-
61 αυτενεργός
kendiliğinden hareket eden -
62 εννοείται
kendiliğinden anlaşıldığı gibi -
63 тапран
kendiliğinden ilerlemek -
64 aseity
kendiliginden olusma -
65 autoionization
kendiliginden iyonlasma -
66 class in itself
kendiliginden sinif -
67 motile
kendiliginden hareket edebilen -
68 spontaneity
kendiliginden olma -
69 spontaneously
kendiliginden, spontane; aninda, spontane -
70 abiogenesis
kendiliğinden doğma -
71 auto ignition
kendiliğinden ateşleme -
72 autogenous
kendiliğinden oluşan -
73 autoionization
kendiliğinden iyonlaşma -
74 free flowing
kendiliğinden akan -
75 motile
kendiliğinden hareket edebilen -
76 motility
kendiliğinden hareket edebilme -
77 spontaneity
kendiliğinden olma -
78 belit
1. أحقية [أَحَقِّيَّة]Anlamı: kendiliğinden apaçık, temel önerme, mütearife, aksiyom2. أسبقية [أَسْبَقِيَّة]Anlamı: kendiliğinden apaçık, temel önerme, mütearife, aksiyom3. أقدمية [أَقْدَمِيَّة]Anlamı: kendiliğinden apaçık, temel önerme, mütearife, aksiyom4. أولوية [أَوْلَوِيَّة]Anlamı: kendiliğinden apaçık, temel önerme, mütearife, aksiyom5. أوليات [أَوَّلِيَّات]Anlamı: kendiliğinden apaçık, temel önerme, mütearife, aksiyom6. أولية [أَوَّلِيَّة]Anlamı: kendiliğinden apaçık, temel önerme, mütearife, aksiyom7. بديهية [بَدِيهِيَّة]Anlamı: kendiliğinden apaçık, temel önerme, mütearife, aksiyom8. مسلمة [مُسَلَّمَة]Anlamı: kendiliğinden apaçık, temel önerme, mütearife, aksiyom -
79 çimen
1. أب [أَبّ]Anlamı: kendiliğinden yetişmiş ot2. حشيش [حَشِيش]Anlamı: kendiliğinden yetişmiş ot3. رعي [رِعْي]Anlamı: kendiliğinden yetişmiş ot4. عشب [عُشْب]Anlamı: kendiliğinden yetişmiş ot5. كلأ [كَلَأ]Anlamı: kendiliğinden yetişmiş ot6. مرع [مَرْع]Anlamı: kendiliğinden yetişmiş ot7. نجيل [نَجِيل]Anlamı: kendiliğinden yetişmiş ot -
80 automatiquement
1 mécaniquement kendiliğinden [cendiliin'den]2 obligatoirement kendiliğinden [cendiliin'den]◊Il sera automatiquement embauché. — Kendiliğinden işe alınacak.
См. также в других словарях:
kendiliğinden — zf. 1) Başka şeylerin etkisi olmaksızın, kendi kendine, bizatihi ... birkaç dakika masa başında beklese kendiliğinden bir şeyler yazmaya başlarmış. A. H. Tanpınar 2) sf., bit. b. İnsan eliyle ekilmeden yetişen, hudayinabit 3) sf., fiz. İradesiz… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kendiliğinden üreme — is., fizy. Her türlü bilimsel üreme olayının dışında, yoktan var olmayı anlatan bilim dışı kuram … Çağatay Osmanlı Sözlük
gelene git denilmez — kendiliğinden gelen bir konuk geri çevrilmez anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
gönlünden kopmak — kendiliğinden vermek ... herkesin gönlünden kopanla geçinirmiş. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
ESASEN — Kendiliğinden, aslından, temelinden … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
FAYİH — Kendiliğinden dağılan güzel koku … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TAV'Î — Kendiliğinden. İçinden … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ihkak-ı hak — kendiliğinden hak alma … Hukuk Sözlüğü
Deep state — The Deep state (Turkish: derin devlet) is alleged to be a group of influential anti democratic coalitions within the Turkish political system, composed of high level elements within the intelligence services (domestic and foreign), Turkish… … Wikipedia
akdiken — is., bit. b. Hünnapgillerden, kırlarda kendiliğinden yetişen, hekimlikte ve boyacılıkta kullanılan, sert odunlu bir ağaç, gövem eriği, geyik dikeni, alıç (Crataegus monogyna) Birleşik Sözler yabani akdiken … Çağatay Osmanlı Sözlük
alaza — is., hlk. Dökülen tohumlarla ertesi yıl kendiliğinden çıkan tahıl, soğan vb … Çağatay Osmanlı Sözlük