-
1 فرح
Iفَرَح1. kıvançAnlamı: sevinç2. neşeAnlamı: üzüntüsü olmamaktan doğan, dışa vuran sevinç3. mürüvvet4. hoşnutlukAnlamı: hoşnut olma durumu5. ferahAnlamı: sıkıntısız, sevinçli olma durumu6. hazAnlamı: hoşa giden duygulanma, hoşlanma7. mutlulukAnlamı: ongunluk, saadet8. keyifAnlamı: canlılık, tasasızlık, hoş vakit geçirme9. memnunlukAnlamı: sevinç, sevinme, kıvanç10. memnuniyetAnlamı: sevinç, sevinme, kıvanç11. ferahlıkAnlamı: ferah olma durumu12. sevinç13. zifafAnlamı: gerdeğe girme, gerdek14. zevkAnlamı: hoşa giden ve çekici bir şeyin elde edilmesinden, düşünülmesinden doğan hoş duygu15. damatlıkAnlamı: güveylik16. düğünAnlamı: evlenme dolayısıyla yapılan tören, eğlenceIIفَرِح1. acısızAnlamı: üzüntü, sıkıntı olmayan, kedersiz2. zevkliAnlamı: beğenilen hoşa giden3. memnunAnlamı: sevinç duyan, kıvançlı, mutlu4. kıvançlıAnlamı: sevinç duyan5. kedersizAnlamı: acısız, üzüntüsüz6. mesutAnlamı: mutlu, sevinçli, ongun7. gailesizAnlamı: gailesi olmayan, dertsiz, dinç8. bahtlıAnlamı: mutlu, talihli9. gamsızAnlamı: üzüntüsü olmayan10. hoşnutAnlamı: bir davranış, bir durum veya bir kimseden memnun olan11. mutluAnlamı: ongun, mesut12. keyifliAnlamı: keyfi yerinde, neşeli13. ağrısızAnlamı: ağrısı olmayan, acısız14. asudeAnlamı: sessiz, rahat, sakin15. sevinçliAnlamı: sevinci olan16. şenAnlamı: sevinçli, neşeli17. bahtiyarAnlamı: mutlu, mesutفَرَّحَ1. açmakAnlamı: ferahlık etmek2. neşelendirmekAnlamı: neşeli duruma getirmek3. sevindirmekAnlamı: sevinmesine yol açmak -
2 جذل
Iجَذَل1. mürüvvet2. neşeAnlamı: üzüntüsü olmamaktan doğan, dışa vuran sevinç3. hazAnlamı: hoşa giden duygulanma, hoşlanma4. ferahAnlamı: sıkıntısız, sevinçli olma durumu5. keyifAnlamı: canlılık, tasasızlık, hoş vakit geçirme6. mutlulukAnlamı: ongunluk, saadet7. memnuniyetAnlamı: sevinç, sevinme, kıvanç8. memnunlukAnlamı: sevinç, sevinme, kıvanç9. ferahlıkAnlamı: ferah olma durumu10. sevinçIIجَذِل1. acısızAnlamı: üzüntü, sıkıntı olmayan, kedersiz2. zevkliAnlamı: beğenilen hoşa giden3. memnunAnlamı: sevinç duyan, kıvançlı, mutlu4. gailesizAnlamı: gailesi olmayan, dertsiz, dinç5. bahtlıAnlamı: mutlu, talihli6. kedersizAnlamı: acısız, üzüntüsüz7. kıvançlıAnlamı: sevinç duyan8. mesutAnlamı: mutlu, sevinçli, ongun9. gamsızAnlamı: üzüntüsü olmayan10. üzüntüsüzAnlamı: sıkıntısız, acısız, üzüntüsü olmayan kimse11. hoşnutAnlamı: bir davranış, bir durum veya bir kimseden memnun olan12. mutluAnlamı: ongun, mesut13. keyifliAnlamı: keyfi yerinde, neşeli14. neşeliAnlamı: sevinçli, şen15. sevinçliAnlamı: sevinci olan16. şenAnlamı: sevinçli, neşeli17. bahtiyarAnlamı: mutlu, mesut -
3 ابتهاج
اِبْتِهَاج1. kıvançAnlamı: sevinç2. mürüvvet3. neşeAnlamı: üzüntüsü olmamaktan doğan, dışa vuran sevinç4. hazAnlamı: hoşa giden duygulanma, hoşlanma5. ferahAnlamı: sıkıntısız, sevinçli olma durumu6. keyifAnlamı: canlılık, tasasızlık, hoş vakit geçirme7. mutlulukAnlamı: ongunluk, saadet8. memnuniyetAnlamı: sevinç, sevinme, kıvanç9. memnunlukAnlamı: sevinç, sevinme, kıvanç10. ferahlıkAnlamı: ferah olma durumu11. sevinç -
4 اغتباط
اِغْتِباط1. kıvançAnlamı: sevinç2. neşeAnlamı: üzüntüsü olmamaktan doğan, dışa vuran sevinç3. mürüvvet4. ferahAnlamı: sıkıntısız, sevinçli olma durumu5. hazAnlamı: hoşa giden duygulanma, hoşlanma6. mutlulukAnlamı: ongunluk, saadet7. keyifAnlamı: canlılık, tasasızlık, hoş vakit geçirme8. memnuniyetAnlamı: sevinç, sevinme, kıvanç9. memnunlukAnlamı: sevinç, sevinme, kıvanç10. ferahlıkAnlamı: ferah olma durumu11. sevinç12. zevkAnlamı: hoşa giden ve çekici bir şeyin elde edilmesinden, düşünülmesinden doğan hoş duygu -
5 انبساط
اِنْبِسَاط1. kıvançAnlamı: sevinç2. neşeAnlamı: üzüntüsü olmamaktan doğan, dışa vuran sevinç3. mürüvvet4. hazAnlamı: hoşa giden duygulanma, hoşlanma5. ferahAnlamı: sıkıntısız, sevinçli olma durumu6. keyifAnlamı: canlılık, tasasızlık, hoş vakit geçirme7. mutlulukAnlamı: ongunluk, saadet8. memnuniyetAnlamı: sevinç, sevinme, kıvanç9. memnunlukAnlamı: sevinç, sevinme, kıvanç10. ferahlıkAnlamı: ferah olma durumu11. sevinç12. zevkAnlamı: hoşa giden ve çekici bir şeyin elde edilmesinden, düşünülmesinden doğan hoş duygu -
6 بسط
Iبَسَّطَ1. kolaylaştırmakAnlamı: kolay duruma getirmek2. sadeleştirmekAnlamı: yalınlaştırmak3. basitleştirmek4. uzatmakAnlamı: uzatmasına sebep olmak, temdit etmek5. sermekAnlamı: açarak yaymak veya döşemekIIبَسَطَ1. sermekAnlamı: açarak yaymak veya döşemek2. yaymakAnlamı: bir çok kimseye duyurmak3. şenlendirmekAnlamı: neşelendirmek4. düzlemekAnlamı: düzlem durumuna getirmekبَسْط1. kıvançAnlamı: sevinç2. neşeAnlamı: üzüntüsü olmamaktan doğan, dışa vuran sevinç3. mürüvvet4. ferahAnlamı: sıkıntısız, sevinçli olma durumu5. hazAnlamı: hoşa giden duygulanma, hoşlanma6. keyifAnlamı: canlılık, tasasızlık, hoş vakit geçirme7. mutlulukAnlamı: ongunluk, saadet8. memnuniyetAnlamı: sevinç, sevinme, kıvanç9. memnunlukAnlamı: sevinç, sevinme, kıvanç10. ferahlıkAnlamı: ferah olma durumu11. sevinç -
7 بشر
Iبَشَر1. beşerAnlamı: insanoğlu2. âdemoğluAnlamı: insan denilen yaratıkların hepsiIIبِشْر1. kıvançAnlamı: sevinç2. mürüvvet3. neşeAnlamı: üzüntüsü olmamaktan doğan, dışa vuran sevinç4. ferahAnlamı: sıkıntısız, sevinçli olma durumu5. mutlulukAnlamı: ongunluk, saadet6. keyifAnlamı: canlılık, tasasızlık, hoş vakit geçirme7. memnuniyetAnlamı: sevinç, sevinme, kıvanç8. memnunlukAnlamı: sevinç, sevinme, kıvanç9. ferahlıkAnlamı: ferah olma durumu10. sevinç -
8 بهجة
بَهْجَة1. kıvançAnlamı: sevinç2. zariflikAnlamı: zarif davranış veya zarif olma durumu, incelik, zarafet3. mürüvvet4. neşeAnlamı: üzüntüsü olmamaktan doğan, dışa vuran sevinç5. şaşaaAnlamı: görkem, gösteriş6. ferahAnlamı: sıkıntısız, sevinçli olma durumu7. hazAnlamı: hoşa giden duygulanma, hoşlanma8. mutlulukAnlamı: ongunluk, saadet9. keyifAnlamı: canlılık, tasasızlık, hoş vakit geçirme10. memnuniyetAnlamı: sevinç, sevinme, kıvanç11. görkem12. memnunlukAnlamı: sevinç, sevinme, kıvanç13. ferahlıkAnlamı: ferah olma durumu14. sevinç15. zevkAnlamı: hoşa giden ve çekici bir şeyin elde edilmesinden, düşünülmesinden doğan hoş duygu16. şatafatAnlamı: süs ve gösteriş -
9 تهلل
تَهَلُّل1. kıvançAnlamı: sevinç2. neşeAnlamı: üzüntüsü olmamaktan doğan, dışa vuran sevinç3. mürüvvet4. berraklıkAnlamı: serrak olma durumu, duruluk5. ferahAnlamı: sıkıntısız, sevinçli olma durumu6. keyifAnlamı: canlılık, tasasızlık, hoş vakit geçirme7. mutlulukAnlamı: ongunluk, saadet8. memnunlukAnlamı: sevinç, sevinme, kıvanç9. memnuniyetAnlamı: sevinç, sevinme, kıvanç10. ferahlıkAnlamı: ferah olma durumu11. sevinç12. zevkAnlamı: hoşa giden ve çekici bir şeyin elde edilmesinden, düşünülmesinden doğan hoş duygu -
10 حبر
IحَبَّرَbezemekAnlamı: süslemek, donatmakIIحَبَر1. kıvançAnlamı: sevinç2. neşeAnlamı: üzüntüsü olmamaktan doğan, dışa vuran sevinç3. mürüvvet4. ferahAnlamı: sıkıntısız, sevinçli olma durumu5. hazAnlamı: hoşa giden duygulanma, hoşlanma6. keyifAnlamı: canlılık, tasasızlık, hoş vakit geçirme7. mutlulukAnlamı: ongunluk, saadet8. memnuniyetAnlamı: sevinç, sevinme, kıvanç9. memnunlukAnlamı: sevinç, sevinme, kıvanç10. ferahlıkAnlamı: ferah olma durumu11. sevinç12. zevkAnlamı: hoşa giden ve çekici bir şeyin elde edilmesinden, düşünülmesinden doğan hoş duyguحَبَرَ1. ferahlanmakAnlamı: sıkıntısız, tassası dağılmak2. hazzetmekAnlamı: hoşlanmak, hoşuna gitmek3. ferahlamakAnlamı: sıkıntısız, tassası dağılmak4. hoşlanmakAnlamı: hoşuna gitmek5. kıvanmakAnlamı: iftihar etmek, memnun olmak6. hoşlaşmak7. açılmakAnlamı: biraz iyiyleşmek ve ferahlamak8. bezemekAnlamı: süslemek, donatmak9. coşmakIVحَبْر1. malumatlıAnlamı: bilgili2. arifAnlamı: çok anlayışlı ve sezgili kişi3. âlimAnlamı: bilginVحِبْر1. âlimAnlamı: bilgin2. malumatlıAnlamı: bilgili3. arifAnlamı: çok anlayışlı ve sezgili kişi4. mürekkep -
11 حبور
حُبُور1. kıvançAnlamı: sevinç2. neşeAnlamı: üzüntüsü olmamaktan doğan, dışa vuran sevinç3. mürüvvet4. hazAnlamı: hoşa giden duygulanma, hoşlanma5. ferahAnlamı: sıkıntısız, sevinçli olma durumu6. keyifAnlamı: canlılık, tasasızlık, hoş vakit geçirme7. mutlulukAnlamı: ongunluk, saadet8. memnunlukAnlamı: sevinç, sevinme, kıvanç9. memnuniyetAnlamı: sevinç, sevinme, kıvanç10. ferahlıkAnlamı: ferah olma durumu11. sevinç12. zevkAnlamı: hoşa giden ve çekici bir şeyin elde edilmesinden, düşünülmesinden doğan hoş duygu -
12 سرور
سُرُور1. kıvançAnlamı: sevinç2. mürüvvet3. neşeAnlamı: üzüntüsü olmamaktan doğan, dışa vuran sevinç4. ferahAnlamı: sıkıntısız, sevinçli olma durumu5. hazAnlamı: hoşa giden duygulanma, hoşlanma6. mutlulukAnlamı: ongunluk, saadet7. keyifAnlamı: canlılık, tasasızlık, hoş vakit geçirme8. memnunlukAnlamı: sevinç, sevinme, kıvanç9. memnuniyetAnlamı: sevinç, sevinme, kıvanç10. ferahlıkAnlamı: ferah olma durumu11. sevinç12. zevkAnlamı: hoşa giden ve çekici bir şeyin elde edilmesinden, düşünülmesinden doğan hoş duygu -
13 فرحة
فَرْحَة1. kıvançAnlamı: sevinç2. neşeAnlamı: üzüntüsü olmamaktan doğan, dışa vuran sevinç3. mürüvvet4. ferahAnlamı: sıkıntısız, sevinçli olma durumu5. hazAnlamı: hoşa giden duygulanma, hoşlanma6. keyifAnlamı: canlılık, tasasızlık, hoş vakit geçirme7. mutlulukAnlamı: ongunluk, saadet8. memnuniyetAnlamı: sevinç, sevinme, kıvanç9. memnunlukAnlamı: sevinç, sevinme, kıvanç10. ferahlıkAnlamı: ferah olma durumu11. sevinç -
14 مسرة
مَسَرَّة1. kıvançAnlamı: sevinç2. mürüvvet3. neşeAnlamı: üzüntüsü olmamaktan doğan, dışa vuran sevinç4. ferahAnlamı: sıkıntısız, sevinçli olma durumu5. mutlulukAnlamı: ongunluk, saadet6. keyifAnlamı: canlılık, tasasızlık, hoş vakit geçirme7. memnuniyetAnlamı: sevinç, sevinme, kıvanç8. memnunlukAnlamı: sevinç, sevinme, kıvanç9. ferahlıkAnlamı: ferah olma durumu10. sevinç11. zevkAnlamı: hoşa giden ve çekici bir şeyin elde edilmesinden, düşünülmesinden doğan hoş duygu -
15 أشر
Iأَشَر1. kıvançAnlamı: sevinç2. mürüvvet3. ferahAnlamı: sıkıntısız, sevinçli olma durumu4. keyifAnlamı: canlılık, tasasızlık, hoş vakit geçirme5. mutlulukAnlamı: ongunluk, saadet6. ferahlıkAnlamı: ferah olma durumu7. sevinç8. zevkAnlamı: hoşa giden ve çekici bir şeyin elde edilmesinden, düşünülmesinden doğan hoş duyguIIأَشِر1. kalpAnlamı: düzme, sahte (para)2. kalpAnlamı: yalancı, kendine güvenilmeyen3. düzmeceAnlamı: gerçek olmayan4. kıvançlıAnlamı: sevinç duyan5. müfteriAnlamı: karacı, kara çalan6. martavalcıAnlamı: yalan söyleyen, palavracı7. gamsızAnlamı: üzüntüsü olmayan8. neşeliAnlamı: sevinçli, şen -
16 باش
Iبَاش1. emirAnlamı: kumandan, önder2. başkanIIباشّ1. acısızAnlamı: üzüntü, sıkıntı olmayan, kedersiz2. memnunAnlamı: sevinç duyan, kıvançlı, mutlu3. kıvançlıAnlamı: sevinç duyan4. mesutAnlamı: mutlu, sevinçli, ongun5. gailesizAnlamı: gailesi olmayan, dertsiz, dinç6. bahtlıAnlamı: mutlu, talihli7. kedersizAnlamı: acısız, üzüntüsüz8. gamsızAnlamı: üzüntüsü olmayan9. üzüntüsüzAnlamı: sıkıntısız, acısız, üzüntüsü olmayan kimse10. hoşnutAnlamı: bir davranış, bir durum veya bir kimseden memnun olan11. mutluAnlamı: ongun, mesut12. keyifliAnlamı: keyfi yerinde, neşeli13. neşeliAnlamı: sevinçli, şen14. gönenmekAnlamı: mutlu, mesut olmak15. şenAnlamı: sevinçli, neşeli16. bahtiyarAnlamı: mutlu, mesut -
17 بش
Iبَشّ1. acısızAnlamı: üzüntü, sıkıntı olmayan, kedersiz2. memnunAnlamı: sevinç duyan, kıvançlı, mutlu3. kıvançlıAnlamı: sevinç duyan4. gailesizAnlamı: gailesi olmayan, dertsiz, dinç5. mesutAnlamı: mutlu, sevinçli, ongun6. kedersizAnlamı: acısız, üzüntüsüz7. bahtlıAnlamı: mutlu, talihli8. üzüntüsüzAnlamı: sıkıntısız, acısız, üzüntüsü olmayan kimse9. gamsızAnlamı: üzüntüsü olmayan10. hoşnutAnlamı: bir davranış, bir durum veya bir kimseden memnun olan11. mutluAnlamı: ongun, mesut12. keyifliAnlamı: keyfi yerinde, neşeli13. neşeliAnlamı: sevinçli, şen14. gönenmekAnlamı: mutlu, mesut olmak15. sevinçliAnlamı: sevinci olan16. şenAnlamı: sevinçli, neşeli17. bahtiyarAnlamı: mutlu, mesutIIبَشَّ1. ferahlanmakAnlamı: sıkıntısız, tassası dağılmak2. hazzetmekAnlamı: hoşlanmak, hoşuna gitmek3. hoşlanmakAnlamı: hoşuna gitmek4. ferahlamakAnlamı: sıkıntısız, tassası dağılmak5. kıvanmakAnlamı: iftihar etmek, memnun olmak6. hoşlaşmak7. açılmakAnlamı: biraz iyiyleşmek ve ferahlamak8. coşmak -
18 بشوش
1. acısızAnlamı: üzüntü, sıkıntı olmayan, kedersiz2. memnunAnlamı: sevinç duyan, kıvançlı, mutlu3. mesutAnlamı: mutlu, sevinçli, ongun4. gailesizAnlamı: gailesi olmayan, dertsiz, dinç5. kıvançlıAnlamı: sevinç duyan6. bahtlıAnlamı: mutlu, talihli7. kedersizAnlamı: acısız, üzüntüsüz8. gamsızAnlamı: üzüntüsü olmayan9. üzüntüsüzAnlamı: sıkıntısız, acısız, üzüntüsü olmayan kimse10. hoşnutAnlamı: bir davranış, bir durum veya bir kimseden memnun olan11. mutluAnlamı: ongun, mesut12. keyifliAnlamı: keyfi yerinde, neşeli13. neşeliAnlamı: sevinçli, şen14. gönenmekAnlamı: mutlu, mesut olmak15. şenAnlamı: sevinçli, neşeli16. bahtiyarAnlamı: mutlu, mesut -
19 بهج
IبَهَجَşenlendirmekAnlamı: neşelendirmekIIبَهِج1. acısızAnlamı: üzüntü, sıkıntı olmayan, kedersiz2. memnunAnlamı: sevinç duyan, kıvançlı, mutlu3. zevkliAnlamı: beğenilen hoşa giden4. bahtlıAnlamı: mutlu, talihli5. kıvançlıAnlamı: sevinç duyan6. gailesizAnlamı: gailesi olmayan, dertsiz, dinç7. mesutAnlamı: mutlu, sevinçli, ongun8. kedersizAnlamı: acısız, üzüntüsüz9. gamsızAnlamı: üzüntüsü olmayan10. üzüntüsüzAnlamı: sıkıntısız, acısız, üzüntüsü olmayan kimse11. hoşnutAnlamı: bir davranış, bir durum veya bir kimseden memnun olan12. keyifliAnlamı: keyfi yerinde, neşeli13. mutluAnlamı: ongun, mesut14. neşeliAnlamı: sevinçli, şen15. ağrısızAnlamı: ağrısı olmayan, acısız16. sevinçliAnlamı: sevinci olan17. şenAnlamı: sevinçli, neşeli18. bahtiyarAnlamı: mutlu, mesutبَهِجَ1. ferahlanmakAnlamı: sıkıntısız, tassası dağılmak2. hazzetmekAnlamı: hoşlanmak, hoşuna gitmek3. hoşlanmakAnlamı: hoşuna gitmek4. ferahlamakAnlamı: sıkıntısız, tassası dağılmak5. kıvanmakAnlamı: iftihar etmek, memnun olmak6. hoşlaşmak7. coşmak -
20 بهيج
بَهِيج1. acısızAnlamı: üzüntü, sıkıntı olmayan, kedersiz2. keleşAnlamı: çok güzel, çok yakışıklı3. memnunAnlamı: sevinç duyan, kıvançlı, mutlu4. zevkliAnlamı: beğenilen hoşa giden5. mesutAnlamı: mutlu, sevinçli, ongun6. gailesizAnlamı: gailesi olmayan, dertsiz, dinç7. aynalıAnlamı: parlak yüzlü, yakışıklı, güzel8. bahtlıAnlamı: mutlu, talihli9. kıvançlıAnlamı: sevinç duyan10. kedersizAnlamı: acısız, üzüntüsüz11. üzüntüsüzAnlamı: sıkıntısız, acısız, üzüntüsü olmayan kimse12. gamsızAnlamı: üzüntüsü olmayan13. güzel14. hoşnutAnlamı: bir davranış, bir durum veya bir kimseden memnun olan15. kıyakAnlamı: benzerlerinden üstün olan, çok güzel16. keyifliAnlamı: keyfi yerinde, neşeli17. mutluAnlamı: ongun, mesut18. neşeliAnlamı: sevinçli, şen19. sevinçliAnlamı: sevinci olan20. şenAnlamı: sevinçli, neşeli21. bahtiyarAnlamı: mutlu, mesut22. ciciAnlamı: sevimli, hoşa giden, güzel
См. также в других словарях:
sevincək — z. Sevinə sevinə, sevinərək, çox şad, fərəh içərisində. Sevincək daxil olmaq. Sevincək getmək. – Hamı sevincək ayağa qalxır. Ü. H.. Lətiflə Həsən . . sevincək əl ələ verdilər və sağ tərəfdəki mərmər pilləkənlərlə yuxarı, ikinci mərtəbəyə… … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
sevinç — is., ci İstenen veya hoşa giden bir şeyin olmasıyla duyulan coşku Yaşama sevinci her şeyin yerini tutar. R. H. Karay Birleşik Sözler yaşama sevinci Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller sevinç yaşları (veya gözyaşları) dökmek sevinci kursağında… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sevinc — is. Fərəh, şadlıq; sevinmə (kədər əksi). Hər şeydə fərəh, sevinc, təravət; Artıq oyanıb gülür təbiət. A. Ş … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
Sevinç Erbulak — (born October 20, 1975 in Istanbul) is a Turkish actress, who acted in Kiralık Konak, Aşk ı Memnû and Derya Gülü. The daughter of Altan Erbulak and Füsun Erbulak, she is currently married to Dalin Midyat.FilmographyFilms* Beş Vakit (Times and… … Wikipedia
Sevinç Dalgıç — Fiche d’identité Nom complet Sevinç Dalgıç … Wikipédia en Français
sevinç yaşları (veya gözyaşları) dökmek — sevinçten ağlamak Şu mendilini burnuna tutmuş, sevinç yaşları döken hanım herhâlde gelinin anası olacaktı. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
sevinc — (Basarkeçər) kotanın qolunu boyunduruğa calayan ağac hissə … Azərbaycan dilinin dialektoloji lüğəti
Dursun Sevinç — Personal information Nationality Turkish Born March 16, 1972 (1972 03 16) (age 39) Ankara, Turkey Sport Country Turkey … Wikipedia
Mümtaz Sevinç — (born 9 February 1952 in Elazig, Turkey) is a Turkish actor who has taken part in theater acting as well as many roles in TV s and Movies. He has graduated from Hacettepe University Faculty of Engineering Physics Department and in 1978 began… … Wikipedia
Ayberk Sevinç — (born July 19, 1988 in Zonguldak) is a Turkish volleyball player. He is 191 cm and plays as libero. He plays for Fenerbahçe Men s Volleyball Team since 2004 and wear 4 number. He played 48 times for national team. He also played for… … Wikipedia
dili tutulmak — sevinç, korku, şaşkınlık vb. sebeplerle birdenbire söz söyleyemez olmak Bütün otobüs halkının dili tutulmuş gibiydi. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük