-
1 üzerine
-
2 üzerine
üzerine … daha besser als …, schöner als …;İzmir üzerine dünyada bir şehir daha yoktur es gibt in der Welt keine schönere Stadt als Izmir -
3 üzerine
1) о, относи́тельно чего, про чтоuzay üzerine bir yazı — статья́ о ко́смосе
2) по́сле чегоbir ihtar üzerine... — по́сле э́того предупрежде́ния...; в связи́ с э́тим предупрежде́нием...
••- üzerine atmak
- üzerine bir bardak su içmek
- üzerine bir iki güneş doğmak
- üzerine çökmek
- üzerine düşmek
- üzerine evlenmek
- üzerine koymak
- üzerine oturmak
- üzerine ölü toprağı serpilmiş gibi uyumak
- üzerine titremek
- üzerine tuz biber ekme!
- üzerine üzerine gitmek
- üzerine varmak
- üzerine yaptırmak
- üzerine yatmak
- üzerine yok
- üzerine yüklenmek
- üzerine yürümek
- üzerine afiyet! -
4 üzerine
Íкарата; турында; хакындаII(dair)буенча -
5 üzerine
adv. over--------prep. above, onto, upon* * *upon -
6 üzerine
li ser -
7 üzerine
телъхьан, тегъэуцон, къытелъхьан, къытырl -
8 üzerine
فوق -
9 üzerine
فوق [فَوْق]Anlamı: üstüne -
10 üzerine
"on, onto, over; about" -
11 üzerine
üzərinə -
12 üzerine oynanmamış
üzerine oynanmamış (at)adj. unbacked -
13 üzerine çift nokta koymak
üzerine çift nokta koymak (harf)v. umlaut -
14 üzerine yatmak
см. üzerine oturmak -
15 üzerine yapıştırmak
v. paste on--------üzerine yapıştırmak (afiş)v. post over -
16 üzerine çökmek
v. come over, hang over--------üzerine çökmek (korku vb.)v. sweep over -
17 üzerine üzerine gitmek
идти́ напроло́м, не счита́ясь с опа́сностями -
18 üzerine / üzerinden sünger çekmek
= üstünden / üzerinden sünger geçirmek преда́ть забве́нию, вы́черкнуть из па́мяти, забы́ть -
19 üzerine afiyet!
до́брого вам здоро́вья! -
20 üzerine almak
а) принима́ть на свой счёт;б) дать сло́во (что-л. сделать и т. п.);в) взять ещё одну́ жену́
См. также в других словарях:
üzerine — zf. 1) Üstüne 2) Hakkında Dil üzerine bir yazı. 3) ... den dolayı Onun gelmesi üzerine ortalık düzeldi. Bu söz üzerine herkes rahat etti. 4) ... den sonra Bunca hazırlık üzerine yola çıkmamak insanı üzer. Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller… … Çağatay Osmanlı Sözlük
üzerine almak — 1) bir işi görev edinmek, deruhte etmek Üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma şerefim üzerine ant içerim. Anayasa 2) bir davranışın kendisine karşı olduğunu sanarak tedirgin olmak, alınmak… … Çağatay Osmanlı Sözlük
üzerine evlenmek — eşinin üzerine bir başkasıyla evlenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
üzerine üzerine gitmek — çekinmeden sonucu tehlikeli olabilecek bir şeyle uğraşmak, yılmamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
üzerine atmak — bir suçu birine yüklemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
üzerine bir bardak su içmek — alay alacaklı bulunduğu bir şeyi elde etmekten umut kesmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
üzerine bir iki güneş doğmak — sabah yataktan geç kalkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
üzerine çökmek — duygu, durum vb. bastırmak, kaplamak Üzerimize çöken şimşekli, yıldırımlı havanın bana verdiği helecanı yeniden duyuyorum. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
üzerine çullanmak — her tarafını kaplamak, sarmak Korku, su içen bir ceylana saldıran kurt gibi üzerime çullandı … Çağatay Osmanlı Sözlük
üzerine düşmek — (bir şeyin) bir şeyle ilgilenmeye başlamak, ilgi göstermek, bir şeyle çok uğraşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
üzerine koymak — katmak, eklemek … Çağatay Osmanlı Sözlük