-
41 طبة
طَبَّة1. enfarktüs2. tapaAnlamı: şişe vb. şeylerin ağzını kapatmak için tıkaç3. tıpaAnlamı: tapa4. tıkaç5. tamponAnlamı: bir yeri kapatmaya yarayan tıkaç -
42 طوطم
-
43 علاقة
Iعَلَاقَة1. takıntıAnlamı: kurulan ilişki2. bağlantı3. ilişkiAnlamı: bağ, münasebet4. irtibatAnlamı: bağlantı5. linkAnlamı: iletişim dizgesi birliği6. münasebetAnlamı: ilişki, alâka7. nispetAnlamı: bağıntı, ilgili8. alâkaAnlamı: gönul bağı veya ilgiIIعَلَّاقَة1. portmantoAnlamı: raflı, aynalı askı yeri2. askıAnlamı: üzerine bir şey asılan nesne -
44 عمل
Iعَمَل1. işlevAnlamı: yetki, görev, fonksiyon2. eylemAnlamı: iş, fiil, aksiyon3. görev4. yapıt5. yapmaAnlamı: yapmak işi6. amelAnlamı: yapılan ış, fiil, edimIIعَمِلَ1. eylemekAnlamı: etmek, yapmak2. etmekAnlamı: bir işi yapmak3. görmekAnlamı: yapmak, etmek -
45 غشى
-
46 غشي
IغَشِيَkaplamakAnlamı: başka bir nesne ile örtmekIIغَشْي1. gaşiyAnlamı: kendinden geçme2. baygınlıkAnlamı: baygın olma durumu3. baygıntıAnlamı: baygın olma durumu -
47 فحوى
فَحْوَى1. karşılık2. muhtevaAnlamı: içerik3. mealAnlamı: anlam, kavram, mefhum4. anlamAnlamı: anlaşılan şey, mana, düşünce veya nesne -
48 فخاري
فَخَّارِيّ1. seramikçiAnlamı: seramikle uğraşan kimse2. zücaciyeAnlamı: cam, porselen vb. maddelerden yapılmış eşya3. çömlekçiAnlamı: çömlek yapan ve satan4. seramik -
49 قرص
قُرْص1. ağırşakAnlamı: teker biçiminde yassı nesne, kurs2. disk -
50 قرصي
-
51 ك
-
52 كيلة
كَيْلَةkapAnlamı: içi gaz, sıvı veya katı herhangi bir maddeyi alabilen oyuk nesne -
53 لازم
لازِم1. asliAnlamı: temel olarak alınan, esas olan2. yaraşıklıAnlamı: uygun3. ehemmiyetliAnlamı: önemli, mühim4. gerek5. elverişliAnlamı: uygun, ışe yarayan6. muvafıkAnlamı: uygun7. geçişsizAnlamı: nesne ile kullanılmayan (fiil)8. gerekliAnlamı: yerinde olan, lüzumlu, vacip9. lâzımAnlamı: gerekli, gerek10. lüzumluAnlamı: lâzim, gerekli, gerek11. elzemAnlamı: çok gerekli12. zarurîAnlamı: gerekli, gerek olan13. münasebetliAnlamı: uygun yakışık alan14. münasipAnlamı: uygun, yerinde15. uygunAnlamı: yakışır, yaraşır, elverişli, muvafık16. mühimAnlamı: önemli17. tastamamAnlamı: çok uygun18. önemliAnlamı: önemli olan, mühim -
54 لفافة
لِفَافَة1. cigaraAnlamı: sigara2. kabukAnlamı: bir şeyin üstünü kaplayan kısım, kışır3. kılıf4. bandajAnlamı: sargı, bağ5. sigara6. sargıAnlamı: esnek bir maddeden yapılmış uzun, dar ve ince şerit7. bantAnlamı: düzensiz yassı bağ, şerit -
55 لفيفة
-
56 ماعون
ماعُون1. botAnlamı: küçük gemi2. kapAnlamı: içi gaz, sıvı veya katı herhangi bir maddeyi alabilen oyuk nesne3. mavna4. sandalAnlamı: kürekle yürütülen deniz teknesi -
57 ماكنة
ماكِنَة1. makine2. aygıtAnlamı: alet, cihaz3. araç -
58 ماكينة
ماكِينَة1. makine2. aygıtAnlamı: alet, cihaz3. araç -
59 متعد
مُتَعَدٍّ1. sataşkanAnlamı: sataşan, saldırgan2. geçişliAnlamı: nesne ile kullanılabilen(fiil)3. tecavüzkârAnlamı: tecavüz eden4. azamîAnlamı: en büyük, en yüksek, en çok -
60 مدلول
См. также в других словарях:
nesne — is. 1) Belli bir ağırlığı ve hacmi, rengi olan her türlü cansız varlık, şey, obje Ağzımıza koyduğumuz şey değil, tadını tuzunu bildiğimiz nesne değil. S. M. Alus 2) dbl. Geçişli fiili bütünleyen yalın veya belirtme durumunda bulunan tümleç Ali… … Çağatay Osmanlı Sözlük
NESNE — şey, herhangi bir şey … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
nesne öbeği — is., dbl. Nesneyle ilgili olarak kullanılan kelimelerin bütünü Bir adam, yan taraftaki geniş kapının iki kanadını açtı … Çağatay Osmanlı Sözlük
belirtili nesne — is., dbl. Belirtme durumundaki nesne, sarih meful … Çağatay Osmanlı Sözlük
belirtisiz nesne — is., dbl. Yalın durumdaki nesne … Çağatay Osmanlı Sözlük
ortak nesne — is., dbl. Birden çok yüklemin bağlı bulunduğu nesne Postacı adresi buldu ama bize bildirmedi. cümlesinde adresi ortak nesnedir … Çağatay Osmanlı Sözlük
belirli nesne — is., dbl. Belirtme durumu ekini almış, geçişli fiil durumunda olan yüklemle ilgili kelime veya kelime grubu … Çağatay Osmanlı Sözlük
neñ — nesne, şey, mal 12, 13, 14, 15, 31, 34, 50, 53, 84, 98, 126, 140, 143, 145, 147,157, 159, 162, 164, 169, 170, 177 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
MİLKED — Nesne dövecek âlet … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ŞEY' — Nesne, şey. * İstemek, dilemek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
tel — 1. is. 1) Türlü metallerden yapılmış, kopmaya karşı bir direnç gösteren ince uzun nesne Gelin teli. Telgraf teli. 2) sf. Bu nesneden yapılmış veya bu nesne biçiminde olan Tel kafes. Tel çivi. 3) Tencere, çaydanlık vb.ni ovarak temizlemek için… … Çağatay Osmanlı Sözlük