-
61 geçmiş
I s Vergangenheit f( yakın) \geçmişte in der (jüngsten) Vergangenheit\geçmişe mazi, yenmişe kuzu derler ( fig) was vorbei ist, ist vorbeiII adj vergangen\geçmiş olsun! gute Besserung! -
62 haber
haber s1) Ahnung fçırağın bir şeyden \haberi yok der Lehrling hat keine Ahnungsanattan \haberi yok er hat keine Ahnung von Kunst2) Nachricht f, Botschaft f\haber almak eine Nachricht erhaltendün akşam/sabah geldiğinizi \haber aldık wir haben erfahren, dass Sie gestern Abend/Morgen gekommen sind\haber vermek benachrichtigen; ( bildirmek) mitteilen; ( belirtisi olmak) ein Anzeichen seinbirine \haber vermek jdn benachrichtigeniştahsızlığı ve yorgunluğu yakında hasta olacağını \haber veriyordu seine Appetitlosigkeit und seine Müdigkeit waren Anzeichen dafür, dass er bald krank würde\haber atlamak eine Nachricht auslassen4) Bescheid m\haber vermeden ohne Bescheid zu gebenbirine bir şeyi \haber vermek jdm über etw Bescheid gebenbana yarın \haber verebilir misin? kannst du mir morgen Bescheid geben?bir şeyden \haberi olmak über etw Bescheid wissen\haberim var ich weiß Bescheid\haberin olsun! damit du Bescheid weißt!bundan \haberin var mı? weißt du darüber Bescheid? -
63 haydi
I interj\haydi! los!\haydi artık! komm schon!\haydi canım sen de! das gibt's doch gar nicht!, ach was!\haydi cesaret! nur Mut!\haydi çocuklar! kommt Kinder!\haydi gidelim! lass uns gehen!\haydi o zaman! dann wollen wir mal!\haydi öyle olsun! sei's drum!\haydi yatağa! ab ins Bett!\haydi yeni baştan! auf ein Neues!II part nun, also\haydi, bugünlük bu kadar (al) so, das war's für heute\haydi hoşça kal! also Tschüss!ben eve gideyim mi? — \haydi git! soll ich nach Hause gehen? — nun geh schon! -
64 her
1) jede(r, s)\her akşam/gün jeden Abend/Tag\her bakımdan in jeder Hinsicht [o Beziehung]\her insan jeder Mensch\her an gelebilir er kann jeden Moment kommen\her bahse girerim ich gehe jede Wette ein\her nasılsa irgendwie, wie auch immer\her nedense aus irgendeinem Grund\her ne kadar çok gayret ettiyse de... so sehr sie sich auch bemühte...\her ne kadar dostumsa da, ... wenn er auch mein Freund ist,...\her ne kadar hoşuma gitmese de, ... wenngleich es mir nicht gefällt,...\her ne kadar küçük olsalar da seien sie auch noch so klein\her ne kadar yağmur yağsa da sokağa çıkarım obwohl es regnet, gehe ich aus\her ne pahasına olursa olsun koste es, was es wolle, um jeden Preis2) \her şey yolunda giderse... wenn alles gut geht,...\her şeyden çok am allermeisten\her şeyden önce vor allen Dingen, zuallererst, vor allem\her şeyi var er hat alles3) \her tarafta/yanda überall\her taraftan/yandan von allen Seiten, allseitig\her yerde überall\her yerden überallher\her yere überallhinTürkiye'nin \her yerinde überall in der Türkei4) \her ihtimale karşı gegen alle Eventualitäten, für alle Fälle -
65 inan
-
66 kim
wer\kim bilir wer weiß\kim bundan yana, \kim buna karşı? wer ist dafür und wer dagegen?\kim \kime dum duma als keiner sich um den anderen kümmerte; ( çok karışık bir durumda) in einem heillosen Durcheinander [o Wirrwarr]\kim olursa olsun egal wer\kim oluyor? was denkt er sich?biz \kim oluyoruz ki... wer sind wir schon, dass... -
67 âlâ
-
68 lanet
-
69 mal
mal s1. ohne pl1) Habe f\mal mülk Hab und Gut ntbütün \malım meine gesamte Habe2) agr ( birinin mülkiyeti altında bulunan büyükbaş hayvanların bütünü) Großviehhabe f, der Besitz an Großviehne \mal olduğunu biliriz wir wissen, was für ein Schwein er ist2. s\mal olmak kostenbu, onun hayatına \mal oldu ( fam) das hat ihn das Leben gekostetkaça \mal olursa olsun koste es, was es wolle2) kendine \mal etmek sich aneignen -
70 mutlaka
2) ( kesinlikle) bestimmt, sicherlichonu \mutlaka duymuştur das hat er bestimmt gehört, gewiss hat er es gehört -
71 nasıl
I adj\nasıl bir kâğıt istiyorsunuz? was für eine Karte möchten Sie?\nasıl kızdır? — melek gibi was ist das für ein Mädchen? — ein EngelII adv1) wie\nasıl geldiniz? wie sind Sie gekommen?\nasıl olur? wie kann das sein?\nasıl olursa olsun ( fam) egal wie\nasılsın? wie geht's?, wie geht es dir?\nasılsınız? wie geht es Ihnen?bunu \nasıl becerdiğimi bir ben bilirim nur ich weiß, wie ich das hinbekommen [o geschafft] habe2) ( gördün mü)\nasıl, yaptım işte! siehst du, ich habe es doch gemacht!3) \nasıl olmuşsa wie dem auch sei1) ( ne dediniz)\nasıl? wie (bitte) ?2) ( iyi mi) nun\nasıl, iyi oldu mu? nun, ist das so gut (geworden) ? -
72 nerede
wo\nerede olursa olsun wo auch immer\nerede hareket, orada bereket ( prov) sich regen bringt Segen -
73 ne zaman
wann\ne zaman istersen wann du willst\ne zaman olursa olsun wann (auch) immer\ne zamana kadar? bis wann?\ne zamandan \ne zamana? von wann bis wann?\ne zamandan beri? seit wann?\ne zamandan itibaren? ab wann? -
74 olmak
vi1) seinolamaz! das kann nicht sein!annesi olamaz sie kann nicht seine Mutter seinannesi oluyor sie ist seine Mutterannesi oluyormuş sie soll seine Mutter seininsan sabırlı olmalı der Mensch sollte geduldig seinneredeyse burada olur er wird gleich hier seinöğleden sonra orada olmalıyım ich muss nachmittags dort seinhiçbir şey olmamış gibi als ob nichts geschehen wärene olursa olsun egal was passiertolan oldu es kam, wie es kommen mussteolan olmuş was geschehen ist, ist geschehenne oldu ki? was ist denn passiert?3) werdenbu nasıl belli oldu? wie ist das bekannt geworden?iki yıl oldu es sind zwei Jahre geworden4) ( fam) gehen, klappen, hinhauenoldu mu? hat es geklappt?olmaz! das [o es] geht nicht!başka türlü olmaz es geht nicht andersböyle olmaz so geht es nichtdaha erken olmaz früher geht's nicht5) ( olgunlaşmak) reifen, reif werdenüzümler daha olmadı die Trauben sind noch nicht reif6) ( hazır duruma gelmek)çay/kahve oldu der Tee/Kaffee ist fertigpilav oldu mu? ist der Reis fertig?7) (bir şeyi \olmak) habenparmağı tetikte \olmak den Finger am Abzug habeniştahı/parası \olmak Appetit/Geld habenrandevusu \olmak eine Verabredung haben8) ( bulunmak) sein, sich befindenburnunun dibinde \olmak sich direkt vor seiner Nase befindenimkân dâhilinde \olmak im Bereich des Möglichen liegen9) ( çocuğu) bekommenişinden \olmak seine Arbeit verlieren; s. a. olur -
75 paha
paha s( fiyat) Preis m\paha biçmek schätzen (-e)\pahaya çıkmak sich verteuern, teurer werden, sich verteuernateş \pahası sündhaft teuerne \pahasına olursa olsun koste es, was es wolle, um jeden Preistreni kaçırmak \pahasına onu bekledim selbst auf die Gefahr, den Zug zu verpassen, habe ich auf ihn gewartet -
76 pekâlâ
pekâlâ [pek'a:lã:]I adj sehr schönII adv1) schon gut, in Ordnung; ( öyle olsun) na gut [o schön]2) sehr wohl, na klar\pekâlâ gideceğim ich werde sehr wohl (dahin) gehen, na klar werde ich (dahin) gehen3) ( çok iyi) sehr gut, sehr wohl -
77 sağ
1. I s1) Rechte f\sağa dönmek rechts abbiegen\sağı solu belli olmamak unberechenbar sein\sağında zu seiner Rechten\sağ çıkarmak seine Rechte einsetzen\sağ el/omuz die rechte Hand/Schulter\sağ şerit auto die rechte Spurbirinin \sağ kolu olmak ( fig) jds rechte Hand sein2. adj1) ( sağlam) gesund, heil2) ( katkısız) rein3) ( yaşamakta olan) lebend, lebendig, am Leben\sağ kalmak/olmak am Leben bleiben/seinbirini \sağ koymak jdn ungeschoren [o am Leben] lassen\sağ ol(un) ! danke!başın(ız) \sağ olsun! mein aufrichtiges Beileid! -
78 sağlık
ohne pl Gesundheit f\sağlık olsun! ( fam) Schwamm drüber!sağlığı yerinde olmak bei guter Gesundheit sein -
79 sıhhat
\sıhhati yerinde olmak bei guter Gesundheit sein\sıhhatinize! zum Wohl!, auf Ihre Gesundheit!\sıhhatler olsun! wohl bekomm's! -
80 şart
şart sBedingung f, Kondition f\şart koşmak eine Bedingung stellenbir şeyi \şart koşmak etw zur Bedingung machen\şart olsun ich schwöre esuygun \şartlarla zu günstigen Bedingungen [o Konditionen]
См. также в других словарях:
olsun — òlsun uzv. DEFINICIJA reg. ekspr. neka bude! [Bajram (šerif) mubarek olsun! riječi kojima se čestita Bajram] ETIMOLOGIJA tur. olsun … Hrvatski jezični portal
... olsun ... olsun — sözü geçen her şey Er olsun subay olsun, harpte ölen her askerin müşterek sembolü meçhul askerdir. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
olsun — 1. Yaxşı, razıyam, etirazım yoxdur. – Olsun, – deyə direktor gülümsündü. 2. «Ki» bağlayıcısı ilə: olsun ki. . . – ola bilsin ki. . . , ola bilər ki. . . , mümkündür ki. . . , yəqin, ehtimal ki. . . , bəlkə də. . . Olsun ki, o bu təklifi qəbul… … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
şart olsun — 1) nikâhım üzerine yemin ederim ki, öyle değilse veya bunu yapmazsa karım boş düşsün (olsun) anlamında yemin olarak kullanılan bir söz Artık hep, evli adamlar gibi biz de şart olsun yeminine başladık. Ö. Seyfettin 2) yemin etmek için kullanılan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
feda olsun! — varsın gitsin, uğrunda yok olsun! anlamında kullanılan bir söz Böyle harmancı çingeneler, sana düzinelerle feda olsun! O. C. Kaygılı … Çağatay Osmanlı Sözlük
helal olsun — 1) bir hizmet veya özverinin istenilerek yapıldığını ve takdir edildiğini göstermek için kullanılan bir söz Yol güzel, tarlalar cömert / Helal olsun yol parası. B. R. Eyuboğlu 2) hakkımı helal ediyorum anlamında kullanılan bir söz 3) bir davranış … Çağatay Osmanlı Sözlük
eksik olsun — 1) gereği yok anlamında kullanılan bir söz Böyle yardım eksik olsun. 2) ölsün! anlamında kullanılan bir ilenme sözü … Çağatay Osmanlı Sözlük
toprağı bol olsun — Müslüman olmayanlar için ruhu sükûn içinde olsun anlamında söylenen bir söz On dakikaya kalmadan adamcağız sizlere ömür! Toprağı bol olsun diyeceksiniz. R. Erduran … Çağatay Osmanlı Sözlük
MURO: Nalet Olsun İçimdeki İnsan Sevgisine — In diesem Artikel oder Abschnitt fehlen folgende wichtige Informationen: Vollständige Inhaltsangabe und Angaben zur Rezeption fehlen Du kannst Wikipedia helfen, indem du sie recherchierst und einfügst … Deutsch Wikipedia
dağ ardında olsun da yer altında olmasın — yaşasın da uzakta olsun anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
ervahına yuf olsun! — yazıklar olsun, Allah kahretsin! anlamında sövme veya kınama sözü … Çağatay Osmanlı Sözlük