-
101 look up to
-e saygi göstermek -
102 observe
dikkat etmek, dikkatle bakmak, gözlemek; incelemek, gözlem yapmak, gözlemlemek; gözetlemek; -e uymak, saygi göstermek, riayet etmek; görüs belirtmek, söylemek, demek -
103 hiérarchique
-
104 usage
n m1 coutume görgü, âdet [aː'det]◊Il est d'usage de payer d'avance. — Önceden ödeme yapmak âdettir.
2 kullanım♦ faire usage de -i kullanmak♦ hors d'usage bozuk -
105 venerare
t saygı göstermek -
106 Tribut
Tribut <-(e) s, -e> [tri'bu:t] m1) hist haraç, çizyejdm/etw dat ( den nötigen) \Tribut zollen bir kimseye/şeye (gereken) saygı(yı) göstermek -
107 أنف
IأَنِفَaşağısamakAnlamı: bir şeyi veya bir kimseyi aşağılık ve değersız göstermek, hafifsemekIIأَنْف1. öz saygıAnlamı: insanın kendine duyduğu saygı2. burunAnlamı: koklama ve solunum organı -
108 احتقر
اِحْتَقَرَ1. aşağısamakAnlamı: bir şeyi veya bir kimseyi aşağılık ve değersız göstermek, hafifsemek2. iplememekAnlamı: saygı duymamak3. azımsamak4. alçaltmakAnlamı: değerini azaltmak5. aşağılamakAnlamı: değerinden düşük göstermek -
109 ازدرى
اِزْدَرَى1. aşağısamakAnlamı: bir şeyi veya bir kimseyi aşağılık ve değersız göstermek, hafifsemek2. iplememekAnlamı: saygı duymamak3. azımsamak4. alçaltmakAnlamı: değerini azaltmak5. yuhalamakAnlamı: birine 'yuha' diye bağırmak6. yuhaAnlamı: birine 'yuha' diye bağırmak7. yuhAnlamı: birine 'yuha' diye bağırmak8. aşağılamakAnlamı: değerinden düşük göstermek -
110 mark
n. markos* * *1. im (n.) 2. işaretle (v.) 3. not (n.)* * *1. noun1) ((also Deutsche Mark, Deutschmark) the standard unit of German currency before the euro.) mark2) (a point given as a reward for good work etc: She got good marks in the exam.) not, numara3) (a stain: That spilt coffee has left a mark on the carpet.) leke4) (a sign used as a guide to position etc: There's a mark on the map showing where the church is.) işaret5) (a cross or other sign used instead of a signature: He couldn't sign his name, so he made his mark instead.) imza olarak çizilen çizgi6) (an indication or sign of a particular thing: a mark of respect.) saygı belirtisi, belirti, işaret2. verb1) (to put a mark or stain on, or to become marked or stained: Every pupil's coat must be marked with his name; That coffee has marked the tablecloth; This white material marks easily.) lekele(n)mek2) (to give marks to (a piece of work): I have forty exam-papers to mark tonight.) not vermek3) (to show; to be a sign of: X marks the spot where the treasure is buried.) göstermek4) (to note: Mark it down in your notebook.) not etmek5) ((in football etc) to keep close to (an opponent) so as to prevent his getting the ball: Your job is to mark the centre-forward.) tutmak, markaj yapmak•- marked- markedly
- marker
- marksman
- marksmanship
- leave/make one's mark
- mark out
- mark time -
111 do smb. the compliment
v. saygı ve hayranlık göstermek -
112 do smb. the compliment
v. saygı ve hayranlık göstermek -
113 عرض
Iعَرَض1. semptomAnlamı: bulgu, araz2. sendrom3. arazAnlamı: hastalık belirtileri, semptom4. tesadüfîAnlamı: rast gelecek şekilde5. kazaenAnlamı: rastgele, tesadüfen6. kazaraAnlamı: rastgele, tesadüfenIIعَرَضَ1. açımlamakAnlamı: şerh etmek, açıklamak2. göstermekAnlamı: görülmesini sağlamak3. belirmekAnlamı: ortaya çıkmak4. sergilemekAnlamı: teşhir etmek, satmak amacıyla malı görülecek bir yere koymak5. önermekAnlamı: teklif etmek6. tarifعَرْض1. açıAnlamı: insanın görüşü2. kafaAnlamı: zihniyet, görüş3. mülâhazaAnlamı: düşünce4. sunuşAnlamı: sunmak işi veya biçimi5. görüşAnlamı: gözle bir şeyi algılama yetisi6. ibrazAnlamı: ortaya koyma, meydana çıkarma7. teklifAnlamı: öneri8. gözAnlamı: bakış, görüşIVعُرْض1. midiAnlamı: orta2. averajAnlamı: ortalama, sayı farkıVعِرْض1. şerefAnlamı: onur2. ırz -
114 revere
saymak, büyük saygi ve hayranlik göstermek, sevip saymak
См. также в других словарях:
saygı göstermek — saymak, değer vermek Hiç olmazsa yaşına saygı göstermeliydi. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
saygı — is. 1) Değeri, üstünlüğü, yaşlılığı, yararlılığı, kutsallığı dolayısıyla bir kimseye, bir şeye karşı dikkatli, özenli, ölçülü davranmaya sebep olan sevgi duygusu, hürmet, ihtiram İnsanlara saygıyı yitirdin mi yandın bittin, on paralık oldun… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Saygi — Saygı (Türkisch: Achtung, Respekt) ist eine der vier ethischen Kategorien, die für das Wertgefüge in der traditionell islamisch türkischen Kultur von zentraler Bedeutung sind. Sie regelt die Beziehung der Jüngeren zu den Älteren beziehungsweise… … Deutsch Wikipedia
Saygı — (türkisch: Achtung, Respekt) ist eine der vier ethischen Kategorien, die für das Wertgefüge in der traditionell islamisch türkischen Kultur von zentraler Bedeutung sind. Sie regelt die Beziehung der Jüngeren zu den Älteren beziehungsweise der… … Deutsch Wikipedia
sıra saygı gözetmek — karşılıklı saygı göstermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tazim etmek — saygı göstermek, ululamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
TEKRİM — Hürmet ve tazim göstermek ve görmek. Saygı göstermek, lütuf ve kerem icrasında bulunmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
eteklemek — i 1) Birinin eteğini saygı göstermek amacıyla öpmek veya öper gibi yapmak Sedirin yanına varıp hanımı etekledi. E. E. Talu 2) mec. Yaranmaya çalışmak, dalkavukluk etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
iplemek — i, argo Saygı göstermek, değer vermek Hadi müşteriyi iplediğin yok, patrona ne demeye boş verirsin! R. Ilgaz Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller iplememek … Çağatay Osmanlı Sözlük
izafeten — zf., esk., Ar. iżāfeten 1) Bir şeye veya kimseye bağlanarak, dayanarak, ilişik olarak, mal edilerek 2) Saygı göstermek amacıyla, bir kimsenin adına Bu caddenin adı filana izafeten verildi … Çağatay Osmanlı Sözlük
salat — is., din b., Ar. ṣalāt 1) Namaz 2) Hz. Muhammed in adı anıldığında saygı göstermek için okunan dua Birleşik Sözler salatüselam … Çağatay Osmanlı Sözlük