-
21 bekleyen davalar listesine kaydetmek
v. docketTurkish-English dictionary > bekleyen davalar listesine kaydetmek
-
22 deftere kaydetmek
v. post up -
23 gelişme kaydetmek
n. make progress -
24 ilerleme kaydetmek
v. get ahead -
25 kasede kaydetmek
v. can -
26 listeye kaydetmek
v. docket -
27 okula kaydetmek
v. register for school, matriculate -
28 sayı kaydetmek
v. chalk up -
29 skor kaydetmek
v. score -
30 tutanağa kaydetmek
v. protocol -
31 zimmetine kaydetmek
v. debit -
32 askere kaydetmek
(to cause) to enlist -
33 aşama kaydetmek
to make progress -
34 ilerleme kaydetmek
to make headway, to break through -
35 kütüğe kaydetmek
to enrol in the register -
36 sicile kaydetmek
to enter into the register -
37 yeniden kaydetmek
to rerecord -
38 defter
тетра́дь (ж)* * *1) тетра́дьçizgili defter — тетра́дь в лине́йку
kareli defter — тетра́дь в кле́тку
2) кни́га за́писей, журна́лdeftere geçirmek / kaydetmek — внести́ в кни́гу за́писей, зарегистри́ровать
defter tutmak — а) вести́ за́писи; б) вести́ бухга́лтерские дела́
ana defteri — бухг. гла́вная кни́га, гроссбу́х
borda defteri — бортжурна́л
cep defteri — [карма́нная] записна́я кни́жка
öğretmen not defteri — кла́ссный журна́л
resim defteri — альбо́м для рисова́ния
şikâyet defteri — жа́лобная кни́га, кни́га жа́лоб
••- defterini dürmek
- defteri dürülmek
- defteri kapamak
- defterden silmek -
39 kaydedilmek
страд. от kaydetmek -
40 kaydettirmek
См. также в других словарях:
kaydetmek — i, e, der, Ar. ḳayd + T. etmek 1) Yazmak, bazı önemli noktaları tespit etmek 2) Herhangi bir şeyi bir yere mal etmek, bir şeyin tarih, numara veya adını bir deftere geçirmek Çocuğu okula kaydetmek. Nüfusa kaydetmek. 3) Hatırlamak için yazmak, not … Çağatay Osmanlı Sözlük
KAYDETMEK — Yazmak. * Bağlamak. * İlgilenmek, alâkalanmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
çekmek — i, e, er 1) Bir şeyi tutup kendine veya başka bir yöne doğru yürütmek Hepsi iskemleleri çekerek masanın etrafında bir halka yapmaya hazırlanıyorlardı. R. N. Güntekin 2) Taşıtı bir yere bırakmak, koymak 3) Germek İpi çekmek. 4) İçine almak, emmek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dercetmek — i, der 1) Almak, toplamak 2) Kaydetmek Bir deftere birçok manzumelerimi dercetmiştim. Y. K. Beyatlı … Çağatay Osmanlı Sözlük
dinleme salonu — is. Müzik, tiyatro eserlerini dinletmek, radyo televizyon yayınları yapmak veya ses kaydetmek amacıyla akustiği sağlanmış salon, oditoryum … Çağatay Osmanlı Sözlük
geçirmek — i 1) Geçme işini yaptırmak, geçmesini sağlamak 2) e Bir şeyi bir yandan öbür yana götürmek Kalanımızı peşine takarak Murat suyunun karşı kıyısına geçirdi. K. Bilbaşar 3) i, e Bir şeyi bir yerden başka yere taşımak, nakletmek Odanın eşyasını öbür… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kaydetme — is. Kaydetmek işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
kayıt — 1. is., ydı, Ar. ḳayd 1) Bir yere mal ederek deftere geçirme Çocuğun kaydı bulunamadı. 2) Bir yazının, bir hesabın tarih, numara vb.nin veya kopyasının bir yerde yazılı bulunması Hafızama güvenmeyiniz. Kayıtlarınız daha sağlamdır. R. H. Karay 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
plak — is., ğı, Fr. plaque 1) Sesleri kaydetmek ve kaydedilen sesleri yeniden pikap veya gramofonda dinlemek amacıyla hazırlanan plastik daire biçiminde yaprak Tamburi Cemil Bey çalıyor eski plakta. Y. K. Beyatlı 2) Metal nesne, plaka Birleşik Sözler… … Çağatay Osmanlı Sözlük
seslendirmek — i 1) Sesli duruma getirmek, sesli olmasını sağlamak 2) Hissedilen bir duyguyu, düşünülen bir fikri dile getirmek, duyurmak 3) sin., TV Sesi, çekimden sonra film üzerine geçirmek, kaydetmek 4) müz. Bir müzik eserini okumak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yazmak — 1. yar, ar Kök veya gövdeleri sonuna a ( e) eki almış fiillere gelerek yaklaşma bildiren birleşik fiiller oluşturur Düşeyazmak, öleyazmak. 2. i, ar 1) Söz ve düşünceyi özel işaret veya harflerle anlatmak Büyük bir heyecan, bir haz içinde şu… … Çağatay Osmanlı Sözlük