-
1 أمثال
أَمْثَال1. örnekAnlamı: model, numune2. emsalAnlamı: model, numune -
2 مثال
Iمِثَال1. aynılıkAnlamı: aynı olma durumu, özdeşlik2. bağdaşıkAnlamı: her yeri aynı özelliği gösteren, homojen3. muadilAnlamı: eşit, denk, eşdeğer4. gibisiAnlamı: benzeri5. ibretAnlamı: kötü davranışlardan sakınmayı sağlayan ders, sonuç6. mefkureAnlamı: ülkü, ideal7. misalAnlamı: örnek8. numuneAnlamı: örnek9. paradigma10. mostraAnlamı: örnek, model11. göstermelikAnlamı: örnek, numune, mostralık12. öğütAnlamı: nasihat13. adres14. kadarAnlamı: gibi (bir şeye benzer)15. denkAnlamı: uygun, nitelik yönünden eşit16. benzerAnlamı: bir başkasına benzeyenIIمَثَّال1. heykelciAnlamı: heykel yapan sanatçı, yontucu2. yontucuAnlamı: yotma işini yapan, heykeltraş3. heykeltraşAnlamı: heykel yapan sanatçı, yontucu -
3 نموذج
نَمُوذَج1. muadilAnlamı: eşit, denk, eşdeğer2. misalAnlamı: örnek3. göstermelikAnlamı: örnek, numune, mostralık4. numuneAnlamı: örnek5. tıpkıAnlamı: tıpatıp, aynı6. kadarAnlamı: gibi (bir şeye benzer) -
4 مثال
adres; bağdaşık; aynılık; benzer; denk; gibisi; göstermelik; heykelci; heykeltraş; ibret; kadar; mefkure; mostra; misal; muadil; numune; öğüt; paradigma; yontucu -
5 نموذج
göstermelik; kadar; misal; muadil; numune; tıpkı -
6 آية
آيَة1. alâmetAnlamı: belirti, ışaret, iz, nişan, alâmet2. başyapıtAnlamı: şaheser3. emareAnlamı: ışaret, iz, belirti4. harikaAnlamı: olağanüstü, mucize5. mucizeAnlamı: insanları hayran bırakan olay6. markaAnlamı: resim veya harfle yapılan işaret7. paradigma8. tansıkAnlamı: mucize9. darbımeselAnlamı: ata sözü, atalar sözü10. logoAnlamı: simge, sembol, rumuz, alâmetifarika11. göstermelikAnlamı: örnek, numune, mostralık12. belgi13. simgeAnlamı: sembol14. sembolAnlamı: işaret, simge15. öğütAnlamı: nasihat16. amblemAnlamı: soyut bir şeyin, bir kavramın sembolü olan varlık veya eşya, belirtke17. atasözü18. belirtiAnlamı: alâmet, nişan -
7 عظة
عِظَة1. ibretAnlamı: kötü davranışlardan sakınmayı sağlayan ders, sonuç2. göstermelikAnlamı: örnek, numune, mostralık3. darbımeselAnlamı: ata sözü, atalar sözü4. vaazAnlamı: dini konuşma5. öğütAnlamı: nasihat6. atasözü -
8 قدوة
قُدْوَة1. mefkureAnlamı: ülkü, ideal2. göstermelikAnlamı: örnek, numune, mostralık -
9 مثالية
مِثَالِيَّة1. ülkücülükAnlamı: idealizm, ülküye çıkar gütmeden bağlı kalan yaşama biçimi ve dünya görüşü2. mostralıkAnlamı: göstermelik, numune3. idealizm -
10 مثل
Iمَثَّلَ1. sembolleştirmekAnlamı: simgeleştirmek2. örneklendirmekAnlamı: örneklerle açıklamak3. örneklemekAnlamı: örnek vermek4. benzetmekAnlamı: benzer duruma getirmek5. simgelemekAnlamı: sembol durumuna getirmekIIمَثَل1. benzerlikAnlamı: benzer olma durumu2. meselâAnlamı: söz gelişi, örneğin3. söz gelişiAnlamı: örneğin4. gibisiAnlamı: benzeri5. aynılıkAnlamı: aynı olma durumu, özdeşlik6. örneğinAnlamı: örnek olarak, mesela7. muadilAnlamı: eşit, denk, eşdeğer8. göstermelikAnlamı: örnek, numune, mostralık9. meselAnlamı: örnek alınacak söz10. öğütAnlamı: nasihat11. böyleAnlamı: bunun gibi, buna benzer12. benzerAnlamı: bir başkasına benzeyenمَثَلَ1. gelmekAnlamı: ortaya çıkmak, doğmak2. gözükmekAnlamı: görünmek3. görünmekAnlamı: görülür duruma gelmekIVمِثْل1. benzerlikAnlamı: benzer olma durumu2. muadilAnlamı: eşit, denk, eşdeğer3. gibisiAnlamı: benzeri4. aynılıkAnlamı: aynı olma durumu, özdeşlik5. misilAnlamı: eş, benzer6. tıpkıAnlamı: tıpatıp, aynı7. kadarAnlamı: gibi (bir şeye benzer)8. benzerAnlamı: bir başkasına benzeyen9. böyleAnlamı: bunun gibi, buna benzer -
11 موعظة
مَوْعِظَة1. ibretAnlamı: kötü davranışlardan sakınmayı sağlayan ders, sonuç2. darbımeselAnlamı: ata sözü, atalar sözü3. göstermelikAnlamı: örnek, numune, mostralık4. vaazAnlamı: dini konuşma5. öğütAnlamı: nasihat6. atasözü
См. также в других словарях:
numune — is., Far. numūne Göstermelik Ahlak bozukluğu adına ne kadar rezillik varsa her biri için orada numuneler bulunabilir. A. Rasim … Çağatay Osmanlı Sözlük
nümune — örnek ; numune … Hukuk Sözlüğü
nümune — (F.) [ ﻪﻥﻮﻤﻥ ] örnek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
NÜMUNE — f. Örnek, misâl, misal olarak gösterilen. Düstur ve misâl olacak şey … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
NÜMUNE-İ İMTİSAL — Örnek tutulacak şey … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ENMUZEC — Nümune, misâl, örnek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MÜBDİ' — Nümune ve benzeri yokken bir şeyi yeni olarak keşfeden. Benzeri görülmemiş bir iş veya eser ortaya koyan. * Edb: Kimsenin söylemediği yeni bir şiir veya nesir söyleyen … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İMTİSAL — Nümune kabul etme. * Uymak. Ayrılmamak üzere inkıyad etme. * Mesel ve kıssa söyleme. * Bir şeyin suretine girme. * Muvafakat ve mutabakat etme. * Katili kısas etme. (Bak: Dima … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
Ottoman fleet organisation during the Balkan Wars — This list includes fleet organisations of the Ottoman Navy during the Balkan Wars. Contents 1 Dispositions on October 10, 1912 2 Fleet organisation on October 16, 1912 3 Fleet organisation on December 19, 1912 … Wikipedia
Muavenet-i Milliye — Großes Torpedoboot 1906 Klasse Muavenet i Milliye Übersicht … Deutsch Wikipedia
Haydarpaşa, İstanbul — Haydarpaşa ( en. Haidar Pasha) is a neighborhood within the Üsküdar district on the Asian part of Istanbul, Turkey. The place, on the coast of Sea of Marmara, borders to Harem in the northwest and Kadiköy in the southeast. It is a historical area … Wikipedia