-
61 korozyon
-
62 koru
-
63 koruma
koruma s2) Leibwächter m, Bodyguard m; (yakın \koruma) Personenschutz m -
64 mevzi
mevzi <-i> [mevzi:] s\mevzii korumak die Stellung halten -
65 parmaklık
-
66 sakınmak
-
67 saklamak
vt1) behalten2) aufbewahrenparalarını kasada saklıyor er bewahrt sein Geld im Safe auf3) ( görünmesine engel olmak) versteckenbir şeyi birinden \saklamak etw vor jdm geheim haltenAllah saklasın! Gott bewahre! -
68 galvanizlemek
جلفن [جَلْفَنَ] -
69 örtmek
غطى [غَطَّى]Anlamı: korumak, görünmez duruma getirmek -
70 perhiz
حمية [حِمْيَة] -
71 saçak
طنف [طُنُف] -
72 sendikacılık
نقابة [نِقَابَة]Anlamı: ayın meslekte çalışan kişilerin çıkarlarını korumak amacıyla birlik olmayı isteyen akım -
73 müdafaa etmek
to defend savunmak, korumak
См. также в других словарях:
korumak — i, den 1) Bir kimseyi veya bir şeyi dış etkilerden, tehlikeden, zor bir durumdan uzak tutmak, esirgemek, muhafaza etmek, vikaye etmek, sıyanet etmek Orasını tozdan, yağmurdan korumak borcumuzdur. O. S. Orhon 2) Güçlü bir kimse veya kuruluş,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
güncelliğini korumak — önemini sürdürmek, yitirmemek Bu sorun hâlâ bütün güncelliğini korumaktadır. S. İleri … Çağatay Osmanlı Sözlük
formunu korumak — 1) gerekli güç ve yeteneği bozmadan sürdürmek 2) diri ve canlı görünmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
emniyet altına almak — korumak … Çağatay Osmanlı Sözlük
sıyanet etmek — korumak … Çağatay Osmanlı Sözlük
vikaye etmek — korumak … Çağatay Osmanlı Sözlük
himaye etmek — korumak, kayırmak, gözetmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
muhafaza altına almak — korumak, saklamak, bir yerde tutmak, kapatmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
mukayyet olmak — korumak, gözetmek İstanbul pek havalandı, balolar, danslar... Kıza mukayyet olamayacağız. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
sahabet etmek — korumak, kayırmak Sen hayırlı bir mal mısın ki Hatice yi sahabet edeceksin. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
zeval vermemek — korumak Allah kimseye zeval vermesin … Çağatay Osmanlı Sözlük