-
1 эпидемический
salgın,epidemik* * *мед.salgın, epidemikэпидеми́ческие заболева́ния — salgın hastalıklar
-
2 эпидемия
-
3 бороться
savaşmak,mücadele etmek,boğuşmak* * *1) врз savaşmak; mücadele etmek; savaşım / mücadele / kavga vermek; boğuşmakборо́ться за мир — barış savaşımı / mücadelesi vermek, barış için savaşmak
боро́ться за интере́сы рабо́чего кла́сса — işçi sınıfının çıkarlarını savunmak
боро́ться с контрреволю́цией — karşıdevrimle savaşmak
боро́ться про́тив раси́зма — ırkçılığa karşı savaşmak
боро́ться за власть — iktidar mücadelesi / kavgası yapmak
боро́ться за высо́кий урожа́й — ürünün bol olması için çaba(lar) göstermek
боро́ться с тру́дностями — zorlukları yenmeye çalışmak, zorluklarla boğuşmak
на симпо́зиуме боро́лись две иде́и — sempozyumda iki düşünce çakışmıştı
боро́ться со сме́ртью — ölümle güreşmek / pençeleşmek
боро́ться с во́лнами — dalgalarla boğuşmak
боро́ться с эпидеми́ческими боле́знями — salgın hastalıklarla mücadele etmek
боро́ться за ли́дерство — спорт. liderlik için çekişmek
боро́ться за очки́ — спорт. puan mücadelesi yapmak
в э́том де́ле ему́ с тобо́й не боро́ться — bu işte seninle yarışamaz / boy ölçüşemez o!
2) спорт. güreşmek, güreş tutmakв мо́лодости и я боро́лся — ben de gençliğimde güreş tuttum
••боро́ться с (сами́м) собо́й — nefis mücadelesi yapmak
боро́ться со сном — uykuyla boğuşmak
-
4 нашествие
сistila; salgın -
5 поветрие
сsalgın тж. перен. -
6 уносить
alıp götürmek; çalmak* * *несов.; сов. - унести́карти́ну он унёс с собо́й — tabloyu yanına alıp götürdü
2) разг. yürütmekво́ры унесли́ и ковёр — hırsızlar halıyı da yürüttüler
эпиде́мия унесла́ со́тни жи́зней — salgın yüzlerce kişiyi götürdü / kırıp geçirdi
хло́поты и трево́ги унесли́ у неё полжи́зни — gaile ve endişeler hayatının yarısını alıp götürdü
4) almakовцу́ унесло́ го́рным пото́ком — koyunu sel aldı
ло́дку унесло́ в мо́ре — kayık açığa sürüklendi
у нас пала́тку унесло́ водо́й — çadırımızı suya kaptırdık
его́ унесло́ волно́й — onu dalga alıp götürdü
См. также в других словарях:
salgın — sf. 1) Kısa zamanda çevredeki insan, hayvan veya bitkilerin büyük bir bölümüne bulaşan, müstevli Salgın hastalık. 2) is. Bir hastalığın veya başka bir durumun yaygınlaşması ve birçok kimseye birden bulaşması Tifo salgını. Kumar salgını. 3) is.,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kırk yıl kıran olmuş, eceli gelen ölmüş — salgın ve öldürücü hastalık da olsa eceli gelmeyen ölmez anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
MARAZ-I MÜSTEVLÎ — Salgın hastalık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
VEBA — Salgın bir hastalık. Taun … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
Alandız — Hilfe zu Wappen … Deutsch Wikipedia
Virginia Bruce — Photographiée en 1937 Données clés Nom de naissance … Wikipédia en Français
dang — is., tıp, İsp. dengue Başta, kaslarda, oynaklarda ağrılar yapan, vücutta kızıl lekeler gösteren, ateşli ve salgın bir hastalık … Çağatay Osmanlı Sözlük
dizanteri — is., tıp, Fr. dysenterie Ağrılı ve kanlı ishalle beliren, bağırsakta yaralara yol açan bulaşıcı, salgın hastalık, kanlı basur … Çağatay Osmanlı Sözlük
epidemi — is., tıp, Fr. épidémie Salgın hastalık … Çağatay Osmanlı Sözlük
epidemik — sf., ği, Fr. épidémique Salgın hastalıkla ilgili … Çağatay Osmanlı Sözlük
epidemioloji — is., tıp, Fr. épidémiologie Salgın hastalıkları inceleyen hekimlik dalı … Çağatay Osmanlı Sözlük