-
21 حقة
حُقَّة1. kapAnlamı: içi gaz, sıvı veya katı herhangi bir maddeyi alabilen oyuk nesne2. kumkumaAnlamı: küçük testi, çömlek -
22 خزاف
خَزَّاف1. seramikçiAnlamı: seramikle uğraşan kimse2. çömlekçiAnlamı: çömlek yapan ve satan3. seramik -
23 خزفي
-
24 خيط
Iخَيْط1. filâmanAnlamı: ince iletken tel2. katgüt3. ipAnlamı: bükülmüş liflerden yapılmış bağ4. iplik5. lifAnlamı: çok ince ve uzun parça6. telIIخَيَّطdikmekAnlamı: yırtılmış kumaş, deri yara vb. yi iğneye geçirilmiş iplikle tuturmak -
25 دسام
دِسَام1. supapAnlamı: yaylı kapak2. kapakçıkAnlamı: yürekte küçük kapak, supap3. enfarktüs4. tamponAnlamı: bir yeri kapatmaya yarayan tıkaç5. tıkaç6. tapaAnlamı: şişe vb. şeylerin ağzını kapatmak için tıkaç7. tıpaAnlamı: tapa -
26 رزمة
رِزْمَة1. huzmeAnlamı: demet, ışın demeti2. paketAnlamı: kağıda sarılmış taşınacak nesne3. balya4. desteAnlamı: demet, bağlam5. demetAnlamı: bağlanarak oluşturulan deste, bağlam -
27 زبرج
زِبْرِج1. bezekAnlamı: süs, ziynet2. ziynetAnlamı: süs, bezek3. aksesuarAnlamı: ışlevi olmayan nesne, dekor veya kadın giyimini bütünleyen eşya4. dekorAnlamı: tiyatro, sinema ve televizyonda sahneye konulan eseri yazıldığı yerin, çağının özelliklerini belirleyen çeşitli öğelerin bütünü -
28 زيان
زِيَان1. bezekAnlamı: süs, ziynet2. ziynetAnlamı: süs, bezek3. aksesuarAnlamı: ışlevi olmayan nesne, dekor veya kadın giyimini bütünleyen eşya4. dekorAnlamı: tiyatro, sinema ve televizyonda sahneye konulan eseri yazıldığı yerin, çağının özelliklerini belirleyen çeşitli öğelerin bütünü -
29 زينة
زِينَة1. takıAnlamı: kadınların süs eşyası2. süsAnlamı: süslemeye, süslenmeye yarayan şey3. bezekAnlamı: süs, ziynet4. ziynetAnlamı: süs, bezek5. aksesuarAnlamı: ışlevi olmayan nesne, dekor veya kadın giyimini bütünleyen eşya6. dekorAnlamı: tiyatro, sinema ve televizyonda sahneye konulan eseri yazıldığı yerin, çağının özelliklerini belirleyen çeşitli öğelerin bütünü -
30 سداد
IسَدَادlikideIIسِدَاد1. supapAnlamı: yaylı kapak2. enfarktüs3. tapaAnlamı: şişe vb. şeylerin ağzını kapatmak için tıkaç4. tıpaAnlamı: tapa5. tamponAnlamı: bir yeri kapatmaya yarayan tıkaç6. tıkaç -
31 سدادة
سِدَادَة1. supapAnlamı: yaylı kapak2. bandrol3. enfarktüs4. tıkaç5. tamponAnlamı: bir yeri kapatmaya yarayan tıkaç6. tıpaAnlamı: tapa7. tapaAnlamı: şişe vb. şeylerin ağzını kapatmak için tıkaç -
32 سطام
سِطَام1. supapAnlamı: yaylı kapak2. enfarktüs3. tıpaAnlamı: tapa4. tamponAnlamı: bir yeri kapatmaya yarayan tıkaç5. tapaAnlamı: şişe vb. şeylerin ağzını kapatmak için tıkaç6. tıkaç -
33 سلك
Iسَلَكَ1. dizmekAnlamı: bazı nesneleri ipliğe tele vb. ye geçirmek2. davranmakIIسِلْك1. iplik2. endüstriAnlamı: sanayi3. tel4. zanaatAnlamı: öğrenimle birlikte tecrübe ve ustalık gerektiren ış, sınaatسَلَّكَgirmekAnlamı: dışarıdan içeriye geçmek -
34 سيجارة
-
35 سيكارة
-
36 شد
IشَدّbağıntıIIشَدَّ1. cezp etmekAnlamı: bağlamak, kendine çekmek2. bağlamak -
37 شغل
Iشَغَّلَ1. yapmakAnlamı: meşgul olmak2. deflemekAnlamı: defetmek3. işletmekAnlamı: işlemesini sağlamak, çalıştırmak4. işlemekIIشَغَلَuğraştırmakAnlamı: uğraşmasına yol açmakشُغْل1. işlevAnlamı: yetki, görev, fonksiyon2. görev3. uğraş4. vazifeAnlamı: görev -
38 شيء
-
39 صمة
صِمَّة1. supapAnlamı: yaylı kapak2. enfarktüs3. tıkaç4. tıpaAnlamı: tapa5. tamponAnlamı: bir yeri kapatmaya yarayan tıkaç6. tapaAnlamı: şişe vb. şeylerin ağzını kapatmak için tıkaç -
40 صنم
См. также в других словарях:
nesne — is. 1) Belli bir ağırlığı ve hacmi, rengi olan her türlü cansız varlık, şey, obje Ağzımıza koyduğumuz şey değil, tadını tuzunu bildiğimiz nesne değil. S. M. Alus 2) dbl. Geçişli fiili bütünleyen yalın veya belirtme durumunda bulunan tümleç Ali… … Çağatay Osmanlı Sözlük
NESNE — şey, herhangi bir şey … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
nesne öbeği — is., dbl. Nesneyle ilgili olarak kullanılan kelimelerin bütünü Bir adam, yan taraftaki geniş kapının iki kanadını açtı … Çağatay Osmanlı Sözlük
belirtili nesne — is., dbl. Belirtme durumundaki nesne, sarih meful … Çağatay Osmanlı Sözlük
belirtisiz nesne — is., dbl. Yalın durumdaki nesne … Çağatay Osmanlı Sözlük
ortak nesne — is., dbl. Birden çok yüklemin bağlı bulunduğu nesne Postacı adresi buldu ama bize bildirmedi. cümlesinde adresi ortak nesnedir … Çağatay Osmanlı Sözlük
belirli nesne — is., dbl. Belirtme durumu ekini almış, geçişli fiil durumunda olan yüklemle ilgili kelime veya kelime grubu … Çağatay Osmanlı Sözlük
neñ — nesne, şey, mal 12, 13, 14, 15, 31, 34, 50, 53, 84, 98, 126, 140, 143, 145, 147,157, 159, 162, 164, 169, 170, 177 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
MİLKED — Nesne dövecek âlet … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ŞEY' — Nesne, şey. * İstemek, dilemek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
tel — 1. is. 1) Türlü metallerden yapılmış, kopmaya karşı bir direnç gösteren ince uzun nesne Gelin teli. Telgraf teli. 2) sf. Bu nesneden yapılmış veya bu nesne biçiminde olan Tel kafes. Tel çivi. 3) Tencere, çaydanlık vb.ni ovarak temizlemek için… … Çağatay Osmanlı Sözlük