-
21 تضاد
تَضَادّ1. tenakuzAnlamı: çelişki2. karşıtlıkAnlamı: karşıt olma durumu3. aleyhtarlıkAnlamı: bir ışe, harekete veya düşünceye karşı olma4. antitezAnlamı: karşı sav5. zıddiyetAnlamı: karşıtlık, birbirine zıt olma durumu6. tezatAnlamı: karşıtlık7. kontrastAnlamı: karşıtlık, zıtlık8. aykırılıkAnlamı: aykırı olma durumu -
22 تضارب
IتَضَارَبَçelişmekAnlamı: birbirini tutmamak, mutenakız olmakIIتَضَارُب1. terslikAnlamı: ters olma durumu2. bağdaşmazlıkAnlamı: uyuşmazlık, geçimsizlik3. çatışmaAnlamı: çatışmak işi, silâhlı büyük kavga4. hırgürAnlamı: geçimsizlik, kavga5. çelişkiAnlamı: çelişme, tenakuz -
23 تعارض
IتَعَارَضَçelişmekAnlamı: birbirini tutmamak, mutenakız olmakIIتَعَارُض1. terslikAnlamı: ters olma durumu2. bağdaşmazlıkAnlamı: uyuşmazlık, geçimsizlik3. tenakuzAnlamı: çelişki4. dalaşAnlamı: kavga5. hırgürAnlamı: geçimsizlik, kavga -
24 تفاوت
تَفَاوُت1. çeşitlilikAnlamı: çeşidi çok olma durumu2. terslikAnlamı: ters olma durumu3. oransızlıkAnlamı: oransız olma durumu4. bağdaşmazlıkAnlamı: uyuşmazlık, geçimsizlik5. ihtilâfAnlamı: ayrılık, anlaşmazlık6. ayrımAnlamı: benzer şeyleri birbirinden ayıran özellik, başkalık, fark7. farkAnlamı: başkalık, ayrım8. eşitsizlikAnlamı: eşit olmama durumu, müsavatsızlık9. çelişkiAnlamı: çelişme, tenakuz10. ayrılıkAnlamı: ayrı olma durumu, birinden uzak düşme11. kontrastAnlamı: karşıtlık, zıtlık12. anlaşmazlıkAnlamı: amaç ve düşünce ayrılığı, uyuşmazlık, ihtilâf -
25 تناف
تَنَاف1. bağdaşmazlıkAnlamı: uyuşmazlık, geçimsizlik2. çelişkiAnlamı: çelişme, tenakuz -
26 فرق
Iفَرَّقَ1. açmakAnlamı: birbirini ayırmak2. korkutmakAnlamı: korkmasına yol açmak3. ürkütmekAnlamı: ürküntü vermek4. dağılmakAnlamı: değer ve birimler belli etkenlerle, oranlı olarak bölünmek5. dayamakAnlamı: hızla, öfke ile veya korkutmak için yaklaştırmak, uzatmak6. ayırmak7. dağıtmakAnlamı: toplu durumda bulunan kimse veya şeyleri birbirinden uzaklaştırmak veya ayırmakIIفَرَق1. yılgıAnlamı: korku, dehşet2. haşyetAnlamı: korku, korkma3. havilAnlamı: hevl, korku4. pervaAnlamı: çekinme, sakınma, korku5. endişeAnlamı: tasa, kaygı, kuşku, korku6. korku7. ezintiAnlamı: korku veya heyecan sebebiyle duyulan eziklik, sıkıntı8. ürküntüAnlamı: ürkme duygusu, tevahuş9. seherAnlamı: tan ağartısı, gün doğmadan önceki zaman10. panikAnlamı: ani dehşet duygusu, büyük korku11. sabahAnlamı: günün başlangıcıفَرُقyüreksizAnlamı: korkak, tabansızIVفَرِق1. yüreksizAnlamı: korkak, tabansız2. korkakVفَرِقَkorkmakAnlamı: korku duymak, ürkmekVIفَرْق1. uçurumAnlamı: büyük fark2. ihtilâfAnlamı: ayrılık, anlaşmazlık3. çeşitlilikAnlamı: çeşidi çok olma durumu4. terslikAnlamı: ters olma durumu5. oransızlıkAnlamı: oransız olma durumu6. bağdaşmazlıkAnlamı: uyuşmazlık, geçimsizlik7. ayrımAnlamı: benzer şeyleri birbirinden ayıran özellik, başkalık, fark8. tenakuzAnlamı: çelişki9. farkAnlamı: başkalık, ayrım10. eşitsizlikAnlamı: eşit olmama durumu, müsavatsızlık11. uyuşmazlıkAnlamı: uyuşmama durumu12. anlaşmazlıkAnlamı: amaç ve düşünce ayrılığı, uyuşmazlık, ihtilâf13. kontrastAnlamı: karşıtlık, zıtlık14. ayrılıkAnlamı: ayrı olma durumu, birinden uzak düşmeفِرْق1. bazıAnlamı: birtakım, kimi, bazısı, ara sıra, arada bir, kimi vakit2. seksiyonAnlamı: bölüm3. fırkaAnlamı: insan topluluğu4. grup5. ekipAnlamı: takım, zümre6. hisseAnlamı: pay, nasip7. kaderAnlamı: alın yazısı, yazgı8. fasılAnlamı: bölüm, kısım9. sürüAnlamı: evcil hayvanlar topluluğu10. birtakımAnlamı: belirsiz olarak çokluğu anlatır11. takımAnlamı: topluluk12. cüz13. bölüm -
27 مغايرة
مُغَايَرَة1. oransızlıkAnlamı: oransız olma durumu2. terslikAnlamı: ters olma durumu3. bağdaşmazlıkAnlamı: uyuşmazlık, geçimsizlik4. ayrımAnlamı: benzer şeyleri birbirinden ayıran özellik, başkalık, fark5. ihtilâfAnlamı: ayrılık, anlaşmazlık6. farkAnlamı: başkalık, ayrım7. eşitsizlikAnlamı: eşit olmama durumu, müsavatsızlık8. uyuşmazlıkAnlamı: uyuşmama durumu9. çelişkiAnlamı: çelişme, tenakuz10. anlaşmazlıkAnlamı: amaç ve düşünce ayrılığı, uyuşmazlık, ihtilâf11. kontrastAnlamı: karşıtlık, zıtlık12. ayrılıkAnlamı: ayrı olma durumu, birinden uzak düşme -
28 مناقضة
مُنَاقَضَة1. bağdaşmazlıkAnlamı: uyuşmazlık, geçimsizlik2. aleyhtarlıkAnlamı: bir ışe, harekete veya düşünceye karşı olma3. antitezAnlamı: karşı sav4. çelişkiAnlamı: çelişme, tenakuz
- 1
- 2
См. также в других словарях:
tenaküz — tenâküz: çelişki … Hukuk Sözlüğü
tenakuz — is., esk., Ar. tenāḳuż Anlam aykırılığı, çelişme, çelişki Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller tenakuza düşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tenâkuz — (A.) [ ﺾﻗﺎﻨﺕ ] çelişki … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
TENAKUZ — Sözün birbirini tutmaması. Konuşmada beyan edilen söz ve fikirlerin birbirine zıt olması. * Man: İki şeyin birbirine nakiz olması. Bir şeyin nakizi, o şeyin ref inden (kaldırılmasından) ibarettir … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TENAKUZÂT — (Tenakuz. C.) Tenakuzlar … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
çelişki — is. Çelişme, tenakuz … Çağatay Osmanlı Sözlük