Перевод: со всех языков на немецкий

с немецкого на все языки

meslekte

См. также в других словарях:

  • adres kitabı — is. Genellikle belli bir iş veya meslekte olanların iş ve ev adreslerini toplu olarak gösteren kitap …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • diplomasız — sf. 1) Diploması olmayan 2) Diploması olması gereken bir meslekte, diploması olmadan çalışan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • duayen — is., Fr. doyen 1) Bir meslekte yaşça, kıdemce ileride ve yetenek bakımından üstün niteliğe sahip olan kimse 2) Kordiplomatikte kıdemlilik bakımından başta gelen diplomat …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • eski — sf. 1) Çoktan beri var olan, üzerinden çok zaman geçmiş bulunan, yeni karşıtı Ey benim eski duygularım, eski düşüncelerim. Neden böyle uzaksınız benden? N. Ataç 2) Önceki, sabık Anlatışına bakılırsa eski kâtibe, şimdi fevkalade şık giyiniyormuş.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • esnaf — is., Ar. eṣnāf 1) Küçük sermaye ve zanaat sahibi Kendileri balıkçı olmayıp da balık satan esnafı da severim. S. F. Abasıyanık 2) mec. Başlıca düşüncesi, mesleğinin bütün inceliklerinden yararlanıp bunları karşısındakinin zararına kullanarak ve… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ilerleme — is. 1) İlerlemek işi 2) Terfi, terakki Hâkim ve savcıların ... meslekte ilerlemeleri ... kanunla düzenlenir. Anayasa 3) fel. Daha iyi, daha yetkin, daha değerli, daha yüksek bir duruma doğru basamak basamak oluşan gelişme, terakki Birleşik Sözler …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kariyer — 1. is., ask., İng. carrier Donanımı çok güvenli, polis veya asker taşıma aracı 2. is., Fr. carrière Bir meslekte uzmanlık Yok, Hamlet gibi başladım. Hamlet gibi bitireceğim. Benim için bu bir kariyer meselesidir. Y. K. Karaosmanoğlu Atasözü,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ödev bilgisi — is. Herhangi bir meslekte bulunanların birbirleriyle ve başkalarıyla olan işlerinde tutmaları gereken yollar ve yerine getirmek zorunda bulundukları ödevler üzerinde duran bilgi, deontoloji …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • öncel — is. 1) Bir görevde, meslekte kendinden önce yerini tutmuş olan kimse, selef, ardıl karşıtı 2) Önceden yaşamış olanlar 3) man. Sonucun çıkarıldığı önerme veya önermeler Birleşik Sözler öncel belirleme öncel düzen …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • pir — is., Far. pīr 1) Yaşlı, koca, ihtiyar kimse Ak sakallı pir, bunları söyleyerek sırra kadem basmış. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Bir tarikat veya sanatın kurucusu Büyük Itri ye eskiler derler / Bizim öz musikimizin piri. Y. K. Beyatlı 3) zf. Adamakıllı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sanat — is., Ar. ṣanˁat 1) Bir duygu, tasarı, güzellik vb.nin anlatımında kullanılan yöntemlerin tamamı veya bu anlatım sonucunda ortaya çıkan üstün yaratıcılık Bir oyunun on beş gün sürmesi bir sanat hadisesi olduğunu gösterirdi. T. Buğra 2) Belli bir… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»