-
1 гармонировать
uyuşmak,kaynaşmak* * *uyum içinde olmak; uyuşmak; kaynaşmak (о цветах, красках) -
2 деревенеть
-
3 сходиться
несов.; сов. - сойти́сь1) karşılaşmakони́ сошли́сь на полдоро́ге — yan yolda karşılaştılar
2) kavuşmakжиле́т не схо́дится — yeleğin önü kavuşmuyor
3) toplanmak, buluşmakсошли́сь друзья́ и знако́мые — dost tanıdık toplandı
4) врз uyuşmakсходи́ться в цене́ — fiyatta uyuşmak
сходи́ться хара́ктерами — huyları uyuşmak
они́ бы́стро сошли́сь с сосе́дями — komşularıyla çabuk uyuştular
5) birleşmekмы схо́димся во мне́нии, что... —... görüşünde birleşiyoruz
э́то - еди́нственное, в чём они́ схо́дятся — birleştikleri tek nokta budur
их показа́ния не схо́дятся — verdikleri ifadeler birbirini tutmuyor
фами́лия сошла́сь, и́мя - нет — soyadı tuttu, adı tutmadı
-
4 задеревенеть
-
5 затекать
-
6 коченеть
несов.; сов. - закочене́ть, окочене́ть( замерзать) donmak; uyuşmakкочене́ть от хо́лода — soğuktan uyuşmak
-
7 отлежать
сов.yatmaktan uyuşmak / keçeleşmekотлежа́ть себе́ ру́ку — yatmaktan kolu uyuşmak
-
8 сговариваться
несов.; сов. - сговори́ться1) sözleşmek; ağız / söz birliği etmekсговори́ться с кем-л. о встре́че — biriyle görüşmek üzere sözleşmek
они́ де́йствовали, то́чно сговори́вшись (ме́жду собо́й) — söz birliği etmişlercesine davranıyorlardı
2) anlaşmak, uyuşmakс ним легко́ сговори́ться — onunla uyuşmak kolay
-
9 сторговаться
сов.kesişmek, uyuşmakсторгова́ться на ста рубля́х — yüz rubleye kesişmek / uyuşmak
-
10 уживаться
geçinmek,uyuşmak* * *несов.; сов. - ужи́ться(с кем-л.) geçinmek, barınmak; uyuşmakсуме́ет ли э́та па́ра ужи́ться? — bu çift uyuşabilir mi acaba?
-
11 цепенеть
donakalmak; uyuşmak* * *несов.; сов. - оцепене́ть -
12 каменеть
1) taşlaşmak3) перен. ( становиться бесчувственным) yüreği katılaşmak -
13 костенеть
1) ( от холода) uyuşmak2) (от испуга и т. п.) donup kalmak; donakalmak -
14 мёрзнуть
-
15 мертветь
несов.; сов. - омертве́ть, помертве́ть2) сов. помертветь ( приходить в оцепенение) donakalmak -
16 неметь
1) (от страха и т. п.) dili / nutku tutulmak2) ( цепенеть) uyuşmak -
17 одеревенеть
-
18 отниматься
несов.; сов. - отня́тьсяtutulmak; inmek; uyuşmak ( неметь)у него́ от стра́ха отня́лся язы́к — korkudan dili tutuldu
-
19 отсиживать
несов.; сов. - отсиде́ть1) в соч.отсиде́ть себе́ но́гу — oturmaktan ayağı / bacağı uyuşmak / karıncalanmak
2) разг. oturmakотсиде́ть до конца́ спекта́кля — temsilin sonuna kadar oturmak
3) ( в тюрьме) yatmakон отсиде́л пять лет — beş yıl hapis yatmış
-
20 поладить
сов.
- 1
- 2
См. также в других словарях:
uyuşmak — 1. nsz Soğuk, basınç vb. yüzünden vücudun bir yerinde, duygu ve hareket geçici olarak azalmak Öğle yemeğinden sonra sinirlerim uyuştu, ufak bir uyku kestireyim, diye kompartımanımda uzandım. A. Haşim 2. nsz, le 1) Her konuda birbirine uymak,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
mutabık kalmak — uyuşmak, anlaşmaya varmak O akşam da müzakere sonunda bu yaşıtım üvey dayımla mutabık kaldık. H. F. Ozansoy … Çağatay Osmanlı Sözlük
unaşmak — uyuşmak, kabullenmek I, 190bkz:ona şmak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
yaraşmak — uyuşmak, anlaşmak, yaraşmak II, 105; II I, 11. 71, 72 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
İSTİMZAC — Uyuşmak. Beraber karışmak. * Birisinin mizacını, huyunu öğrenmeğe çalışmak. * Yoklamak. Fikrini, re yini sormak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
uyuşma — 1. is. Uyuşmak (I) işi 2. is. Uyuşmak (II) işi, mutabakat, antant ... hayvanlar, bitkiler, böcekler, çocuklar doğa ile uyuşma içindedirler. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
birleşmek — nsz 1) Ayrıyken tek bir bütün durumuna gelmek 2) Buluşmak, bir araya gelmek Bazen ikisi, üçü birleşince ne ateşli münakaşalara dalıyorlar. A. Ş. Hisar 3) Uyuşmak, aynı görüşte olmak 4) Aynı amaç çevresinde toplanmak Küçükten, sessizden; yazıcısı … Çağatay Osmanlı Sözlük
kaynaşmak — nsz, le 1) Ayrılmayacak bir biçimde birleşmek Çakılla çimento kaynaşır. 2) Çok kalabalık ve hareketli olmak, hareket etmek Kumun üstünde bir sürü kadın erkek, oğlan kız kaynaşıyor. F. R. Atay 3) Birbirine iyice uymak Bu iki renk iyi kaynaşmış. 4) … Çağatay Osmanlı Sözlük
örtüşmek — le 1) Aynı noktalarda ve düzlemlerde kesişmek 2) mec. İki görüş, düşünce, sözcük, cümle birbiriyle tam olarak uyuşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
uylaşmak — nsz, le, hlk. Birbiriyle uyuşmak, uzlaşmak, anlaşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
uzlaşmak — nsz Aralarındaki düşünce veya çıkar ayrılığını, karşılıklı ödünlerle kaldırarak uyuşmak, karşılıklı anlaşmak ve mutabık kalmak, antant kalmak O vakit politika ile mücerret ilmi birbiriyle gayet kolay uzlaşır şeyler sanıyordum. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük