-
1 kendi
1.kendin daha iyi bilirsin! — тебе́ видне́е!
bu işi kendin yapabilirsin — э́то ты мо́жешь сде́лать сам
kendi[si] — он сам
kendisine her şey anlatmalı — ну́жно всё объясни́ть ему́ самому́
kendine güveniyor — он наде́ется на [самого́] себя́
kendimiz — мы са́ми
kendimiz görmeliyiz — мы са́ми должны́ уви́деть
kendiniz — вы са́ми
kendiniz sebep oldunuz — вы са́ми ста́ли причи́ной
kendileri — они́ са́ми
2.kendiler evde yoklar mı? — что их сами́х нет до́ма?
свой, со́бственныйkendi evim — мой со́бственный дом
kendi işini kendisi yapsın — свою́ рабо́ту пусть он сам де́лает
••- kendini alamakkendi düşen ağlamaz — погов. упа́вший сам - не пла́чет
- kendini ateşe atmak
- kendini atmak
- kendini beğenmek
- kendini bırakmak
- kendini bilmek
- kendini bildim bileli
- kendini bir şey sanmak
- kendini bir yerde bulmak
- kendini bulmak
- kendini dar atmak
- kendi derdine düşmek
- kendini dinlemek
- kendini derhem derhem satmak
- kendinden geçmek
- kendine gelmek
- kendi göbeğini kendi kesmek
- kendi havasında gitmek
- kendi havasında olmak
- kendini kapıp koyvermek
- kendini kaptırmak
- kendini kaybetmek
- kendi kendine
- kendi kendine konuşmak
- kendi kendine yanma
- niçin böyle kendi kendine yürüyorsun?
- kendi kendini yemek
- kendi kuyusunu kendi kazamak
- kendini naza çekmek
- kendinde olmamak
- kendi payıma
- kendi payıma ben bu işi doğru bulmuyorum
- kendini sıkmak
- kendini tartmak
- kendini toparlamak
- kendini toplamak
- kendini tutmak
- kendini vermek
- kendi yağıyla kavrulmak
- kendine yedirememek
- kendine yontmak -
2 kendi
1.kendini kolla — береги́ себя́
kendimiz — мы са́ми
kendiniz — вы са́ми
kendinizden bahsetmeyin — не говори́те о себе́
kendileri — они́ са́ми
2.свой, со́бственныйkendiminki — мой, мой же (в противопоставлении чьему-л. другому)
kendi evim — мой со́бственный дом
См. также в других словарях:
Возвратные местоимения — Эта статья или раздел нуждается в переработке. Пожалуйста, улучшите статью в соответствии с правилами написания статей. Возвратные местоимения часть речи, вид местоимения, выражающая направление действия на производящего его. Группа… … Википедия
doğrudan doğruya — zf. Dolaysız, araçsız, araya başka bir şey girmeden, resen Gazeteyi doğrudan doğruya kendimiz satıyoruz. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
iptida — is., esk., Ar. ibtidāˀ 1) Başlangıç 2) Bir işe başlama 3) zf. (i ptida:) Önceleri, en önce, ilk önce İnanmayarak başladığımız sözlere iptida kendimiz inanırız ve o hisleri içimizde duyarız. H. C. Yalçın … Çağatay Osmanlı Sözlük
kendi — zm. 1) İyelik ekleri alarak kişilerin öz varlığını anlatmaya yarayan dönüşlülük zamiri, zat Kendi ülkemizde kendimizi yok edeceklerdi. R. E. Ünaydın 2) Kişiler üzerinde direnilerek durulduğunu anlatan bir söz Kendisi gelsin. Kendimiz görmeliyiz.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
örmek — i, er 1) İplik, yün, tel, saz vb.ni birbirine dolayarak işlemek veya tezgâhta dokumak Balık ağı örerken, ağları tamir ederken okur o! S. F. Abasıyanık 2) Kumaşlardaki delikleri elde iplikle besleyerek kapatmak Paltonun sırtını güve yemişti de ben … Çağatay Osmanlı Sözlük
zamir — 1. is., esk., Ar. żamīr İçyüz, iç Bu sözüyle zamirini dışa vurmuş oldu. 2. is., dbl., Ar. żamīr Kişi, dönüşlülük, gösterme, soru ve belirsizlik kavramları vererek varlıkların yerini tutan söz, adıl Ben, sen, o, biz, siz, onlar; kendim, kendin,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
aç ile dost olayım diyen peşin karnını doyursun — ilişki kuracağımız kimsenin sağlaması olanağı bulunmayan şeyi, ona güvenmeden kendimiz sağlamalıyız anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük