Перевод: с русского на турецкий

с турецкого на русский

sakatlık

См. также в других словарях:

  • sakatlık — is., ğı 1) Sakat olma durumu, malullük, maluliyet 2) Kaza, terslik Elinden bir sakatlık çıkmasın. 3) mec. Yanlış, kusur, hata Sakatlığın sebebini gayet iyi görmüştür. Bunun nasıl tamir edileceğini biliyor. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • elinden bir kaza (veya sakatlık) çıkmak — istemeyerek birini yaralamak veya öldürmek Belki elinden bir kaza çıkar diye evine girmeye cesaret edemezdi. Y. K. Karaosmanoğlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sacat — sacát, ă, adj. (înv.) vătămat; spetit (de muncă); bolnav, lovit; rănit; infirm. Trimis de blaurb, 16.11.2006. Sursa: DAR  sacát adj. – Rănit, vătămat, damblagit. – var. mr. săcat. tc. (arab.) sakat (Şeineanu, II, 304), cf. ngr. σαϰάτης, alb …   Dicționar Român

  • el — 1. is., anat. 1) Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk. Z. O. Saba 2) Sahiplik, mülkiyet Elden çıkarmak. Elimdeki bütün parayı… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ferdî kaza sigortası — is., ekon. Deprem dâhil her yerde oluşacak kaza sonunda ortaya çıkan sakatlık, hastalık veya ölüm dolayısıyla ödenecek para tutarını belirleyen sözleşme …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kötürüm — sf. 1) Yaşlılık veya sakatlık sebebiyle yürüyemeyen, ayağa kalkamayan (kimse), oturak Duvar diplerinde kötürüm gibi yatıyorlar, uyukluyorlardı. Ö. Seyfettin 2) Yürüyemeyecek derecede sakat (bacak) O vakit, iki yanmış odundan hiç fark edilmeyen… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • malulen — zf., Ar. maˁlūlen 1) Sakat, hasta bir biçimde 2) Hastalık, sakatlık sebebiyle Birleşik Sözler malulen emekli …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • maluliyet — is., esk., Ar. maˁlūliyyet Sakatlık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • malullük — is., ğü Sakatlık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ortopedik — sf., ği, tıp, Fr. orthopédique Ortopedi ile ilgili olan Ortopedik sakatlık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • özür — zrü, Ar. ˁuẕr 1) Bir kusurun, bir suçun elde olmadan yapıldığını ileri sürme veya bu kusurun hoş görülmesini gerektiren sebep, mazeret Harp tarihi bu saldırı için hiçbir özür bulamayacaktır. F. R. Atay 2) Sakatlık, bozukluk, eksiklik veya… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»