-
1 kochen
kochen ['kɔxən]I vietw zum K\kochen bringen bir şeyi kaynatmak2) ( Speisen zubereiten) yemek pişirmeker kocht vor Wut öfkeden kudurmakII vt1) ( garen) pişirmek;hart gekocht (Ei) lop;weich gekocht ( Gemüse) haşlanmış; (Ei) rafadan2) ( zubereiten) pişirmek3) ( heiß waschen) kaynar suda yıkamak -
2 blass
blass adj solgun, soluk;vor Neid blass sein kıskançlıktan kudurmak; fig (farblos, nichts sagend) renksiz, soluk;(rein, pur) blasser Neid safî kıskançlık;blass werden sararmak; solmak -
3 kochen
kochen <h>2. v/t Fleisch, Gemüse pişirmek; Eier, Wasser haşlamak; Kaffee, Tee yapmak;gut kochen iyi yemek pişirmek;leicht kochen, auf kleiner Flamme kochen hafif/kısık ateşte pişirmek -
4 Neid
Neid m <Neids; o pl> kıskanma, kıskançlık; -
5 Tobsuchtsanfall
-
6 schäumen
-
7 toben
-
8 Tobsuchtsanfall
einen \Tobsuchtsanfall bekommen kudurmak, küplere binmek, heyheyleri tutmak -
9 wild
1) ( Volk) vahşi, yabanıl, ilkel yaşayan; ( Tier) vahşi, yabani, yabanıl; ( Pflanze) yabani, yabanıl; ( Landschaft) vahşi, insan ayağı değmemiş;\wilde Rose/Ziege yaban gülü/keçisi;\wild wachsend yabanıljdn \wild machen ( fig) birini kudurtmak, birini kızdırmak [o öfkelendirmek];ein \wilder Zorn ergriff ihn ( fig) öfke topuklarına çıktı;ein \wildes Durcheinander karmakarışık, keşmekeşlik;\wild entschlossen sein ( fam) kesin karar vermiş olmak;\wild werden vahşileşmek, kudurmak, ele avuca sığmamak;\wild zelten kaçak kamp yapmak;\wilde Ehe ( fig) nikâhsız yaşama;\wilder Streik ( fig) yasa dışı grev4) ( Kinder) haşarı, azgın, kuduruk, çok yaramaz, ele avuca sığmaz -
10 Wut
-
11 Wutanfall
einen \Wutanfall bekommen öfkeden kudurmak -
12 wüten
-
13 toben
azmakkudurmak
См. также в других словарях:
kudurmak — kudurmak; üstüne düşmek, çabalamak, I, 144; II, 76bkz: kuturmak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
kudurmak — nsz 1) Kuduz hastalığına yakalanmak, kuduz olmak 2) mec. Aşırı davranışlarda bulunmak, taşkınlık göstermek Kudurmuş bir heyecanla döndü. Ö. Seyfettin 3) mec. Çok yaramazlaşmak, ele avuca sığmamak Dört tarafı haraca kesen bu kudurmuş oğlanı kodese … Çağatay Osmanlı Sözlük
hiddetten kudurmak — çok öfkelenmek, aşırı derecede kızmak Hele sokakta yüksek sesle gülenler olursa kendisiyle eğleniyorlar sanarak hiddetten kuduruyordu. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
kuturmak — kudurmak; azmak, kutur illetine mübtela olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kuturmak — haddini aşmak, kudurmak, azmak I, 508; II, 74. 75bkz: kudurmak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
hiddet — is., Ar. ḥiddet Öfke, kızgınlık Hiddet ve nefretimden kalbim çarpıyordu. Ö. Seyfettin Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller hiddet etmek hiddete kapılmak hiddetten kudurmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kudurma — is. Kudurmak işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
arpası çok gelmek — coşmak, azmak, kudurmak … Çağatay Osmanlı Sözlük