-
1 maden suyu
Mineralwasser nt -
2 maden suyu
минера́льная вода́ -
3 maden suyu
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > maden suyu
-
4 maden suyu
n. table water, mineral water, Seltzer, seltzer water* * *1. mineral water 2. vichy water -
5 maden suyu
ava berbejî -
6 maden suyu
-
7 maden suyu
минералыпс -
8 maden suyu kaynağı
miskan -
9 su
вода, влага- su almaz- su almak
- su arıtılması
- su atma
- su bırakmak
- su geçirmez
- su geçmez
- su içeriği
- su kemeri
- su muhtevası
- su sağlaması
- su temini
- su vermek
- su verilmemiş
- su verilmiş
- absorbe edilmiş su
- acı su
- ağır su
- akar su
- alçak su
- arteziyen su
- aşındırıcı su
- atık su
- bağlı su
- basınçlı su
- berrak su
- besleme suyu
- çalkalama suyu
- çekik su
- çeliğe su verme
- damıtık su
- damıtılmış su
- deniz suyu
- dışarı akan su
- dönüş suyu
- durgun su
- durulmuş pis su
- emilen su
- emilmiş su
- endüstriyel atık su
- erimiş buz suları
- erimiş kar suları
- ev atık suyu
- feyezan su
- harç karıştırma suyu
- higroskopik su
- ırmak suyu
- içilebilir su
- içme suyu
- kapiler su
- kara suları
- kaynak suyu
- kaynar su
- kaynatılmamış su
- kaynatılmış su
- kazan suyu
- kılcal su
- kıyı suları
- kızdırılmış su
- kızgın su
- kireç suyu
- kireçli su
- kireçsiz su
- kirlenmiş su
- kirli su
- kondansör suyu
- kullanılmış su
- kullanım sıcak su
- kullanım soğuk su
- kullanma suyu
- kuyu suyu
- kül suyu
- küllü su
- lağım suları
- maden suyu
- menba suyu
- musluk suyu
- nehir suyu
- ölü su
- paslandırıcı su
- pis su
- primer dönüş sıcak su
- sahil suları
- sarfiyat suyu
- seconder ısıtma suyu
- serbest su
- sıcak su
- sızma suyu
- soğuk su
- soğutma suyu
- süzülen su
- tahrip edici su
- tatlı su
- teknik su
- temiz su
- termal sular
- toksik atık su
- tuzlu su
- yağmur suyu
- yeraltı suyu
- yerüstü suyu
- yıkama suyu
- yumuşak su
- yüzeysel su
- zararlı su
- zararlı yeraltı su
- zemin suyuİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > su
-
10 su
вода́ (ж)* * *- yu1) вода́su almak — а) промока́ть ( об обуви); б) дава́ть течь (о лодке, судне); в) мор. брать питьеву́ю во́ду ( в судно)
su basmak — затопля́ть водо́й
su çekmek — а) впи́тывать во́ду; б) брать во́ду из коло́дца
su dökünmek — облива́ться водо́й
su etmek / göstermek / yapmak — дава́ть течь ( о судне)
su geçirmez — водонепроница́емый
su kaçırmak — а) пропуска́ть во́ду; б) арго моро́чить го́лову кому
su tesisatı, su boru hattı — водопрово́д
su vermek — а) полива́ть ( растения); б) напои́ть ( животных); в) дать во́ду кому; г) остужа́ть в воде́ калёный мета́лл
deniz suyu — морска́я вода́
içilir su, içme suyu — питьева́я вода́
kaynar su — кипято́к
maden suyu — минера́льная вода́
musluk suyu — водопрово́дная вода́
tatlı su — пре́сная вода́
yağmur suyu — дождева́я вода́
2) в соч.sular — во́ды
kıyı suları — прибре́жные во́ды
sanayı suları — промы́шленные во́ды
termal / şifalı sular — минера́льные исто́чники
yeraltı suları — подзе́мные во́ды
3) во́ды, во́дный масси́в; во́дные простра́нстваkara suları — территориа́льные во́ды
su baskını — наводне́ние
su basma — затопле́ние
köyü su bastı — деревню́ затопи́ло
su kavşağı — слия́ние рек
su yüzü — пове́рхность воды́
suyun yüzünde — на пове́рхности воды́, на воде́
4) река́, ре́чка5) врз. сокdomates suyu — тома́тный сок
portakal suyu — апельси́новый сок
mide suyu — физиол. желу́дочный сок
6) эссе́нция ( получаемая из пахучих цветков)çiçek suyu — цвето́чная эссе́нция
gül suyu — ро́зовая вода́
7) отва́р, насто́й; бульо́нet suyu — мясно́й бульо́н
pirinç suyu — ри́совый отва́р
tavuk suyu — кури́ный бульо́н
iki su yıkamak — стира́ть два ра́за
••suda balık satmak — погов. дели́ть шку́ру неуби́того медве́дя
suyu görünce teyemmün bozulur — посл. при ви́де воды́ в омове́нии песко́м уже нет нужды́ (если есть возможность решать вопрос законным путём, то почему не воспользоваться этой возможностью)
suyu görmeden paçaları sıvamak — погов. засучи́ть штани́ны, не ви́дя воды́
- suyunu almaksu uyur, düşman uyumaz — посл. во́ды спят, враг не дре́млет
- suyu baştan kesmak
- sudan cevap
- su çarpmak
- suyu keşilmiş değirmene dönmek
- suyunu çekmek
- sudan çıkmış balığa dönmek
- su dökmek
- suya düşmek
- sudan geçirmek
- su gibi - su gibi bilmek
- su gibi gitmek
- su gibi okumak
- su gibi terlemek
- suyuna gitmek
- suyunca gitmek
- suya göstermek
- su göstermemiş
- su yüzü göstermemiş
- su götürmez
- suyu ısınmak
- suyu kaynamak
- su içinde
- su içinde kalmak
- su iktiza etmek
- su kapmak
- sular kararmak
- su katılmamış
- suyu kesiyor
- su kesmek
- su kesilmek
- su koyuvermek
- suyu mu çıktı?
- yahu, İstanbulun suyu mu çıktı?
- suyu nereden geliyor
- suda pişmiş
- su okutmak
- suya sabuna dokunmamak
- suya salmak
- suyu seli kalmamak
- su serpilmek
- suyunun suyu
- suyuna tirit
- su yürümek
- su yüzüne çıkmak -
11 su
su <- yu> Wasser n; Saft m;su baskını Überschwemmung f; Hochwasser n;su etmek leck sein;su geçirmez wasserdicht;su gibi akmak wie im Flug vergehen; viel trinken, fam saufen;su gibi bilmek aus dem Effeff wissen;su gibi gitmek Geld dahinschmelzen;su gibi konuşmak (okumak) fließend sprechen (lesen);su götürmemek fig auf der Hand liegen;su götürmez unumstritten, offenbar;-in su götürür yeri olmamak unumstritten sein;su ısıtıcı Warmwasserbereiter m;su içinde mindestens;su içinde kalmak in Schweiß gebadet sein;su işleri Bewässerungsarbeiten f/pl;su katılmamış fig reinsten Wassers;su kayağı Wasserski n;su kayağı yapmak Wasserski fahren;su koyuvermek Saft ausscheiden; fig die Flinte ins Korn werfen; einen Lachanfall bekommen;su seviyesi Wasserspiegel m;su yüzüne çıkmak offenbar werden;su yatağı Wasserbett n;sudan ucuz spottbillig;suya düşmek fig ins Wasser fallen;suya sabuna dokunmamak fig heikle Dinge vermeiden;suyun başı Quelle f;-in suyuna gitmek, suyunca gitmek jemandem nicht widersprechen;suyunu çekmek Wasser absorbieren; fig Geld usw verbraucht werden;çamaşır suyu (chlorhaltiges) Bleichmittel n;maden suyu Mineralwasser n;mide suyu Magensaft m
См. также в других словарях:
maden suyu — is. İçinde erimiş mineraller bulunan ve bazı hastalıkların tedavisinde kullanılan kaynak suyu … Çağatay Osmanlı Sözlük
maden — is., jeol., Ar. maˁden 1) Yer kabuğunun bazı bölgelerinde çeşitli iç ve dış doğal etkenlerle oluşan, ekonomik yönden değer taşıyan mineral 2) sf. Bu mineralden yapılmış Maden kap. 3) Maden ocağı veya maden işletmesi 4) mec. Çok değerli şeyleri… … Çağatay Osmanlı Sözlük
maden sodası — is. Maden suyu içine sıkıştırılmış gaz doldurulduktan sonra elde edilen şişe suyu … Çağatay Osmanlı Sözlük
su — 1. is., yu Sutaşı 2. is., yu 1) Hidrojenle oksijenden oluşan, sıvı durumunda bulunan, renksiz, kokusuz, tatsız madde, ab Dere suyu tekmil çamur. Halk kuyu suyu içmek mecburiyetinde... R. N. Güntekin 2) Bu sıvıdan oluşan kitle, deniz, akarsu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
mineralleştirmek — i, kim. 1) Bir metali mineral duruma getirmek 2) İçinde mineral maddeler eritilerek suyu, maden suyu niteliğine getirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
Kula (Türkei) — Vorlage:Infobox Ort in der Türkei/Wartung/Landkreis Kula (Türkei) Hilfe zu Wappen … Deutsch Wikipedia
bol — 1. is., lü, Fr. bol Özel bir cam içinde likör, şarap, meyve ve maden suyu karıştırılarak hazırlanan içki 2. sf. 1) İçine girecek şeyin boyutlarından daha büyük veya geniş olan, dar karşıtı Bol zamanıma yetişti de ben onu böyle şımarık büyüttüm. P … Çağatay Osmanlı Sözlük
kabarcık — is., ğı 1) İçi su, hava dolu ufak kabartı veya kürecik Bardağın içindeki maden suyu kabarcıklarının pıtır pıtır söndüğü bile duyuluyordu. H. Taner 2) Vücutta oluşan sivilce gibi küçük şişkinlik 3) Kabartı Köy, dağın ortasında, toprak kabarcıkları … Çağatay Osmanlı Sözlük
setliç — is., Alm. Sedlitz 1) İç sürdürücü bir maden suyu 2) Karbonat katılarak köpürtülmüş limonata … Çağatay Osmanlı Sözlük
KAPLICA — Üstüne bina yapılmış sıcak maden suyu, üstü örtülü kaynarca, ılıca … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
inözü vadisi — bah. bahçe ve maden suyu işletmesinin bulunduğuğu akarsuyu olan vadi … Beypazari ağzindan sözcükler