanılması eskidir. 2) Alfabe Türk yazısı. Arap yazısı. Nota yazısı 3) Harfleri yazma biçimi İnci gibi … Çağatay Osmanlı Sözlük
konuşma dili — is., db. Günlük yaşayışta kullanılan ve yazı dilinden az çok farklarla ayrılmış bulunan dil, günlük konuşma, günlük dil Kendi payıma, konuşma dilinden ayrı bir şiir diline karşıyım. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
dil — 1. is. 1) Ağız boşluğunda, tatmaya, yutkunmaya, sesleri boğumlamaya yarayan etli, uzun, hareketli organ, tat alma organı Ağzımı dolduran kocaman dil, kelimelere yer bırakmıyor ki... Y. Z. Ortaç 2) Birçok aletin uzun, yassı ve çoğu hareketli… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Çağatayca — is., öz. 1) Adını Cengiz in ikinci oğlu Çağatay dan alan, Doğu Türkçesinin XV. yüzyılda oluşan yazı dili 2) sf. Bu Türkçeyle yazılmış olan … Çağatay Osmanlı Sözlük
ölçünlü dil — is., db. Yazı dili … Çağatay Osmanlı Sözlük
standart dil — is., db. Yazı dili … Çağatay Osmanlı Sözlük
Turkish grammar — This article concerns the grammar of the Turkish language. A companion to this article is Turkish vocabulary. Three features that, together, distinguish Turkish from many other languages are the following: #Turkish is highly agglutinative: its… … Wikipedia
Mustafa Kemal Atatürk — Atatürk redirects here. For other uses, see Atatürk (disambiguation). Mustafa Kemal Atatürk … Wikipedia
çeviri — is. 1) Bir dilden başka bir dile aktarma, çevirme, tercüme 2) Bir dilden başka bir dile çevrilmiş yazı veya kitap, tercüme Düşüncelerimi sormak üzere bu çevirileri parça parça İstanbul a yollamıştı. T. Buğra Birleşik Sözler çeviri dili çeviri… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kitab — is. <ər.> 1. Üzərində hər hansı bir mətn olan vərəqlərin bir araya gətirilərək tikilib cildlənmiş nəşriyyat növü. // Əlyazması şəklində olan bu cür əsər. Qalın kitab. Böyük kitab. – Nə qədər ki, qamusları vərəqlədim, nə qədər ki camaat… … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti