-
1 kesmek
1) иупкIын/иупщIын, пыупкIын/ пыупщIын, ПЫХЫН, ПЫХЫКIЫН3) (karpuzu kesmek) БЗЫН -
2 kesmek
пыупкIын, бзын, зэпыупкIын -
3 buz kesmek
2) (suyu buz kalıbına dökmek, buz kalıbından parça kesmek, buzu kırıp parçalamak) МЫЛ пыупкIын/ пыупщIын, МЫЛ ПЫХЫН/ ПЫХЫКIЫН, МЫЛ КЪУТЭН -
4 ağlamayı kesmek
быяун, гъыныр щэгъэтын -
5 biçip kesmek
зэпыхын, зэпыгъэун, зэпезы -
6 bir vuruşta kesmek
зэ еогъукIэ пыгъэзын -
7 birden kesmek
пыгъэзын -
8 buz kesmek
(çok üşümek) лъэшэу чъыIэ лIэн -
9 ceza kesmek
тазыр телъхьан -
10 fatura yazmak, kesmek
фактурэ тхын -
11 göbeğini kesmek
ыныбыдж пыупкIын -
12 haraç almak, kesmek
фашIэ иIэн -
13 kurban kesmek
къурмэн укIын, фэшIын -
14 lafını kesmek
игущыIэ пыупкIын -
15 onuruna hayvan kesmek
ныщы фэукIын -
16 şerefe hayvan kesmek
ныщ укIын -
17 sözünü kesmek
гущыIэ пыупкIын, гущыIэ зэпыгъэун, гъэунэфы___ -
18 ucundan kesmek
пыбзын, пыбзыкIын, пебзы, пебзыкIы -
19 yandan kesmek
гобзыкIын, гогъэзын, гегъэлъэтын -
20 yol kesmek
техын, тIэкIын фэшIыкIэ гъогур пыупкIын, зэпэу
- 1
- 2
См. также в других словарях:
kesmek — 13, 14. 434; II. 11 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
kesmek — i, er 1) Bıçak, makas vb. bir araçla bir şeyi ikiye ayırmak, parçalamak, doğramak İpi kesmek. 2) Dibinden ayırmak Ağaçları kesmek. Dalları kesmek. 3) Düzgün parçalara ayırmak Eti kesmek. Patatesi kesmek. 4) Kesici bir araçla yaralamak Nasıl sol… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bindiği dalı kesmek — kendisine gerekli ve yararlı olan şeyi farkında olmadan yararsız duruma getirmek, kendi eliyle yok etmek Bindiği dalı kesmek diye bir deyim vardır ya, sanki insanlığın bugünkü bunalımını anlatmak için bulunmuş. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
kurdele kesmek — 1) tesis veya kuruluşun açılış töreninde gerilen şeridi iyi dileklerle kesmek 2) herhangi bir amaçla bağlanmış olan şeridi kesip ayırmak Nişan töreninde kırmızı kurdele kestik … Çağatay Osmanlı Sözlük
tırtıl kesmek — bir şeyin yanlarını diş diş kesmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kısa kesmek — sözü uzatmamak Ahmet Kerim annesiyle kısa kesmek istediği konuşmalarını hep kapıdan çıkarken ayak üstünde yapardı. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
umut kesmek — 1) umudunu kesmek 2) bir şeyin artık gerçekleşemeyeceği inancına varmak, ummaz olmak Senden umutlarını kesmişler, sağ olsun da zararı yok, yazmasın diyorlar. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
merhabayı kesmek — (biriyle) biriyle ilgisini kesmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
gırtlağından kesmek — herhangi bir amaç için yiyeceğinden kısıntı yapmak, boğazından kesmek, tasarruf etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
postayı kesmek — 1) ilgiyi kesmek 2) bir şeyi yapmaktan vazgeçmek Ben postayı kestim, artık toplantılara gitmeyeceğim … Çağatay Osmanlı Sözlük
ilgisini kesmek — bir kimse veya şeyle bütün bağlarını koparmak, ilişkisi kalmamak, alakayı kesmek Çocuğu babasına bırakıp kendisi erkekle ilgisini keser ve familyasının yanına döner. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük