-
1 besitzen
sahip olmak -
2 haben
sahip olmak -
3 Inhaber
Inhaber m <Inhabers; Inhaber>, Inhaberin f <Inhaberin; Inhaberinnen> sahip, malik; ÖKON sahip/hamil/zilyet; einer Wohnung kiracı; eines Ladens dükkân sahibi; eines Amtes usw makam usw sahibi -
4 Inhaberin
Inhaber m <Inhabers; Inhaber>, Inhaberin f <Inhaberin; Inhaberinnen> sahip, malik; ÖKON sahip/hamil/zilyet; einer Wohnung kiracı; eines Ladens dükkân sahibi; eines Amtes usw makam usw sahibi -
5 Alleinerziehende
( Vater) bekâr baba, tek başına velâyet hakkına sahip olan baba; ( Mutter) bekâr anne, tek başına velâyet hakkına sahip olan anne -
6 Besitzer
den \Besitzer wechseln el değiştirmek -
7 unterhaltsberechtigt
nafaka istemek hakkına sahip olan;jdm gegenüber \unterhaltsberechtigt sein birine karşı nafaka istemek hakkına sahip olmak -
8 Alleininhaber
-
9 Alleininhaberin
-
10 annehmen
annehmen <unreg, -ge-, h>1. v/t kabul etmek; (vermuten) sanmak, zannetmek; (schätzen) tahmin etmek; Aussehen, Form almak, kazanmak;2. v/r sich annehmen (G -e) sahip çıkmak -
11 beschlussfähig
beschlussfähig adj: (nicht) beschlussfähig sein (karar için) yeterli çoğunluğa sahip olmamak -
12 Besitz
Besitz ergreifen von -i ele geçirmek;in Besitz nehmen -e sahiplenmek; -e sahip çıkmak;im Besitz sein von etwas (oder G) bş-in sahibi olmak -
13 besitzen
besitzen v/t <unreg, o -ge-, h> -e sahip olmak, -in sahibi olmak -
14 Besitzer
Besitzer m <Besitzers; Besitzer> sahip;den Besitzer wechseln el/sahibini değiştirmek -
15 Besitzerin
Besitzerin f <Besitzerin; Besitzerinnen> sahip (kadın), veraltend sahibe -
16 Eigner
-
17 Eignerin
-
18 Einblick
Einblick haben (in A -i) görme fırsatına sahip olmak -
19 gleichberechtigt
gleichberechtigt adj eşit haklara sahip -
20 haben
haben <hat, hatte, gehabt, h>1. v/t -e sahip olmak;haben Sie … -iniz var mı?;ich habe keine Zeit zamanım/vaktim yok;was hast du? ne(yi)n var?;etwas haben wollen bş-i (elde etmek) istemek;(noch) zu haben sein (daha) serbest olmak;woher hast du das? bunu nereden aldın/buldun?;was hast du gegen ihn? onunla alıp veremediğin ne(dir)?;was habe ich davon (, wenn …)? (-rsem) bunun bana ne faydası olur?2. v/aux hast du meinen Bruder gesehen? kardeşimi gördün mü?;hast du gerufen? sen mi çağırdın?
См. также в других словарях:
sahip — is., bi, Ar. ṣāḥib 1) Herhangi bir şey üstünde mülkiyeti olan, onu yasaya uygun bir biçimde dilediği gibi kullanabilen kimse, iye, malik Ev sahibinin yanına gidileceğini tavrıyla belli ediyordu. R. H. Karay 2) Herhangi bir niteliği olan kimse,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Sahip Ata — ou Fakhr al Dîn Alî Sahib Ata[1] ou en turc Sahip Ata Fahrettin Ali est le dernier grand vizir du sultanat seldjoukide Roum. Après la chute du sultanat à la Bataille de Köse Dağ (26 juin 1243), il fonde son propre beylicat à… … Wikipédia en Français
sahip kılmak — sahip olmasını sağlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
Sahip Ata — İnce Minareli Medrese in Konya Sahip Ata Fahrettin Ali auch als Fakhr al Din Ali bekannt († 1288/1289) war ein seldschukischer Politiker. Er war Wesir und Großwesir im Sultanat der Rum Seldschuken. Inhaltsverzeichnis … Deutsch Wikipedia
sahip çıkmak — 1) kendinin olduğunu ileri sürmek 2) korumak, koruyucu olmak, ilgilenip gözetmek Biri paylayacak olsa öbürü çocuğa sahip çıkıp savunur. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
sahip olmak — mülkiyetinde olmak, elinde bulundurmak Her hâlde bu kız da evlenecek, çoluk çocuk sahibi olacaktı. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
sözüne sahip — sf., bi Söylediğini yerine getiren, sözünü tutan … Çağatay Osmanlı Sözlük
Sahib ata — Sahip Ata Sahip Ata ou Fakhr al Dîn Alî Sahib Ata[1] ou en turc Sahip Ata Fahrettin Ali est le dernier grand vizir du sultanat seldjoukide Roum. Après la chute du sultanat à la Bataille de Köse Dağ (26 juin 1243), il fonde son propre… … Wikipédia en Français
ezber bozmak — sahip olduğu önceki düşüncesini artık dile getirmez olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
malik olmak — sahip olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yoksun kalmak — sahip olunan bir şeyi kaybetmek, kullanamamak … Çağatay Osmanlı Sözlük