Перевод: со всех языков на все языки

со всех языков на все языки

ortalık

См. также в других словарях:

  • ortalık — is., ğı 1) Bulunulan yer, çevre Ortalık karanlık, bizi kimse görmez, merak etme. P. Safa 2) İçinde bulunulan, yaşanılan ev, oda vb. yer Artık benim gündelikle çamaşıra, ortalık temizlemeye gitmeden başka çare kalmadı. H. E. Adıvar 3) Yeryüzünün… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ortalık ağarmak — sabah olmaya başlamak Bu akşamki gerçek, ortalık ağarmadan tersine döner. F. R. Atay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ortalık düzelmek — toplum içindeki karışıklık yok olmak, tedirginlik kalmamak, maddi durum düzelmek Ben de ödünç para bulsam hiç düşünmeden alırım. Ortalık elbet düzelir, öderim. M. Ş. Esendal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ortalık kararmak — akşam olmak O gün ortalık kararırken eve iki sivil memur girmiş. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ortalık yer — is. Göz önünde olan, açıklık alan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ortalık karışmak — toplumda veya devletler arasında düzensizlik baş göstermek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ortalık yatışmak — toplum içindeki düzensizlik ve kargaşa sona erip düzenli yaşayış yeniden başlamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • karanlık kesilmek — ortalık birdenbire kararmak Gece kandili birdenbire sönmüş, oda zifirî karanlık kesilmişti. Ö. Seyfettin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tozdan dumandan ferman okunmamak — ortalık çok karışık olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • koşarta — ortalık, arkadaş, hatun …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ağarmak — nsz 1) Beyazlaşmak Sakalı ağardı fakat gönlü kocamadı. N. Nâzım 2) Rengi solmak 3) Şafak sökmek Bir gün ortalık ağarmadan Kadıköy den vapura bindim. N. Ataç Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ağaran baş, ağlayan göz gizlenmez …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»