-
1 ortalık
ortalık <- ğı> Umkreis m, Gegend f; Umgebung f; alle(s) (rund)herum; jeder; die Leute; Raum m im Haus usw; Horizont m;ortalık ağarmak hell werden, tagen;ortalık aydınl(an)ıyor es wird hell;ortalık düzelmek unp es geht in Ordnung;ortalık kararmak dunkel werden, Abend werden;ortalık karıştı alles geriet durcheinander;ortalığı birbirine katmak zu einem Chaos werden;ortalıkta im Umkreis, … zu sehen;ortalıkta kimseler kalmadı niemand war mehr zu sehen, alle waren weg -
2 ortalık
-
3 ortalık
озвонч. -ğıокружа́ющая ме́стность, всё вокру́г; окруже́ниеortalıkta — круго́м, вокру́г
ortalıkta kimseler kalmadı — вокру́г никого́ не оста́лось
ortalığı çınlatmak — оглаша́ть окре́стность
ortalığı dağıtmak — переверну́ть всё вверх дном
ortalıktan kaybolmak — исче́знуть бессле́дно
ortalığı süpürmek — подмести́ [всё] вокру́г
ortalığı toplamak — прибра́ться круго́м
ortalık açıldı — рассвело́
ortalık karardı — стемне́ло
ortalık serinlendi — посвеже́ло, пове́яло прохла́дой
••- ortalık düzelmek
- ortalık karışmak
- ortalık yatışmak -
4 ortalık
(-ğı)1.окру́га; окружа́ющая ме́стность; окре́стности; всё или все вокру́г; окруже́ниеortalıkta — круго́м, вокру́г
2.круго́м; вокру́гortalık açıldı — рассвело́
ortalık karardı — стемне́ло
◊
ortalıkta cehennem kazanları kaynıyor — ад кроме́шный◊
ortalıka düşmek — а) пойти́ по рука́м (о женщине); б) стать о́бщим достоя́нием; стать общедосту́пным◊
ortalıkı kasıp kavurmak — а) разоря́ть, уничтожа́ть; б) наводи́ть на всех у́жас (страх) -
5 ortalık
округа; окрестностьİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > ortalık
-
6 ortalık
hol--------navrast -
7 ortalık
чIыпIэ, унэ шъофы -
8 ortalık
μέση, πιάτσα -
9 ortalık
تمركزتوسط -
10 ortalık
1. تمركز [تَمَرْكُز]Anlamı: bulunulan yer, çevre2. توسط [تَوَسُّط]Anlamı: bulunulan yer, çevre -
11 ortalık
surroundings, the world around -
12 ortalık
"1. one´s immediate surroundings, the area around one. 2. middle, central. -ta in view, in sight. - ağarmak for it to get light outside (as dawn breaks). -ı birbirine katmak to put everybody in a state of alarm and confusion; to stir up a ruckus. - bozulmak 1. for public morals to go to the dogs. 2. for law and order to cease to exist. -a düşmek to become a prostitute. - düzelmek 1. for public morals to improve, get better. 2. for law and order to return. -ı... götürmek to cover the whole place. -ta kalmak to be left all on one´s own, be left all by oneself. - kararmak for it to get dark (at sunset, owing to dark clouds). - karışmak for trouble and violence to break out. -ı süpürmek to sweep a place. -ı toplamak to tidy up, put a place in order. -ı toz pembe görmek to see the world through rose-colored glasses. -ı tutmak (for a sound, smoke, or a smell) to fill the air. - yatışmak for a degree of law and order to be restored, for things to calm down." -
13 ortalık
ortalıq -
14 ortalık hizmetçisi
Hausmädchen nt -
15 ortalık düzelmek
всё вокру́г нала́живаться, станови́ться лу́чше ( повсюду) -
16 ortalık karışmak
возни́кнуть - о беспоря́дках -
17 ortalık yatışmak
всё вокру́г успоко́иться, утихоми́риться ( везде) -
18 ortalık kararmak
пчыхьэ хъун -
19 ortalık karıştırmak
бырысыр къикIын -
20 ortalık ağarmak
(dawn) to break
См. также в других словарях:
ortalık — is., ğı 1) Bulunulan yer, çevre Ortalık karanlık, bizi kimse görmez, merak etme. P. Safa 2) İçinde bulunulan, yaşanılan ev, oda vb. yer Artık benim gündelikle çamaşıra, ortalık temizlemeye gitmeden başka çare kalmadı. H. E. Adıvar 3) Yeryüzünün… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ortalık ağarmak — sabah olmaya başlamak Bu akşamki gerçek, ortalık ağarmadan tersine döner. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük
ortalık düzelmek — toplum içindeki karışıklık yok olmak, tedirginlik kalmamak, maddi durum düzelmek Ben de ödünç para bulsam hiç düşünmeden alırım. Ortalık elbet düzelir, öderim. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
ortalık kararmak — akşam olmak O gün ortalık kararırken eve iki sivil memur girmiş. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
ortalık yer — is. Göz önünde olan, açıklık alan … Çağatay Osmanlı Sözlük
ortalık karışmak — toplumda veya devletler arasında düzensizlik baş göstermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ortalık yatışmak — toplum içindeki düzensizlik ve kargaşa sona erip düzenli yaşayış yeniden başlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
karanlık kesilmek — ortalık birdenbire kararmak Gece kandili birdenbire sönmüş, oda zifirî karanlık kesilmişti. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
tozdan dumandan ferman okunmamak — ortalık çok karışık olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
koşarta — ortalık, arkadaş, hatun … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağarmak — nsz 1) Beyazlaşmak Sakalı ağardı fakat gönlü kocamadı. N. Nâzım 2) Rengi solmak 3) Şafak sökmek Bir gün ortalık ağarmadan Kadıköy den vapura bindim. N. Ataç Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ağaran baş, ağlayan göz gizlenmez … Çağatay Osmanlı Sözlük