-
1 yüklemek
vt1) aufladen, beladen (mit)2) birine bir şey \yüklemek jdm etw aufbürden; ( isnat etmek) jdm etw anlasten3) ( fam)birine bir şeyin masraflarını \yüklemek jdm die Kosten für etw abbrummen4) ( işi) abwälzen (-e auf)sorumluluğu başkasına \yüklemek die Verantwortung auf einen anderen abwälzen5) ( suç) belasten, zur Last legenbir şeyi internetten \yüklemek etw downloaden -
2 yüklemek
yüklemek (-i -e) v/t beladen; laden A auf A; in A; fig belasten A mit D, aufbürden (jemandem etwas); jemandem etwas zuschreiben; Schuld; Verantwortung zuschieben D, anlasten D -
3 fatura
fa'tura ÖKON Rechnung f;fatura çıkarmak eine Rechnung ausstellen;-in faturasını b-ne yüklemek jemanden für etwas büßen lassen -
4 kabahat
kabahat bulmak herumkritteln;kabahat etmek (oder işlemek) einen Fehler begehen;-e kabahat yüklemek jemandem die Schuld geben;kabahat kimde? wer hat Schuld?;bende kabahat yok ich habe keine Schuld -
5 sermaye
sermaye [ɑː] Kapital n; Vermögen n; Gesprächsstoff m; Mädchen n eines Zuhälters; -
6 yüklenilmek
yüklenilmek pass von yüklemek -
7 yüklenmek
-
8 çatmak
I vt2) ( kaşlarını) zusammenziehen3) ( bağlamak) binden4) ( yüklemek) bepackenII vi1) ( rastlamak) begegnen (-e), geraten (-e an)tam adamına \çatmak bei jdm an den Falschen geraten2) ( sırası gelmek) an der Reihe sein -
9 internet
-
10 kabahat
\kabahat etmek einen Fehler machen\kabahat kimde? wer hat Schuld?bir kimseye/şeye \kabahati yüklemek jdm/etw die Schuld gebenbu benim \kabahatim değil das ist nicht meine Schuld -
11 sermaye
-
12 şarj
-
13 yıkmak
vt1) ( bina) abbrechen, abreißen, niederreißen; ( duvar) umreißen, abtragen; ( tahrip etmek) zerstören, demolierençadır \yıkmak seine Zelte abbrechenbirinin gönlünü \yıkmak jdm das Herz brechen3) ( ağaç) umhauenbu acı onu yıkar dieser Schmerz wirf ihn um5) ( yüklemek) wälzensuçu birine \yıkmak die Schuld auf jdn wälzen -
14 yükle
-
15 yükleme
-
16 yüklenmek
См. также в других словарях:
yüklemek — yüklemek, III, 309 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
yüklemek — i, e 1) Bir yere, taşınması için belli ağırlıkta eşya veya araç gereç koymak 2) Bir bilgisayar, disket vb.ne gerekli bilgileri aktarmak 3) mec. Bir yükümlülük altına sokmak, sorumlu tutmak Çocuğun bakımını ona yüklediler. 4) mec. Bir suçu birinin … Çağatay Osmanlı Sözlük
kontör yüklemek — cep telefonuna konuşma süresi yüklemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kabahati (birine veya bir şeye) yüklemek — işlediği bir suçu başkasının üzerine atmak Bu işte kabahati sobaya yüklemek lazım geliyor. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
sermayeyi kediye yüklemek — şaka parasını yiyip bitirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
sarmak — yüklemek … Beypazari ağzindan sözcükler
kamanço etmek — yüklemek, aktarmak, elden ele geçirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
artılmak — yüklemek, binmek; ardılmak, bir binit üzerine ba şı bir tarafa ayakları bir tarafa gelmek üzere heybe gibi ardılmak; erişilmek. I, 244; I I, 335 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
yüdmek — yüklemek, yüklenmek I, 404; III, 434 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
yüdürmek — yüklemek. I, 371; III, 67, 68bkz:yudurmak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
yüklegsek — yüklemek isteyen III, 314 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini