-
1 sevmek
sevmek <- er> v/t lieben; besonders Sache mögen; gern tun; jemanden streicheln, liebkosen; BOT (z.B. feuchtes Klima) bevorzugen;sevsinler! siehe mal einer an! -
2 sevmek
vt1) liebenseni seviyorum! ich liebe dich!2) ( hoşlanmak) mögen, gernhabenbunu pek sever das mag er allzu gernbunu pek sevmez das mag er nicht allzu gernrahatsız edilmeyi hiç sevmez er hat es überhaupt nicht gern, wenn man ihn stört -
3 sevmek
люби́ть полюби́ть* * *-i1) люби́тьçiçekleri sevmek — люби́ть цветы́
yurdunu sevmek — люби́ть свою́ ро́дину
2) ласка́тьgel çocuğum, seni biraz seveyim — подойди́, дитя́ моё, я тебя́ приласка́ю
•• -
4 sevmek
(sever)В1) в разн. знач. люби́тьaçık renkleri sevmek — люби́ть све́тлые тона́
2) ласка́ть◊
seve seve — с удово́льствием; ра́достно -
5 sevmek
иркәләү; сөяү; сөйү; ярату -
6 sevmek
v. love, like, enjoy, caress, be fond of, fondle, affect, care, dandle, fancy, pet* * *love -
7 sevmek
evandin--------hez jê kirin--------hezkirin--------kef ji re hatin--------pê şa bûn -
8 sevmek
kochać; lubić -
9 sevmek
(iyi görmek) шIу лъэгъун, фIыу лъагъун -
10 sevmek
шIу лъэгъун -
11 sevmek
حب -
12 sevmek
حب [حَبَّ]Anlamı: sevgi ve bağlılık duymak -
13 sevmek
"to love; to like, to enjoy, to be fond of, to care for sb/sth, to go for sb/sth; to fondle, to caress, to stroke (a cat, etc.)" -
14 sevmek
"/ı/ 1. to love; to like. 2. to fondle, caress. Sevsinler! colloq. Now isn´t he/she something! (said sarcastically). Sev beni, seveyim seni. proverb You scratch my back and I´ll scratch yours." -
15 sevmek
sevmək -
16 sevmek
milovat -
17 üstüne sevmek
люби́ть ещё одного́ / одну́ -
18 daha çok sevmek
v. like better -
19 deli gibi sevmek
n. love to distraction -
20 delicesine sevmek
v. be crazy for, adore, dote, dote upon
См. также в других словарях:
sevmek — i, er 1) Sevgi ve bağlılık duymak Çok az lakırtı söylediği için sevdiği arkadaşları bile kendisini iyice anlayamamışlardı. Ö. Seyfettin 2) Birine sevgiyle bağlanmak, gönül vermek Ne kadınlar sevdim zaten yoktular / Böyle bir sevmek görülmemiştir … Çağatay Osmanlı Sözlük
üstüne sevmek — (birinin) birini severken bir başkasını daha sevmek Sanki ben sizin üstünüze birini sevmişim, herkese rezil olmuşum, siz de onu duymuşsunuz. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözü gibi sevmek — (bir şeyi) pek çok sevmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözünün bebeği gibi sevmek — çok sevmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
boğazını sevmek — yiyip içmeye düşkün olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
canı gibi sevmek — çok güçlü bir sevgiyle bağlanmak Amcasının sırtını, canı gibi sevdiği sekiz yaşındaki Serdar ı nasıl okşarsa öyle sıvazlıyor. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
yerini sevmek — yerini beğenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
Rİ'MAM — Sevmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
gönlünü pazara çıkarmak — sevmek için kendine yakışanı seçmeyip rastgele birini sevmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
âşık olmak — sevmek, tutulmak Bir iki kez karşıdan görmekle nasıl âşık olduğunu, nasıl evlendiğini yüreği burkularak izledi. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
sewmek — sevmek II, 15; III, 175, 385 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini