-
1 yaptırtmak
birine bir şey \yaptırtmak jdm etw machen lassenniçin bunu kendine yaptırtıyorsun? warum lässt du das mit dir machen? -
2 veranlassen
veranlassen*vt1) jdn \veranlassen, etw zu tun birine bir şeyi yaptırtmak, birinin bir şeyi yapmasını sağlamak;Maßnahmen \veranlassen önlemler aldırtmakjdn \veranlassen, etw zu tun birine bir şeyi yaptırtmak, birinin bir şeyi yapmasına sebep olmak; -
3 pedikür
pedikür Fußpflege f;pedikür yaptırtmak sich pediküren lassen -
4 yaptırtma
-
5 bekommen
bekommen*eine Chance \bekommen eline fırsat geçmek;jdn dazu \bekommen, etw zu tun birine bir şey yaptırtmak;Flecken \bekommen lekelenmek;etw zu essen \bekommen yiyecek bir şey bulmak;es mit jdm zu tun \bekommen biriyle başı derde girmek;eine Ohrfeige \bekommen bir tokat yemek;er bekam ein Jahr Gefängnis bir yıl hapis yedi;ich habe es geschenkt \bekommen o bana hediye edildi2) ( Zug) yetişmek (-e);wenn ich ihn zu fassen bekomme onu bir yakalarsam, onu bir elime geçirirsem3) ( Krankheit) olmak;Appetit \bekommen iştahı açılmak;Zähne \bekommen diş çıkarmak, dişleri çıkmak;ein Kind \bekommen bir çocuğu olmak;graue Haare \bekommen saçları kırlaşmak;eine Glatze \bekommen dazlaklaşmak;Hunger/Angst \bekommen acıkmak/korkmak;wir \bekommen anderes Wetter hava değişiyor;wir \bekommen bald Regen birazdan yağmur yağacak;er bekam Lust, schwimmen zu gehen canı yüzmeye gitmek istediII vi1) ( bedient werden) servis yapılmakjdm gut \bekommen birine yaramak [o iyi gelmek];jdm schlecht \bekommen birine dokunmak;wohl bekomm's! yarasın!, afiyet olsun! -
6 bewegen
bewegen* [bə've:gən]1. I vt1) ( Arm, Lippen) kımıldatmak, kıpırdatmak, oynatmak; ( in Gang setzen) hareket ettirmek, devindirmek;er konnte den Koffer kaum von der Stelle \bewegen bavulu yerinden güç bela kımıldattı2) ( innerlich) duygulandırmakII vrsich \bewegen1) hareket etmek, kımılda(n) mak kıpırda(n) mak; phys devinmek;es bewegt sich etwas! ( fig) bir şeyler oluyor!die Preise \bewegen sich um die 100 Mark fiyatlar 100 mark düzeyinde dalgalanıyor2. <bewegt, bewog, bewogen> vtjdn zu etw \bewegen birine bir şey yaptırtmak;können Sie ihn dazu \bewegen? onu ona yaptırtabilir misiniz?;was hat dich dazu bewogen? bunu sana ne yaptırdı?
См. также в других словарях:
yaptırtmak — i, e Yapmasını sağlamak, yapmasına sebep olmak Madama, Rıza nın öğrettiği pastayı yaptırtmıştım. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
aktartmak — i Aktarma işi yaptırtmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
boşattırmak — i Boşatma işini yaptırtmak Başka kız bulmuşlar, beni boşattırıp onu alacaklarmış. E. Bener … Çağatay Osmanlı Sözlük
ettirgen fiil — is., dbl. Geçişli veya geçişsiz fiil kök veya gövdelerine er , ir , tir , t eklerinden birinin veya ikisinin üst üste getirilmesiyle kurulan ve taşıdığı kavram bir nesneye aktarılabilen çatılı fiil, faktitif: İlacı zorla içirdik. Bu işi başkasına … Çağatay Osmanlı Sözlük
yaptırtma — is. Yaptırtmak işi veya durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük