-
1 hoşlanmak
bir kimseden/şeyden \hoşlanmak an jdm/etw Gefallen finden, jdn/etw mögenben böyle şeylerden hoşlanmam mir gefallen solche Dinge [o Sachen] nicht, ich mag solche Dinge [o Sachen] nicht -
2 hoşlanmak
bundan hoşlanıyorum unp es gefällt mir, ich mag es -
3 hoşlanmak
- denнра́виться, люби́тьbu sözlerden hoşlandı — ему́ понра́вились э́ти слова́
yalnız bu oyundan hoşlanıyordu — он люби́л то́лько э́ту игру́
-
4 hoşlanmak
ошу; хушлану -
5 hoşlanmak
v. like, enjoy, be pleased with, affect, be attracted, care, click, delight, dig, fancy, have a liking for smb., be partial to, relish, be taken by, be taken with, take a fancy to, take to* * *enjoy -
6 hoşlanmak
kef ji re hatin -
7 hoşlanmak
Xoşlanmaq -
8 hoşlanmak
lubić -
9 hoşlanmak
ГУРЫХЬЫН, гоIун, гуахьын -
10 hoşlanmak
гурыIон, ыгу рихьын, кIэсэн -
11 hoşlanmak
بشبهجحبر -
12 hoşlanmak
1. بش [بَشَّ]Anlamı: hoşuna gitmek2. بهج [بَهِجَ]Anlamı: hoşuna gitmek3. حبر [حَبَرَ]Anlamı: hoşuna gitmek -
13 hoşlanmak
to like, to enjoy, to go for sb/sth, to care for sb, to relish -
14 hoşlanmak
"/dan/ to like, be pleased with; to enjoy." -
15 hoşlanmak
xoşlamaq, xoşlanmaq -
16 resmiyetten hoşlanmak
v. stand on ceremony -
17 hazzetmek
1. بش [بَشَّ]Anlamı: hoşlanmak, hoşuna gitmek2. بهج [بَهِجَ]Anlamı: hoşlanmak, hoşuna gitmek3. حبر [حَبَرَ]Anlamı: hoşlanmak, hoşuna gitmek -
18 hoşlanmamak
v. (neg. form of hoşlanmak) dislike, not to like, detest, regard with disfavor, bar, shrink -
19 hoşlaşmak
-
20 hoşlanma
hoşlanma s
- 1
- 2
См. также в других словарях:
hoşlanmak — den Hoşuna gitmek, hoş bulmak, hazzetmek, sevmek Bilirsiniz ki ben, politika işlerinden hiç hoşlanmam. B. Felek … Çağatay Osmanlı Sözlük
bötürmek — hoşlanmak … Beypazari ağzindan sözcükler
haz almak — hoşlanmak, keyif almak Bunların hiçbirisinden haz almazdı, bu âlemde bir güzellik olmak lazım gelse bir başka biçimde lazım geleceğini düşünüyordu. H. Z. Uşaklıgil … Çağatay Osmanlı Sözlük
lezzet almak — hoşlanmak Uysal hayatımız daima gönlümün de aklımın da en lezzet aldığı meşgalesi. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
haz duymak — hoşlanmak O, ... kullanmaya alışık olduğu bu şartlı eşyasını gördükçe ve elledikçe bir haz duyardı. A. Ş. Hisar … Çağatay Osmanlı Sözlük
içi ısınmak — hoşlanmak, sevmek Uzun yıllar içim ısınmadı ona. Y. Z. Ortaç … Çağatay Osmanlı Sözlük
HAZZETMEK — Hoşlanmak, zevk ve lezzet almak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
hazetmek — hoşlanmak, memnun kalmak … Beypazari ağzindan sözcükler
bayılmak — nsz 1) Baygın duruma girmek, uyur gibi olmak, kendinden geçmek, kendini kaybetmek Akşam vapurda giderken bir kadının bayıldığını gördüm. S. F. Abasıyanık 2) e Çok hoşlanmak, çok sevmek Hatta kıza bayıldığını bile anlasaydı neye yarardı? R. H.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çıkarmak — den 1) Birinin veya bir şeyin çıkmasını sağlamak, çıkmasına sebep olmak Cebinden maroken kaplı bir defter çıkardı. Ö. Seyfettin 2) i Sonunu getirmek Bu para ile ayı çıkarırız. 3) i Anlamak, ne olduğunu bilmek, sezmek 4) i Bulmak, ortaya koymak… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gevşemek — nsz 1) Sertlik ve gerginliği bozulmak Kar kalkmış, hava açmış, ayaz gevşemişti. A. Gündüz 2) Çözülmek Boynuna dolanan kolları gevşedi. 3) mec. Yumuşamak, yatışmak, sakinleşmek Poker lafını işitmesin, eli ayağı gevşiyor. A. İlhan 4) argo Sevmek,… … Çağatay Osmanlı Sözlük