-
21 yanında yanmak
гостыхьан -
22 yanında yatmak
голъын, гогъолъхьан, кIэрылъын -
23 yanında, üzerinde bekletmek
пигъэтын, пегъэтыМалый турецко-адыгский словарь > yanında, üzerinde bekletmek
-
24 yanında olmak
to stand by sb -
25 yeme de yanında yat!
хоть не ешь, а клади́ ря́дом и любу́йся! ( о вкусном и приятном) -
26 in yanında
1. alongside of 2. near the -
27 tabutun yanında giden
pallbearer -
28 arabanın yanında giden atlı uşak
n. outriderTurkish-English dictionary > arabanın yanında giden atlı uşak
-
29 arabanın yanında koşan eskort
n. outrunner -
30 ev işleri yaparak aile yanında kalan kız
n. au pair girlTurkish-English dictionary > ev işleri yaparak aile yanında kalan kız
-
31 ev işleri yaparak aile yanında kalmak
v. au pairTurkish-English dictionary > ev işleri yaparak aile yanında kalmak
-
32 pencerenin yanında koltuk
n. window seat -
33 pencerenin yanında koltuk rica ediyorum
I'd like a window seat pleaseTurkish-English dictionary > pencerenin yanında koltuk rica ediyorum
-
34 sapının iki yanında tüysü yaprakları olan
adj. pinnateTurkish-English dictionary > sapının iki yanında tüysü yaprakları olan
-
35 yürüyüş yanında mı
Is it close enough to walk -
36 çocuğa bakarak aile yanında kalan kız
n. au pair girlTurkish-English dictionary > çocuğa bakarak aile yanında kalan kız
-
37 çocuğa bakarak aile yanında kalmak
v. au pairTurkish-English dictionary > çocuğa bakarak aile yanında kalmak
-
38 yanına, yanında
дэжь, адэжь -
39 adam
1. أغر [أَغَرّ]Anlamı: iyi yetişmiş, değerli kimse2. آلف [آلِف]3. إلف [إِلْف]4. المرء [المَرْء]Anlamı: insan, erkek kişı5. امرؤ [امْرُؤ]Anlamı: insan, erkek kişı6. بعل [بَعْل]Anlamı: eş, koca7. حليل [حَلِيل]Anlamı: eş, koca8. خدن [خِدْن]9. خفير [خَفِير]10. خلص [خِلْص]11. خل [خِلّ]12. خليط [خَلِيط]13. خليل [خَلِيل]14. رجل [رَجُل]Anlamı: insan, erkek kişı15. رفيق [رَفِيق]16. رقيب [رَقِيب]17. زوج [زَوْج]Anlamı: eş, koca18. سري [سَرِيّ]Anlamı: iyi yetişmiş, değerli kimse19. شخص [شَخْص]Anlamı: insan, erkek kişı20. شريف [شَرِيف]Anlamı: iyi yetişmiş, değerli kimse21. صديق [صَدِيق]22. عريق [عَرِيق]Anlamı: iyi yetişmiş, değerli kimse23. عين [عَيْن]24. قرين [قَرِين]Anlamı: eş, koca25. قرين [قَرِين]26. كريم [كَرِيم]Anlamı: iyi yetişmiş, değerli kimse27. مجد [مُجْدٍ]28. مرافق [مُرَافِق]29. مزامل [مُزَامِل]30. مساعد [مُسَاعِد]31. مصاحب [مُصَاحِب]32. معاشر [مُعَاشِر]33. مفيد [مُفِيد]34. ملازم [مُلَازِم]35. نافع [نافِع]36. نبيل [نَبِيل]Anlamı: iyi yetişmiş, değerli kimse -
40 eşik
1. أسكوفة [أُسْكُوفَة]2. سدة [سُدَّة]3. عتبة [عَتَبَة]4. مخرج [مَخْرَج]5. مدخل [مَدْخَل]6. وصيد [وَصِيد]
См. также в других словарях:
yanında — zf. Bir şeye, bir kimseye göre, nispetle Çektiğim acı yanında ölüm çok hafif kalır. M. Yesari Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller yanında olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yanında olmak — desteklemek, yardımcı olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kel yanında kabak anılmaz — bir kişinin yanında, uzaktan da olsa onun kusurunu hatırlatabilecek sözler söylemekten çekinilmelidir anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
kır atın yanında duran ya huyundan ya suyundan — kişi arkadaşlık ettiği kimseden etkilenir anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
kutsuz kuşun yuvası doğan yanında olur — talihsiz kişi, her an kendisine saldıracak güçlü kimselerle yan yana bulunur anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
pilav yiyen kaşığını yanında (veya belinde) taşır — bir şeyden yararlanmak isteyen kişi, bunun için gereken aracı eli altında bulundurmalıdır anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
kaymağı seven mandayı yanında taşır — sevdiği şeyden yoksun kalmak istemeyen kişi, onu sağlayacak araçları eli altında bulundurmalı ve bunun için gereken sıkıntılara katlanmalıdır anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
yeme de yanında yat! — çok lezzetli veya çok hoş … Çağatay Osmanlı Sözlük
kurunun yanında yaş da yanar — beğenilmeyen tutumlarından dolayı cezalandırılan kişiler içinde suçsuzlar da suçlular gibi hırpalanırlar anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
canı kaymak isteyen mandayı yanında taşır — güzel yaşamak isteyen kişi, bu yaşayışın yükünü çekmeyi göze almalı ve gerekli kaynakları elinin altında bulundurmalıdır anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
bööğründe — yanında … Beypazari ağzindan sözcükler