-
1 vazgeçmek
v. abandon, back down, back down from, back out, back out of, backtrack, cease, cede, cry off, cut loose, declare off, desist, disclaim, dispense with, do without, forbear, forego, forgo, forsake, give over, give up, go without, jack in, kick, leave* * *give up -
2 vazgeçmek
"to give up, to quit, to abandon, to abdicate, to desist, to forsake, to back out, to relinquish, to renounce; to change one's mind" -
3 vazgeçmek
/dan/ 1. to renounce one´s claim to (something). 2. to give up, abandon (a habit, a viewpoint). 3. to decide not to (do something), give up the idea of (doing something). -
4 alışkanlıktan vazgeçmek
n. break oneself of a habit -
5 evlenmekten vazgeçmek
v. jilt -
6 girişimden vazgeçmek
v. put up one's shutters -
7 iddiadan vazgeçmek
v. disclaim -
8 takipten vazgeçmek
v. compound -
9 tutumundan vazgeçmek
v. climb down -
10 yapmaktan vazgeçmek
v. desist from doing -
11 yeminle vazgeçmek
v. abjure -
12 davadan vazgeçmek
to give up a claim -
13 vazgeçmemek
v. (neg. form of vazgeçmek) keep at smb., see out, sit tight, stand out for, stand pat, stick to, stick to it -
14 vazgecmää
[T vazgecmek, from P baz and gecmää]: to renounceA Concise Gagauz Dictionary with etymologies and Turkish, Azerbaijani and Turkmen cognates > vazgecmää
-
15 dava
"1.suit, lawsuit, action. 2. law trial. 3. claim, assertion, allegation, point at issue. 4. proposition, thesis. 5. question, matter. 6. cause, purpose or movement which is given militant support. 7. math. theorem. 8. math. problem. 9. slang sweetheart, love. (aleyhine) - açmak/ın/ to bring a suit against; to file charges against; to sue. - arzuhali law (written) complaint (filed by the plaintiff). -ya bakmak to hear a case. -ların birleştirilmesi law joinder (of causes of action). -nın düşmesi abatement of an action. -ya ehliyet/dava ehliyeti the capacity to sue or be sued. - etmek /ı/ to bring a suit against; to file charges against; to sue. -yı geri almak to withdraw an action. -sını görmek /ın/ to hear the case (of). - hakkı the right of action, the right to sue. -yı halletmek 1. to settle a court case. 2. to solve a problem. -sına hizmet etmek /ın/ to serve the cause of. -nın ihbarı law third-party notice, notice given to a third party. -ya müdahale law intervention (of a third party). -nın reddi dismissal of action, nonsuit. -ların tefrikı severance of actions. -dan vazgeçmek 1. to withdraw an action. 2. to give up a claim. 3. to renounce a cause." -
16 hukuk
,-ku 1. law, jurisprudence. 2. civil law. 3. law rights. 4. friendship. - davası civil lawsuit. - doktoru doctor of law. - fakültesi law school. - ilmi jurisprudence. - mahkemesi civil court. - müşaviri legal adviser. -undan vazgeçmek to give up one´s legal rights.
См. также в других словарях:
vazgeçmek — den, Far. vāz + T. geçmek 1) Kendi hakkı saydığı bir şeyi artık istemez olmak 2) Eskiden beri yapmakta olduğu bir şeyi artık yapmaz olmak İçki alışkanlığından vazgeçtim. 3) Niyetten veya karardan dönmek, caymak … Çağatay Osmanlı Sözlük
el çekmek — vazgeçmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
cavzıtmak — vazgeçmek … Beypazari ağzindan sözcükler
caymak — vazgeçmek … Beypazari ağzindan sözcükler
fariğ olmak — vazgeçmek, çekilmek, el çekmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ertürmek — vazgeçmek, bağışlamak, kabullenmek; geçirmek I, 220 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
cozlatmak — vazgeçmek; iğne vurmak, parasını veya malını almak … Beypazari ağzindan sözcükler
geçmek — e, er 1) Bir yerden başka bir yere gitmek Elindeki kitabı bırakıp bulundukları odaya geçtim. T. Buğra 2) den Bir yandan girip diğer yandan çıkmak İplik iğne deliğinden zor geçti. 3) den Yol, araç veya akarsu bir yerin yakınından veya içinden… … Çağatay Osmanlı Sözlük
garımak — 1. mızıkçılık etmek, vazgeçmek, cınımak 2. oyununu bozmak,anlaşmadan vazgeçmek … Beypazari ağzindan sözcükler
βαργεστώ — και βαργεστίζω και βαζγεστίζω 1. παραιτούμαι από κάτι, εγκαταλείπω κάτι 2. απαυδώ, κουράζομαι 3. δυσανασχετώ 4. απελπίζομαι. [ΕΤΥΜΟΛ. Το βαζγεστίζω < τουρκ. vazgestim, αόρ. του vazgecmek, οι δε τ. βαργεστίζω βαργεστώ < βαζγεστίζω, με το ρ… … Dictionary of Greek
atmak — i, e, ar 1) Bir cismi bir yöne doğru fırlatmak Taşı suya atmak. 2) Bir şeyi yere doğru bırakmak 3) Bir kimsenin ilişiğini kesmek Adamcağızı berbat bir yere attılar. 4) e, nsz Koymak Mutlaka yemeklerimize biber atmayı âdet edinmişiz. B. Felek 5)… … Çağatay Osmanlı Sözlük