-
1 نصح
-
2 نصيحة
-
3 وعظ
IوَعَظَöğütlemekAnlamı: salık vermek, nasihat etmekIIوَعْظ1. salık2. tavsiyeAnlamı: öğütleme3. vaazAnlamı: dini konuşma4. öğütAnlamı: nasihat5. akılAnlamı: öğüt, salık verilen yol -
4 نصح
akıl; nasihat; öğüt; öğütlemek; salık; tavsiye -
5 نصيحة
akıl; nasihat; öğüt; salık; tavsiye -
6 آية
آيَة1. alâmetAnlamı: belirti, ışaret, iz, nişan, alâmet2. başyapıtAnlamı: şaheser3. emareAnlamı: ışaret, iz, belirti4. harikaAnlamı: olağanüstü, mucize5. mucizeAnlamı: insanları hayran bırakan olay6. markaAnlamı: resim veya harfle yapılan işaret7. paradigma8. tansıkAnlamı: mucize9. darbımeselAnlamı: ata sözü, atalar sözü10. logoAnlamı: simge, sembol, rumuz, alâmetifarika11. göstermelikAnlamı: örnek, numune, mostralık12. belgi13. simgeAnlamı: sembol14. sembolAnlamı: işaret, simge15. öğütAnlamı: nasihat16. amblemAnlamı: soyut bir şeyin, bir kavramın sembolü olan varlık veya eşya, belirtke17. atasözü18. belirtiAnlamı: alâmet, nişan -
7 أمثولة
أُمْثُولَة1. aynıAnlamı: başkası değil, özdeşi, tıpkısı2. gibisiAnlamı: benzeri3. ibretAnlamı: kötü davranışlardan sakınmayı sağlayan ders, sonuç4. darbımeselAnlamı: ata sözü, atalar sözü5. özdeyişAnlamı: vecize, kelamıkibar6. etütAnlamı: bir konuda yapılan inceleme, araştırma7. tıpkıAnlamı: tıpatıp, aynı8. öğütAnlamı: nasihat9. atasözü -
8 أوعز
أَوْعَزَöğütlemekAnlamı: salık vermek, nasihat etmek -
9 رشد
Iرُشْد1. buluğAnlamı: erin olma, baliğ olma2. yeni yetmelikAnlamı: ergenlik çağıIIرَشَّدَöğütlemekAnlamı: salık vermek, nasihat etmek -
10 عبرة
IعَبْرَةgözyaşıIIعِبْرَة1. ibretAnlamı: kötü davranışlardan sakınmayı sağlayan ders, sonuç2. öğütAnlamı: nasihat -
11 عظة
عِظَة1. ibretAnlamı: kötü davranışlardan sakınmayı sağlayan ders, sonuç2. göstermelikAnlamı: örnek, numune, mostralık3. darbımeselAnlamı: ata sözü, atalar sözü4. vaazAnlamı: dini konuşma5. öğütAnlamı: nasihat6. atasözü -
12 مثال
Iمِثَال1. aynılıkAnlamı: aynı olma durumu, özdeşlik2. bağdaşıkAnlamı: her yeri aynı özelliği gösteren, homojen3. muadilAnlamı: eşit, denk, eşdeğer4. gibisiAnlamı: benzeri5. ibretAnlamı: kötü davranışlardan sakınmayı sağlayan ders, sonuç6. mefkureAnlamı: ülkü, ideal7. misalAnlamı: örnek8. numuneAnlamı: örnek9. paradigma10. mostraAnlamı: örnek, model11. göstermelikAnlamı: örnek, numune, mostralık12. öğütAnlamı: nasihat13. adres14. kadarAnlamı: gibi (bir şeye benzer)15. denkAnlamı: uygun, nitelik yönünden eşit16. benzerAnlamı: bir başkasına benzeyenIIمَثَّال1. heykelciAnlamı: heykel yapan sanatçı, yontucu2. yontucuAnlamı: yotma işini yapan, heykeltraş3. heykeltraşAnlamı: heykel yapan sanatçı, yontucu -
13 مثل
Iمَثَّلَ1. sembolleştirmekAnlamı: simgeleştirmek2. örneklendirmekAnlamı: örneklerle açıklamak3. örneklemekAnlamı: örnek vermek4. benzetmekAnlamı: benzer duruma getirmek5. simgelemekAnlamı: sembol durumuna getirmekIIمَثَل1. benzerlikAnlamı: benzer olma durumu2. meselâAnlamı: söz gelişi, örneğin3. söz gelişiAnlamı: örneğin4. gibisiAnlamı: benzeri5. aynılıkAnlamı: aynı olma durumu, özdeşlik6. örneğinAnlamı: örnek olarak, mesela7. muadilAnlamı: eşit, denk, eşdeğer8. göstermelikAnlamı: örnek, numune, mostralık9. meselAnlamı: örnek alınacak söz10. öğütAnlamı: nasihat11. böyleAnlamı: bunun gibi, buna benzer12. benzerAnlamı: bir başkasına benzeyenمَثَلَ1. gelmekAnlamı: ortaya çıkmak, doğmak2. gözükmekAnlamı: görünmek3. görünmekAnlamı: görülür duruma gelmekIVمِثْل1. benzerlikAnlamı: benzer olma durumu2. muadilAnlamı: eşit, denk, eşdeğer3. gibisiAnlamı: benzeri4. aynılıkAnlamı: aynı olma durumu, özdeşlik5. misilAnlamı: eş, benzer6. tıpkıAnlamı: tıpatıp, aynı7. kadarAnlamı: gibi (bir şeye benzer)8. benzerAnlamı: bir başkasına benzeyen9. böyleAnlamı: bunun gibi, buna benzer -
14 موعظة
مَوْعِظَة1. ibretAnlamı: kötü davranışlardan sakınmayı sağlayan ders, sonuç2. darbımeselAnlamı: ata sözü, atalar sözü3. göstermelikAnlamı: örnek, numune, mostralık4. vaazAnlamı: dini konuşma5. öğütAnlamı: nasihat6. atasözü -
15 وصية
См. также в других словарях:
Nasihat — Directed by Aravind Sen Produced by Aarvind Sen Written by … Wikipedia
nasihat — nasìhāt m <G nasiháta> DEFINICIJA reg. savjet ili opomena koji izlaze iz islamskog učenja ETIMOLOGIJA tur. ← arap. naṣīha … Hrvatski jezični portal
nasihat — is., ti, Ar. naṣīḥat Öğüt Nasihatleri sonuna kadar dinler ve bitince hiç sesini çıkarmaz. M. Ş. Esendal Birleşik Sözler nasihatname nasihat yollu baba nasihati Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller … Çağatay Osmanlı Sözlük
nasihat etmek (veya vermek) — öğüt vermek Ayrılırlarken anası, Ayşe ye son bir nasihat verdi. N. Cumalı Dinle sana bir nasihat edeyim / Hatırdan gönülden geçici olma. Karacaoğlan … Çağatay Osmanlı Sözlük
NASİHAT-NÂPEZİR — f. Nasihat dinlemez, öğüt tutmaz … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
nasihat — (A.) [ ﺖﺤﻴﺼﻥ ] öğüt … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
NASİHAT — İbret verici ders, tavsiye, ihtar, öğüt … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
nasihat yollu — zf. Öğüde benzer bir biçimde … Çağatay Osmanlı Sözlük
NASİHAT-ÂMİZ — f. İçinden öğüt alınacak söz … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
iyi nasihat verilir, iyi ad verilmez — bir kimse başkalarına iyi öğüt verebilir ama ün veremez, kişi ünü ancak kendisi kazanabilir anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
nasihatte bulunmak — nasihat etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük