-
1 tanışıklık
tanışıklık <- ğı> Bekanntschaft f -
2 tanışıklık
Bekanntschaft f -
3 tanışıklık
озвонч. -ğıзнако́мство -
4 tanışıklık
n. acquaintanceship* * *acquaintanceship -
5 tanışıklık
(-ğı)знако́мство -
6 tanışıklık
acquaintance, acquaintanceship -
7 tanışıklık
acquaintance, acquaintanceship. -
8 acquaintanceship
tanışıklık -
9 знакомство
tanışıklık; muhit,tanıdıklar; bilgi* * *с1) tanışıklıkсо дня на́шего знако́мства — tanıştığımız gündenberi
2) ( круг знакомых) tanıdıklar; muhitобзавести́сь знако́мствами — muhit edinmek / yapmak
3) bilgi(ler)ему́ помогло́ знако́мство с англи́йским языко́м — İngilizce bilmesi kendisine yardım etti
••по знако́мству — iltimasla
-
10 acquaintanceship
tanisiklik, asinalik -
11 сыбайластық
tanışıklık, yakınlık -
12 сыбайластық
tanışıklık, yakınlık -
13 aşinalık
1. إحاطة [إِحَاطَة]Anlamı: tanıma, birini bilme, tanışıklık2. إفاقة [إِفَاقَة]Anlamı: tanıma, birini bilme, tanışıklık3. إلمام [إِلْمام]Anlamı: tanıma, birini bilme, tanışıklık4. اختبار [اِخْتِبَار]Anlamı: tanıma, birini bilme, tanışıklık5. انتباه [اِنْتِباه]Anlamı: tanıma, birini bilme, tanışıklık6. تجربة [تَجْرِبَة]Anlamı: tanıma, birini bilme, tanışıklık7. تنبه [تَنَبُّه]Anlamı: tanıma, birini bilme, tanışıklık8. تيقظ [تَيَقُّظ]Anlamı: tanıma, birini bilme, tanışıklık9. حذر [حَذَر]Anlamı: tanıma, birini bilme, tanışıklık10. حنك [حُنْك]Anlamı: tanıma, birini bilme, tanışıklık11. حنكة [حُنْكَة]Anlamı: tanıma, birini bilme, tanışıklık12. خبرة [خِبْرَة]Anlamı: tanıma, birini bilme, tanışıklık13. دراية [دِرَايَة]Anlamı: tanıma, birini bilme, tanışıklık14. دربة [دُرْبَة]Anlamı: tanıma, birini bilme, tanışıklık15. سهر [سَهَر]Anlamı: tanıma, birini bilme, tanışıklık16. شعور [شُعُور]Anlamı: tanıma, birini bilme, tanışıklık17. صحو [صَحْو]Anlamı: tanıma, birini bilme, tanışıklık18. فقه [فِقْه]Anlamı: tanıma, birini bilme, tanışıklık19. فهم [فَهْم]Anlamı: tanıma, birini bilme, tanışıklık20. معارف [مَعَارِف]Anlamı: tanıma, birini bilme, tanışıklık21. معرفة [مَعْرِفَة]Anlamı: tanıma, birini bilme, tanışıklık22. وعي [وَعْي]Anlamı: tanıma, birini bilme, tanışıklık23. علم [عِلْم]Anlamı: tanıma, birini bilme, tanışıklık24. عهد [عَهْد]Anlamı: tanıma, birini bilme, tanışıklık -
14 acquaintanceship
n. tanışıklık, tanıdıklar* * *tanışıklık -
15 flüchtig
flüchtig adj Gefangener usw kaçak, firari; (oberflächlich) üstünkörü; (nachlässig) gelişigüzel, dikkatsiz; (vergänglich) gelip geçici;jemanden flüchtig kennen b-le kısa bir tanışıklığı olmak/var;flüchtige Bekanntschaft kısa bir tanışıklık;flüchtiger Blick şöyle bir bakış;flüchtiger Eindruck yüzeysel izlenim -
16 oberflächlich
1. adj yüzeysel;oberflächliche Bekanntschaft şöyle bir tanışıklık2. adv: oberflächlich betrachtet yüzeysel olarak bakılınca -
17 Vertrautheit
Vertrautheit f <Vertrautheit; o pl> alışıklık, yatkınlık, tanışıklık -
18 aşinalık
\aşinalık göstermek sich vertraut machen (-e mit) -
19 muarefe
muarefe s→ tanışıklık Bekanntschaft f -
20 Bekanntschaft
1) ( persönliche Beziehung) tanışıklık;jds \Bekanntschaft machen biriyle tanışmak;mit etw \Bekanntschaft machen bir şey hakkında bilgi edinmek2) ( Bekannter) tanışık, tanıdık
См. также в других словарях:
tanışıklık — is., ğı Birbiriyle tanışmış bulunma, birbirini tanımış olma durumu Ali ile tanışıklık oluncaya kadar Behin, İstanbul a gidip babası ile de konuşmak istedi. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
aşinalık — is., ğı Birbirini bilme, tanıma, tanışıklık İstanbul un öyledir baharı / Bir aşk oluverdi aşinalık. Y. K. Beyatlı Birleşik Sözler göz aşinalığı Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller aşinalık göstermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
hususiyet — is., Ar. ḫuṣūṣiyyet 1) Özellik Her birinin hususiyetine ait bin türlü mübalağalı malumat veriyordu. Y. K. Karaosmanoğlu 2) İleri derecede tanışıklık, ahbaplık, yakınlık … Çağatay Osmanlı Sözlük
muarefe — is., esk., Ar. muˁārefe Karşılıklı birbirini tanıma, tanışma, tanışıklık Sizi tanıdığım günden beri aramızda muarefenin alabileceği şekiller üstünde her gün düşünüyorum. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
HUSUSİYET — Ahbaplık, tanışıklık, yakınlık. * Hususilik … Yeni Lügat Türkçe Sözlük