-
1 menfaat
arapça منفعت çıkar, yarar. -
2 мәнфәгать
menfaat, çıkar -
3 vested interest
menfaat, çikar; kazanilmis hak, müktesep hak -
4 إفادة
إِفَادَة1. ifadeAnlamı: anlatım2. faydaAnlamı: yarar, kâr3. maslahatAnlamı: iş, önemli iş, mesele4. menfaatAnlamı: yarar, çıkar5. kanıt6. beyanAnlamı: söyleme, bildirme7. çıkar8. avantajAnlamı: üstünlük sağlayan şey, yarar, kâr9. açıklamaAnlamı: bir konuyu izah etme10. demeç11. deklârasyonAnlamı: bildirme, duyurma, ilân etme -
5 جداء
جَدَاء1. kârAnlamı: yarar, fayda2. fizibiliteAnlamı: yapılabilirlik3. yapılabilirlikAnlamı: uygulanabilirlik, fizibilite4. faydaAnlamı: yarar, kâr5. menfaatAnlamı: yarar, çıkar6. maslahatAnlamı: iş, önemli iş, mesele7. çıkar8. avantajAnlamı: üstünlük sağlayan şey, yarar, kâr -
6 جدوى
جَدْوَى1. yardımAnlamı: bağış2. yapılabilirlikAnlamı: uygulanabilirlik, fizibilite3. fizibiliteAnlamı: yapılabilirlik4. faydaAnlamı: yarar, kâr5. maslahatAnlamı: iş, önemli iş, mesele6. menfaatAnlamı: yarar, çıkar7. çıkar8. avantajAnlamı: üstünlük sağlayan şey, yarar, kâr9. bahşiş -
7 صلوح
صُلُوح1. menfaatAnlamı: yarar, çıkar2. maslahatAnlamı: iş, önemli iş, mesele3. çıkar4. avantajAnlamı: üstünlük sağlayan şey, yarar, kâr -
8 طائل
طائِل1. erkeAnlamı: ış başarma gücü, enerji2. takatAnlamı: güç, kuvvet3. ehliyetAnlamı: yeterlik, uzluk, belge. ehliyetname4. enerjiAnlamı: maddede var olan ve ısı, ışık biçiminde ortaya çıkan erke, güç5. kabiliyetAnlamı: yetenek6. faydaAnlamı: yarar, kâr7. güçAnlamı: fizik, düşünce ve ahlâk bakımından bir etki yapabilme, kuvvet8. kudretAnlamı: güç, erk, erke, iktidar, yetenek9. maslahatAnlamı: iş, önemli iş, mesele10. menfaatAnlamı: yarar, çıkar11. erkAnlamı: bir işi yapabilme gücü, kudret, iktidar12. çıkar13. avantajAnlamı: üstünlük sağlayan şey, yarar, kâr14. canAnlamı: güç, kuvvet15. hızAnlamı: bir hareketten doğan güç, şiddet, güç, takat16. büyük -
9 عائدة
عائِدَة1. kârAnlamı: yarar, fayda2. ödentiAnlamı: aidat3. aidatAnlamı: ödenti, kesenek4. maslahatAnlamı: iş, önemli iş, mesele5. menfaatAnlamı: yarar, çıkar6. çıkar7. avantajAnlamı: üstünlük sağlayan şey, yarar, kâr -
10 فائدة
فائِدَة1. kârAnlamı: yarar, fayda2. faideAnlamı: yarar, kâr3. faydaAnlamı: yarar, kâr4. menfaatAnlamı: yarar, çıkar5. maslahatAnlamı: iş, önemli iş, mesele6. çıkar7. avantajAnlamı: üstünlük sağlayan şey, yarar, kâr -
11 مصلحة
مَصْلَحَة1. iş koluAnlamı: çalışma dallarından her biri2. maslahatAnlamı: iş, önemli iş, mesele3. menfaatAnlamı: yarar, çıkar4. çıkar5. avantajAnlamı: üstünlük sağlayan şey, yarar, kâr -
12 منفعة
مَنْفَعَة1. kârAnlamı: yarar, fayda2. faydaAnlamı: yarar, kâr3. menfaatAnlamı: yarar, çıkar4. maslahatAnlamı: iş, önemli iş, mesele5. çıkar6. avantajAnlamı: üstünlük sağlayan şey, yarar, kâr -
13 نفع
IنَفَعَyaramakAnlamı: yararlı olamkIIنَفْع1. yararlıkAnlamı: yararlı çalışma2. kârAnlamı: yarar, fayda3. faideAnlamı: yarar, kâr4. faydaAnlamı: yarar, kâr5. maslahatAnlamı: iş, önemli iş, mesele6. menfaatAnlamı: yarar, çıkar7. yararlılıkAnlamı: yararlı olma8. çıkar9. avantajAnlamı: üstünlük sağlayan şey, yarar, kâr -
14 mənfəət
çıkar, kâr, menfaat, yararavantaj, çıkar, kar, kâr, menfaat, yarar -
15 advantage
n. avantaj, üstünlük, çıkar, fayda, menfaat* * *avantaj* * *1) ((a) gain or benefit: There are several advantages in being self-employed.) yarar2) (in tennis, the first point gained after deuce.) avantaj•- advantageously
- have an/the advantage over
- have an/the advantage
- take advantage of -
16 benefit
n. yarar, fayda, çıkar, menfaat, avantaj, kâr, kazanç; yardım parası, yardım toplama faaliyeti, hak, ayrıcalık————————v. yararı dokunmak, yaramak, faydası olmak, yararlanmak* * *1. yarar sağla (v.) 2. fayda (n.) 3. yararlan (v.) 4. yarar (n.)* * *['benəfit] 1. noun(something good to receive, an advantage: the benefit of experience; the benefits of fresh air and exercise.) yarar, fayda2. verb1) ((usually with from or by) to gain advantage: He benefited from the advice.) yararlanmak2) (to do good to: The long rest benefited her.) yararı dokunmak•- give someone the benefit of the doubt- give the benefit of the doubt -
17 expedience
-
18 expediency
-
19 profit
n. kâr, kazanç, getiri, çıkar, menfaat, fayda————————v. yaramak, yararı olmak, yararlanmak, kâr getirmek, kâr etmek* * *1. kar 2. kar et (v.) 3. kar (n.)* * *['profit] 1. noun1) (money which is gained in business etc, eg from selling something for more than one paid for it: I made a profit of $8,000 on my house; He sold it at a huge profit.) kâr, kazanç2) (advantage; benefit: A great deal of profit can be had from travelling abroad.) yarar, fayda2. verb((with from or by) to gain profit(s) from: The business profited from its exports; He profited by his opponent's mistakes.) kâr etmek; yararlanmak- profitably -
20 stake
n. kazık, direk, destek, işkence direği, örs, ortaya konan para, pot, çıkar, menfaat————————v. kazıklarla belirlemek, kazığa bağlamak, desteklemek, bahis yapmak, riske atmak, tehlikeye atmak* * *1. umudunu bağla (v.) 2. kazık (n.)* * *[steik] I noun(a strong stick or post, especially a pointed one used as a support or as part of a fence.) kazıkII 1. noun(a sum of money risked in betting: He and his friends enjoy playing cards for high stakes.) bahis (parası)2. verb(to bet or risk (money or something of value): I'm going to stake $5 on that horse.) bahse girmek- at stake
См. также в других словарях:
menfaat — is., ti, Ar. menfaˁat Çıkar Gelip gidenlerden çok menfaat oluyor. H. E. Adıvar Birleşik Sözler menfaat düşkünü amme menfaati Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller menfaat gütmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
menfaat düşkünü — is. Çıkarcı Şu milletini üstün görmeyen, şu menfaat düşkünü, şu bozguncu, millî şuura erememiş insanlardır. O. S. Orhon … Çağatay Osmanlı Sözlük
menfaat gütmek — çıkarını ön planda tutmak Hayatımda hiçbir zaman menfaat gütmedim, paragözlü olmadım. S. M. Alus … Çağatay Osmanlı Sözlük
menfaat — (A.) [ ﺖﻌﻔﻨﻡ ] çıkar, yarar … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
MENFAAT — Fayda. Kâr. Gelir. İhtiyaç karşılığı olan şey … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
SEVDA-İ MENFAAT — Menfaat hevesi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
çıkı — ; menfaat, çıkar I, 368 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
çür — menfaat I, 323 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
çürlemek — menfaat elde etmek, I, 323 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
tusu — menfaat; ;ifa III, 224 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
CERR-İ MAGNEM — Menfaat celbetmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük