-
1 inanmak
vi1) glauben (-e)inanılacak şey değil! es ist nicht zu glauben!buna inan(m) ıyor musun? glaubst du das (nicht) ?ister inan ister inanma, ... ob du es glaubst oder nicht,...sana inanıyorum ich glaube dirsen de buna inanmıyorsun ki! das glaubst du doch selber nicht!( şuna) inanıyorum ki, ... ich bin (davon) überzeugt, dass...2) a. rel glauben (-e an)Allah'a inanıyorum ich glaube an GottTanrı'ya \inanmak an Gott glauben3) trauengözlerine inanamadı er traute seinen Augen nichtkulağına inanmamak ( fam) seinen Ohren nicht trauen -
2 inanmak
-
3 enayilik
1) Einfalt f, Blödheit f2) Torheit f, Dummheit f\enayilik etmek eine Dummheit machenbunun böyle olduğuna inanmak \enayilik es ist töricht zu glauben, dass es so ist -
4 inan
-
5 inanma
-
6 kanmak
vi1) ( doğruluğuna inanmak) Glauben schenken (-e), sich überreden lassen2) ( aldanmak) sich täuschen lassen, (he) reinfallen (-e auf)3) ( yetinmek) sich begnügen (-le mit), sich zufriedengeben (-le mit) -
7 sanmak
vt1) vermuten, annehmenbazıları sandılar ki... einige glaubten [o dachten], dass...geleceğini sanmıyorum ich glaube nicht, dass er kommther şeyi bildiğini \sanmak glauben, alles zu wissen3) kendini ne/kim sanıyorsun? wofür/für wen hältst du dich?
См. также в других словарях:
ınanmak — inanmak, güvenmek I, 206; III, 161 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
inanmak — e 1) Bir şeyi doğru olarak benimsemek Bizim şairlerimiz sanatın sanat için olduğuna inanırlar, başka bir ereği olabileceği akıllarına gelmez. N. Ataç 2) Birini doğru sözlü olarak bilmek, güvenmek Ben size inanırım. 3) Bir şeyin varlığını,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
İ'TİKAD — İnanmak. İnanç. Sıdk ve doğruluğuna kalben kararlı olmak. Gönülden tasdik ederek inanmak. Dinin temelini meydana getiren şeylere inanmak. (Bak: İltizam … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ciddiye almak — inanmak, gerçek sanmak, önem vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
emin olmak — inanmak, güvenmek Onları kimsenin görmediğine emin olunca pervasız konuşmaya başladılar. M. Yesari … Çağatay Osmanlı Sözlük
kani olmak — inanmak, kanmak Şahsi vaziyetini kabil olduğu kadar iyileştirmek lüzumuna kuvvetle kani idi. A. Ş. Hisar … Çağatay Osmanlı Sözlük
mutmain olmak — inanmak, gönlü kanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ikna olmak — inanmak, kanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
fummak — inanmak, itikad u itimad etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
işanmak — inanmak, itikad, itimad etmek, yakın ve baver etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kıvanmak — inanmak, itikad etmek, güvenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük