-
1 resmiyet
resmiyet sFörmlichkeit f -
2 resmîyet
işi resmîyete dökmek eine formellen Ton anschlagen -
3 resmiyet
официа́льностьişi resmiyete dökmek — напра́вить де́ло по официа́льным кана́лам
-
4 resmiyet
рәсмилек -
5 resmiyet
n. formality, ceremony, primness, starch, stiffness* * *1. conventionality 2. formalness -
6 resmiyet
επισημότητα, σοβαρότητα, τυπικότητα -
7 resmiyet
"formality, ceremony; official character, officialism" -
8 resmiyet
",-ti 1. formality, ceremony; seriousness. 2. officiality, official tone; officialism. (işi) -e dökmek 1. to make an established situation official, officialize (something). 2. to adopt an official manner or tone." -
9 resmiyet meraklısı
adj. punctilious -
10 aşırı resmiyet
n. stiltedness -
11 formalness
resmiyet -
12 conventionality
resmiyet -
13 formalness
resmiyet -
14 церемонность
resmiyet* * *жteklif tekellüf, resmiyetне люблю́ церемо́нности! — resmiyetten hiç hoşlanmam!
-
15 рәсмилек
resmiyet, geçerlik -
16 τυπικότητα
resmiyet, titizlik -
17 formality
resmiyet; formalite -
18 formality
n. resmiyet, tören, formalite, usul* * *formalite* * *[-'mæ-]1) (something which is done for appearance but has little meaning: The chairman's speech was only a formality.) formalite2) (unrelaxed correctness of behaviour: His formality made him appear unfriendly.) resmiyet -
19 primness
-
20 resmilik
озвонч. -ği; см. resmiyet
- 1
- 2
См. также в других словарях:
resmiyet — is., Ar. resmiyyet Resmîlik Vecihe, aynı soğuk resmiyetle kısa cevaplar verdi. R. N. Güntekin Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller resmiyete dökmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
resmiyet — bk. resmiyyet. ♦ resmiyete dökmek resmîleştirmek, resmîlik kazandırmak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
RESMİYET — Resmîlik. Resmî olmaklık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
mesafe — is., Ar. mesāfe 1) Ara, aralık, uzaklık Beş kilometrelik mesafede yine konuşmadık. R. H. Karay 2) mec. İlişkilerde çok içten olmama durumu, resmiyet 3) mat. Uzaklık Birleşik Sözler kısa mesafe baraj mesafesi fren mesafesi Atasözü, Deyim ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük
resmîlik — is., ği Resmî olma durumu, resmiyet … Çağatay Osmanlı Sözlük
el koymak — 1) bir yolsuzluğu ortaya çıkarmak, incelemek, vaziyet etmek 2) yetkili organ bir malı veya bir kuruluşu kendi buyruğuna almak Bizi işimizde gücümüzde serbest bırakmak şöyle dursun, çoluk çocuğumuzun nafakasına el koymaya kalkıştılar... Y. K.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
