-
1 tenakuz
tenakuz [ɑː] Gegensatz m, Gegenteil n;tenakuza düşmek ins Gegenteil verfallen -
2 tenakuz
а противополо́жность; противоре́чие; контра́стtenakuza düşmek — впада́ть в противоре́чие; противоре́чить самому́ себе́
-
3 tenakuz
αντίφαση -
4 tenâkuz
arapça تناقض çelişki. -
5 tenakuz
تباينتضادتعارضتغايرخلاففرقمخالفة -
6 tenakuz
-
7 tenakuz
contradiction, being contradictory. -a düşmek to contradict oneself. -
8 çelişki
1. اختلاف [اِخْتِلاف]Anlamı: çelişme, tenakuz2. تباين [تَبَايُن]Anlamı: çelişme, tenakuz3. تضارب [تَضَارُب]Anlamı: çelişme, tenakuz4. تغاير [تَغَايُر]Anlamı: çelişme, tenakuz5. تفاوت [تَفَاوُت]Anlamı: çelişme, tenakuz6. تناف [تَنَاف]Anlamı: çelişme, tenakuz7. خلاف [خِلَاف]Anlamı: çelişme, tenakuz8. مخالفة [مُخالَفَة]Anlamı: çelişme, tenakuz9. مغايرة [مُغَايَرَة]Anlamı: çelişme, tenakuz10. مناقضة [مُنَاقَضَة]Anlamı: çelişme, tenakuz -
9 تباين
تَبَايُن1. varyasyonAnlamı: çeşitleme, değişim2. oransızlıkAnlamı: oransız olma durumu3. terslikAnlamı: ters olma durumu4. ihtilâfAnlamı: ayrılık, anlaşmazlık5. bağdaşmazlıkAnlamı: uyuşmazlık, geçimsizlik6. ayrımAnlamı: benzer şeyleri birbirinden ayıran özellik, başkalık, fark7. tenakuzAnlamı: çelişki8. farklılıkAnlamı: farklı olma durumu9. farkAnlamı: başkalık, ayrım10. eşitsizlikAnlamı: eşit olmama durumu, müsavatsızlık11. çelişkiAnlamı: çelişme, tenakuz12. kontrastAnlamı: karşıtlık, zıtlık13. anlaşmazlıkAnlamı: amaç ve düşünce ayrılığı, uyuşmazlık, ihtilâf14. ayrılıkAnlamı: ayrı olma durumu, birinden uzak düşme -
10 تغاير
تَغَايُر1. oransızlıkAnlamı: oransız olma durumu2. terslikAnlamı: ters olma durumu3. çeşitlilikAnlamı: çeşidi çok olma durumu4. bağdaşmazlıkAnlamı: uyuşmazlık, geçimsizlik5. ayrımAnlamı: benzer şeyleri birbirinden ayıran özellik, başkalık, fark6. tenakuzAnlamı: çelişki7. ihtilâfAnlamı: ayrılık, anlaşmazlık8. farkAnlamı: başkalık, ayrım9. eşitsizlikAnlamı: eşit olmama durumu, müsavatsızlık10. uyuşmazlıkAnlamı: uyuşmama durumu11. çelişkiAnlamı: çelişme, tenakuz12. anlaşmazlıkAnlamı: amaç ve düşünce ayrılığı, uyuşmazlık, ihtilâf13. kontrastAnlamı: karşıtlık, zıtlık14. ayrılıkAnlamı: ayrı olma durumu, birinden uzak düşme -
11 خلاف
خِلَاف1. uzlaşmazlıkAnlamı: anlaşmaya, uzlaşmaya yanaşmama durumu2. tersAnlamı: bir şeyin aksi3. karşıt4. husumetAnlamı: hasım olma durumu, düşmanlık5. kontrastAnlamı: karşıt, zıt6. terslikAnlamı: ters olma durumu7. tenakuzAnlamı: çelişki8. ayrımAnlamı: benzer şeyleri birbirinden ayıran özellik, başkalık, fark9. farkAnlamı: başkalık, ayrım10. eşitsizlikAnlamı: eşit olmama durumu, müsavatsızlık11. marazaAnlamı: anlaşmazlık, çekişme, kavga12. karşı savAnlamı: antitez, zıt13. kontraAnlamı: karşıt, karşı, aksi14. zıddiyetAnlamı: karşıtlık, birbirine zıt olma durumu15. aleyhAnlamı: karşı, karşıt ve zıt16. nifakAnlamı: geçimsizlik, anlaşmazlık17. çelişkiAnlamı: çelişme, tenakuz18. anlaşmazlıkAnlamı: amaç ve düşünce ayrılığı, uyuşmazlık, ihtilâf19. kontrastAnlamı: karşıtlık, zıtlık20. karşıAnlamı: karışıt, zıt, muhalif21. ayrılıkAnlamı: ayrı olma durumu, birinden uzak düşme22. düşmanlıkAnlamı: düşman olma durumu -
12 مخالفة
IمُخَالَفَةfaulAnlamı: maçta kural dışı hareketIIمُخالَفَة1. itaatsizlikAnlamı: itaatsiz olma durumu2. bağdaşmazlıkAnlamı: uyuşmazlık, geçimsizlik3. tenakuzAnlamı: çelişki4. muhalefetAnlamı: karşı olma durumu, aykırılık5. çelişkiAnlamı: çelişme, tenakuz6. aykırılıkAnlamı: aykırı olma durumu -
13 تباين
bağdaşmazlık; anlaşmazlık; ayrılık; ayrım; çelişki; eşitsizlik; fark; farklılık; ihtilâf; kontrast; oransızlık; tenakuz; terslik; varyasyon -
14 تضاد
aleyhtarlık; antitez; aykırılık; karşıtlık; kontrast; tenakuz; tezat; zıddiyet -
15 تعارض
bağdaşmazlık; çelişmek; dalaş; hırgür; tenakuz; terslik -
16 تغاير
bağdaşmazlık; anlaşmazlık; ayrılık; ayrım; çelişki; çeşitlilik; eşitsizlik; fark; ihtilâf; kontrast; oransızlık; tenakuz; terslik; uyuşmazlık -
17 خلاف
aleyh; anlaşmazlık; ayrılık; ayrım; çelişki; düşmanlık; eşitsizlik; fark; husumet; karşı; karşı sav; karşıt; kontra; kontrast; maraza; nifak; tenakuz; terslik; ters; uzlaşmazlık; zıddiyet -
18 فرق
açmak; bağdaşmazlık; anlaşmazlık; ayırmak; ayrılık; ayrım; bazı; birtakım; bölüm; cüz; çeşitlilik; dağıtmak; dağılmak; dayamak; ekip; endişe; eşitsizlik; ezinti; fark; fasıl; fırka; grup; haşyet; havil; hisse; ihtilâf; kader; korku; kontrast; korkak; korkmak; korkutmak; oransızlık; panik; perva; sabah; seher; seksiyon; sürü; takım; tenakuz; terslik; uçurum; ürkütmek; uyuşmazlık; ürküntü; yılgı; yüreksiz -
19 مخالفة
bağdaşmazlık; aykırılık; çelişki; faul; itaatsizlik; muhalefet; tenakuz -
20 اختلاف
اِخْتِلاف1. oransızlıkAnlamı: oransız olma durumu2. çeşitlilikAnlamı: çeşidi çok olma durumu3. ihtilâfAnlamı: ayrılık, anlaşmazlık4. terslikAnlamı: ters olma durumu5. bağdaşmazlıkAnlamı: uyuşmazlık, geçimsizlik6. farklılıkAnlamı: farklı olma durumu7. ayrımAnlamı: benzer şeyleri birbirinden ayıran özellik, başkalık, fark8. farkAnlamı: başkalık, ayrım9. eşitsizlikAnlamı: eşit olmama durumu, müsavatsızlık10. uyuşmazlıkAnlamı: uyuşmama durumu11. çelişkiAnlamı: çelişme, tenakuz12. ayrılıkAnlamı: ayrı olma durumu, birinden uzak düşme13. kontrastAnlamı: karşıtlık, zıtlık14. anlaşmazlıkAnlamı: amaç ve düşünce ayrılığı, uyuşmazlık, ihtilâf15. değişiklikAnlamı: değişik olma durumu
- 1
- 2
См. также в других словарях:
tenaküz — tenâküz: çelişki … Hukuk Sözlüğü
tenakuz — is., esk., Ar. tenāḳuż Anlam aykırılığı, çelişme, çelişki Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller tenakuza düşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tenâkuz — (A.) [ ﺾﻗﺎﻨﺕ ] çelişki … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
TENAKUZ — Sözün birbirini tutmaması. Konuşmada beyan edilen söz ve fikirlerin birbirine zıt olması. * Man: İki şeyin birbirine nakiz olması. Bir şeyin nakizi, o şeyin ref inden (kaldırılmasından) ibarettir … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TENAKUZÂT — (Tenakuz. C.) Tenakuzlar … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
çelişki — is. Çelişme, tenakuz … Çağatay Osmanlı Sözlük