-
1 شيء
nesne; şey -
2 آلة
آلَة1. makine2. aletAnlamı: bir el işini veya mekanik bir işi gerçekleştirmek için özel olarak yapılmış nesne3. araç4. aygıtAnlamı: alet, cihaz -
3 أداة
-
4 نصب
Iنَصَب1. güçsüzlükAnlamı: güçsüz olma durumu2. emekAnlamı: çok çalışmak, sa'y3. zahmetAnlamı: sıkıntı, güçlük, yorgunluk, eziyet4. bitkinlikAnlamı: bitkin olma durumuIIنَصَبَdikmekAnlamı: bir cismi dik olarak durdurmakنَصِبَ1. köpeklemekAnlamı: çok yorulmak2. didinmekIVنَصْبhokkabazlıkAnlamı: yalan dolanla görülen işVنُصُب1. sanemAnlamı: put2. heykelAnlamı: taş, bakır gibi maddelerden yontulan eser, yontu3. put4. anıtAnlamı: önemli ve çok değerli bir eserVIنُصْب1. sanemAnlamı: put2. heykelAnlamı: taş, bakır gibi maddelerden yontulan eser, yontu3. putنَصَّبَ1. görevlendirmekAnlamı: birine bir görev vermek, tavzif etmek2. atamakAnlamı: birini bir göreve getirmek, tayin etmek3. dikmekAnlamı: bir cismi dik olarak durdurmak -
5 أسفل
أَسْفَل1. taban2. aşağıAnlamı: bir şeyin alt bölümü3. eklentiAnlamı: ek durumunda bulunan parça4. ekAnlamı: ilâve, katkı5. altlık6. altAnlamı: bir şeyin yere bakan yanı, üstün zıttı -
6 إبالة
إِبَّالَة1. huzmeAnlamı: demet, ışın demeti2. paketAnlamı: kağıda sarılmış taşınacak nesne3. balya4. desteAnlamı: demet, bağlam5. demetAnlamı: bağlanarak oluşturulan deste, bağlam -
7 إناء
إِنَاءkapAnlamı: içi gaz, sıvı veya katı herhangi bir maddeyi alabilen oyuk nesne -
8 اتصال
اِتِّصال1. bağıntı2. kaynaşmaAnlamı: kaynaşmak işi3. eşlikAnlamı: eş olma durumu4. ulaşımAnlamı: münakale, muvasala, temas5. temasAnlamı: gidip gelme, bağlantı -
9 اشتغال
-
10 باقة
باقَة1. huzmeAnlamı: demet, ışın demeti2. paketAnlamı: kağıda sarılmış taşınacak nesne3. balya4. desteAnlamı: demet, bağlam5. demetAnlamı: bağlanarak oluşturulan deste, bağlam -
11 بالة
بالَة1. huzmeAnlamı: demet, ışın demeti2. paketAnlamı: kağıda sarılmış taşınacak nesne3. balya4. demetAnlamı: bağlanarak oluşturulan deste, bağlam5. desteAnlamı: demet, bağlam -
12 ترافق
تَرَافُق1. bağıntı2. kaynaşmaAnlamı: kaynaşmak işi3. eşlikAnlamı: eş olma durumu4. yârenlikAnlamı: yakın arkadaşlık -
13 تصاحب
-
14 تصور
IتَصَوَّرَtasarımlamakAnlamı: tasavvur etmekIIتَصَوُّر1. tasvirAnlamı: tasarlama2. imgelemAnlamı: geçmiş yaşantılara özgü bağ kurma, muhayyile3. düş gücüAnlamı: bir şeyi zihinde canlandırma, düşünme yeteneği4. tasavvurAnlamı: hayal etme5. tasarımAnlamı: tasarımlanan biçim, tasavvur6. tasarıAnlamı: proje, zihindeki plan7. nosyonAnlamı: bir şey üzerindeki gerekir bilgi, kavram8. kavramAnlamı: mefhum, fehva, tasarım9. projeAnlamı: tasarlanmış, tasarı10. imgeAnlamı: zihnde tasarlanan düş, hayal11. imajAnlamı: imge12. anlamAnlamı: anlaşılan şey, mana, düşünce veya nesne -
15 تلازم
IتَلَازَمَkaynaşmakAnlamı: ayrılmayacak kadar birleşmekIIتَلَازُم1. bağıntı2. kaynaşmaAnlamı: kaynaşmak işi3. eşlikAnlamı: eş olma durumu -
16 تماسك
-
17 تواصل
تَوَاصُل1. bağıntı2. devamlılıkAnlamı: devamlı olma durumu3. interkoneksiyon4. temasAnlamı: gidip gelme, bağlantı5. devamAnlamı: sürme, bitmeme, kesilmeme -
18 جوهر
جَوْهَر1. tözAnlamı: değişmeyen idealist kavram2. taş3. damla taşAnlamı: tıraş edilmeyerek yuvarlak ve cilâlı bırakılmış, değerli veya yarı değerli taş -
19 جوهرة
جَوْهَرَة1. taş2. damla taşAnlamı: tıraş edilmeyerek yuvarlak ve cilâlı bırakılmış, değerli veya yarı değerli taş -
20 حق
IحَقَّtanımakAnlamı: tam bilgisi olmakIIحُقّ1. kapAnlamı: içi gaz, sıvı veya katı herhangi bir maddeyi alabilen oyuk nesne2. kumkumaAnlamı: küçük testi, çömlek
См. также в других словарях:
nesne — is. 1) Belli bir ağırlığı ve hacmi, rengi olan her türlü cansız varlık, şey, obje Ağzımıza koyduğumuz şey değil, tadını tuzunu bildiğimiz nesne değil. S. M. Alus 2) dbl. Geçişli fiili bütünleyen yalın veya belirtme durumunda bulunan tümleç Ali… … Çağatay Osmanlı Sözlük
NESNE — şey, herhangi bir şey … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
nesne öbeği — is., dbl. Nesneyle ilgili olarak kullanılan kelimelerin bütünü Bir adam, yan taraftaki geniş kapının iki kanadını açtı … Çağatay Osmanlı Sözlük
belirtili nesne — is., dbl. Belirtme durumundaki nesne, sarih meful … Çağatay Osmanlı Sözlük
belirtisiz nesne — is., dbl. Yalın durumdaki nesne … Çağatay Osmanlı Sözlük
ortak nesne — is., dbl. Birden çok yüklemin bağlı bulunduğu nesne Postacı adresi buldu ama bize bildirmedi. cümlesinde adresi ortak nesnedir … Çağatay Osmanlı Sözlük
belirli nesne — is., dbl. Belirtme durumu ekini almış, geçişli fiil durumunda olan yüklemle ilgili kelime veya kelime grubu … Çağatay Osmanlı Sözlük
neñ — nesne, şey, mal 12, 13, 14, 15, 31, 34, 50, 53, 84, 98, 126, 140, 143, 145, 147,157, 159, 162, 164, 169, 170, 177 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
MİLKED — Nesne dövecek âlet … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ŞEY' — Nesne, şey. * İstemek, dilemek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
tel — 1. is. 1) Türlü metallerden yapılmış, kopmaya karşı bir direnç gösteren ince uzun nesne Gelin teli. Telgraf teli. 2) sf. Bu nesneden yapılmış veya bu nesne biçiminde olan Tel kafes. Tel çivi. 3) Tencere, çaydanlık vb.ni ovarak temizlemek için… … Çağatay Osmanlı Sözlük