-
1 uzanmak
ложи́ться растяну́ться* * *-e1) простира́ться, тяну́ться до чего2) потяну́ться; протяну́ть ру́ку; дотяну́ться до чего3) лечь, растяну́ться (на диване и т. п.)ben biraz uzanacağım — я немно́го приля́гу
4) тяну́ться, простира́тьсяbağlar kilometrelerce uzanıyor — виногра́дники тя́нутся на мно́гие киломе́тры
yol kıyı boyunca uzanır — доро́га идёт вдоль бе́рега
5) пройти́, прое́хать до чегоparka uzandık — мы прошли́ до па́рка
-
2 uzanmak
растягиваться, вытягиватьсяİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > uzanmak
-
3 uzanmak
Д1) простира́ться, тяну́ться, протя́гиваться; растя́гиваться2) тяну́ться, затя́гиваться (по времени и т. п.)3) вытя́гиваться; тяну́ться; дотя́гиваться до чего4) лечь, растяну́ться (на диване и т. п.)5) прое́хать [вплоть] до -
4 uzanılmak
См. также в других словарях:
uzanmak — e 1) Boylu boyunca yatmak Nevin evde biraz uzanıp dinlenmezse hastalanacaktı sanki. S. F. Abasıyanık 2) Gitmek Öğleden sonra Şişli den Beyoğlu na kadar uzandım. Y. K. Beyatlı 3) nsz Bir alana yayılmak Sokağın dibinden gelen bir elektrik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
iki seksen uzanmak — alay bir çarpma, vurma sonucu boylu boyunca serilmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
eli harama uzanmak — dinî bakımdan yasaklanmış bir işe yönelmek Eli ne vakit harama uzandı? H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
erişmek — uzanmak … Beypazari ağzindan sözcükler
İMTİDAD — Uzanmak. Uzayıp gitmek. Gerilip ve çekilip uzanmak. * Boy. Tul. Uzunluk. * Feza, uzay … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İSTİTALE — Uzanmak. Uzantı. Uzayıp gitmek. * Birisi üzerine faziletlilik dâvasında bulunmak. * Tecvidde: Harf okunduğunda sesin imtidadına, uzamasına denir. Bu harfe müstatıl harfi de denir. Bu sıfat Dad harfine aittir. * Tıb: Vücutta bazı organların… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
sünmek — uzanmak, esnemek, hamle etmek … Beypazari ağzindan sözcükler
kol atmak — 1) bitkinin gövdesinden ayrılan bir dal bir yöne uzanmak 2) mec. çevreye yayılmak, genişlemek, ulaşmak, uzanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
el — 1. is., anat. 1) Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk. Z. O. Saba 2) Sahiplik, mülkiyet Elden çıkarmak. Elimdeki bütün parayı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
iki — is. 1) Birden sonra gelen sayının adı 2) Bu sayıyı gösteren 2, II rakamlarının adı 3) sf. Birden bir artık Bir sokak başında kavga eden iki çocuğu ayırdı. H. Taner Birleşik Sözler iki anlamlı iki ayaklı iki başlı iki bir ikibuçukluk … Çağatay Osmanlı Sözlük
sarkmak — e, ar 1) Aşağıya doğru uzamak veya uzanmak Oluklardan kol gibi buzlar sarkıyordu. T. Buğra 2) argo Karşı cins ile ilişki kurmayı veya arkadaş olmayı istemek 3) hlk. Yolunu uzatmak, uğramak … Çağatay Osmanlı Sözlük