-
101 самонастраивающийся
-
102 стихия
ж1) ( стихийное бедствие) doğal afet2) перен. ( привычная обстановка) alışılmış ortam••в усло́виях стихи́и ры́нка — piyasa kuvvetlerinin kendiliğinden etkide bulunduğu koşullarda
-
103 automatically
adv. otomatik olarak, otomatikman, kendi kendine, istemsiz olarak, kendiliğinden* * *otomatik olarak* * *adverb This machine works automatically; He answered automatically.) otomatik olarak -
104 autogenous
adj. otojen, kendi kendine oluşan* * *kendiliğinden oluşan -
105 fall to
başlamak, girişmek, payına düşmek, kendiliğinden kapanmak, yemeğe başlamak, göğüs göğüse savaşmak* * *başla -
106 motility
1. kendiliğinden hareket edebilme 2. motilite -
107 parthenogenesis
n. partenogenez, eşeysiz üreme, ilişki olmadan gerçekleşen doğum* * *1. kendiliğinden üreme 2. partenogenez -
108 do smth. unasked
v. istenmeden yapmak, kendiliğinden yapmak -
109 of oneself
pron. kendi hakkında, kendiliğinden -
110 self winding
otomatik (saat), kendiliğinden kurulan (saat) -
111 spontaneous ignition
n. otomatik ateşleme, kendiliğinden ateşleme -
112 do smth. unasked
v. istenmeden yapmak, kendiliğinden yapmak -
113 of oneself
pron. kendi hakkında, kendiliğinden -
114 self winding
otomatik (saat), kendiliğinden kurulan (saat) -
115 spontaneous ignition
n. otomatik ateşleme, kendiliğinden ateşleme -
116 aus
1. präp (D) -den; içinden; sebebiyle, yüzünden;aus dem Deutschen Almanca’dan;aus dem Fenster pencereden;aus dem 19. Jh. 19. yüzyıldan;aus der Flasche şişeden;er ist aus Berlin o Berlinli;aus ganz Spanien bütün İspanya’dan;aus ihm wurde ein guter Arzt o iyi bir hekim oldu;aus Metall metalden;fam mit ihm ist es aus onun işi bitti; onun hayatı söndü;aus auf -in gözü -de olmak;A ist auf B’s Geld aus A’nın gözü B’nin parasında2. adv: von … aus …-den (hareketle); -e kalırsa;von hier aus buradan;von Natur aus doğuştan, yaratılıştan;von mir aus benden yana fark etmez;von sich aus kendiliğinden;ein – aus Gerät, Licht açık – kapalı;die Schule ist aus okul bitti;damit ist es (jetzt) aus! bu iş burada biter!;aus der Mode modası geçmiş, demode;bei jemandem ein und aus gehen b-nin evine girip çıkmak;ich weiß nicht mehr ein noch aus ne yapacağımı şaşırdım -
117 selbst
(ohne Hilfe) etwas selbst tun bş-i tek başına yapmak;mach es selbst kendin yap;von selbst kendiliğinden;selbst ernannt sözümona, düzmece;selbst gebacken evde pişirilmiş (fırında);selbst gemacht adj kendi eliyle yapılmış, evde yapılmış2. adv bile -
118 selbstklebend
selbstklebend adj kendiliğinden yapışan -
119 selbstverständlich
1. adj kendiliğinden anlaşılan, açık, tabii;das ist selbstverständlich bu açıklama gerektirmez2. adv tabii, kuşkusuz, elbette;etwas als selbstverständlich betrachten bş-i tabii (olarak) görmek -
120 spontan
spontan adj kendiliğinden
См. также в других словарях:
kendiliğinden — zf. 1) Başka şeylerin etkisi olmaksızın, kendi kendine, bizatihi ... birkaç dakika masa başında beklese kendiliğinden bir şeyler yazmaya başlarmış. A. H. Tanpınar 2) sf., bit. b. İnsan eliyle ekilmeden yetişen, hudayinabit 3) sf., fiz. İradesiz… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kendiliğinden üreme — is., fizy. Her türlü bilimsel üreme olayının dışında, yoktan var olmayı anlatan bilim dışı kuram … Çağatay Osmanlı Sözlük
gelene git denilmez — kendiliğinden gelen bir konuk geri çevrilmez anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
gönlünden kopmak — kendiliğinden vermek ... herkesin gönlünden kopanla geçinirmiş. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
ESASEN — Kendiliğinden, aslından, temelinden … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
FAYİH — Kendiliğinden dağılan güzel koku … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TAV'Î — Kendiliğinden. İçinden … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ihkak-ı hak — kendiliğinden hak alma … Hukuk Sözlüğü
Deep state — The Deep state (Turkish: derin devlet) is alleged to be a group of influential anti democratic coalitions within the Turkish political system, composed of high level elements within the intelligence services (domestic and foreign), Turkish… … Wikipedia
akdiken — is., bit. b. Hünnapgillerden, kırlarda kendiliğinden yetişen, hekimlikte ve boyacılıkta kullanılan, sert odunlu bir ağaç, gövem eriği, geyik dikeni, alıç (Crataegus monogyna) Birleşik Sözler yabani akdiken … Çağatay Osmanlı Sözlük
alaza — is., hlk. Dökülen tohumlarla ertesi yıl kendiliğinden çıkan tahıl, soğan vb … Çağatay Osmanlı Sözlük