-
1 sunmak
vt1) präsentieren, darbieten2) anbietenbirine bir şeyi \sunmak jdm etw anbietensatışa \sunmak zum Verkauf anbieten, feilbieten3) ( göndermek) übersenden -
2 sunmak
sunmak <- ar> (-i -e) jemandem unterbreiten A; Brief übersenden; z.B. Buch überreichen; jemandem Grüße entbieten; (Fernseh)Programm bieten, senden, besonders Film bringen -
3 oy
oy (Wahl)Stimme f;oy elde etmek Stimmen bekommen;oy hakkı Stimmrecht n;oy sandığı Wahlurne f;oy verme Stimmabgabe f;oy verme yeri Wahllokal n;oy vermek (oder oyunu kullanmak) seine Stimme abgeben (-e für A);oya koymak (oder sunmak) zur Abstimmung vorlegen;32 çekimser oya karşılık 62 oyla kabul edilmiştir (der Antrag) wurde bei 32 Stimmenthaltungen mit 62 Stimmen angenommen -
4 sunulmak
-
5 satış
satış s1) Verkauf mbir şeyi \satışa sunmak etw zum Verkauf anbieten, etw feilbieten2) (\satışlar) Absatz m -
6 sergilemek
vt1) ausstellen2) zur Schau stellenyürekler acısı bir manzara \sergilemek ein Bild des Jammers bieten -
7 sun
-
8 sunar
-
9 sundurmak
-
10 sunma
-
11 takdim
См. также в других словарях:
sunmak — II, 28 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
sunmak — i, e, ar 1) Bir büyüğe veya nezaket gereğince bir kimseye bir şeyi vermek, yollamak, göndermek, takdim etmek Bu küçük hadiseyi devlet adamlarımıza bir müşahede olarak sunuyorum. B. Felek 2) Tanıtmak, bilgi vermek amacıyla çeşitli yöntemler… … Çağatay Osmanlı Sözlük
onayına sunmak — tasdike arz edilmek ... olağanüstü hâl ilanına karar verilmesi durumunda, bu karar Resmî Gazete de yayımlanır ve hemen Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına sunulur. Anayasa … Çağatay Osmanlı Sözlük
oya koymak (veya sunmak) — bir konuda sonucu belirlemek için oy verilmesini istemek, sağlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bahşetmek — i, e, der, Far. baḫş + T. etmek Karşılıksız olarak vermek, bağışlamak, sunmak Geçmiş zamanların bize bahşettiği daha mükemmel bolluğu hatırlayacaktık. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
çıkarmak — den 1) Birinin veya bir şeyin çıkmasını sağlamak, çıkmasına sebep olmak Cebinden maroken kaplı bir defter çıkardı. Ö. Seyfettin 2) i Sonunu getirmek Bu para ile ayı çıkarırız. 3) i Anlamak, ne olduğunu bilmek, sezmek 4) i Bulmak, ortaya koymak… … Çağatay Osmanlı Sözlük
delege — is., Fr. délégué 1) Kendisine yetki verilerek bir yere veya birinin katına gönderilen kimse, elçi, murahhas Avrupa da toplanıp, konuşup dağılan milletlerarası konferanslara delege olarak gönderilmiştir. H. E. Adıvar 2) Devlet, parti, sendika vb.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gezdirmek — i 1) Birinin gezmesini sağlamak, dolaştırmak Kendisini seven, gezdiren büyük kızlar, ona abla kokusunu vermişlerdi. O. C. Kaygılı 2) Tanıtmak amacıyla dolaştırmak Konuklara Ankara yı gezdirdi. 3) e, nsz Bir şeyi başka bir şeyin üzerinde… … Çağatay Osmanlı Sözlük
onay — is. Uygun bulma, tasdik, icazet, izin Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller onay almak onayına sunmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
otel — is., Fr. hôtel Yolcu ve turistlere geceleme imkânı sağlamak, bunun yanında yemek, eğlence vb. hizmetleri sunmak amacıyla kurulmuş işletme Beyoğlu civarında bir otelde yatmıştım. S. F. Abasıyanık Birleşik Sözler otel faresi otelgarni apart otel… … Çağatay Osmanlı Sözlük
oylamak — i Oya koymak veya oya sunmak … Çağatay Osmanlı Sözlük