Перевод: со всех языков на турецкий

с турецкого на все языки

kaydetmek

  • 1 qeyd kerdene

    kaydetmek

    Kurdish (Zazaki) - Turkish dictionary > qeyd kerdene

  • 2 boeken

    kaydetmek v

    Nederlands-Turks mini woordenboek > boeken

  • 3 registreren

    kaydetmek v

    Nederlands-Turks mini woordenboek > registreren

  • 4 vaststellen

    kaydetmek v

    Nederlands-Turks mini woordenboek > vaststellen

  • 5 καταγράφω

    kaydetmek

    Ελληνικό – Τουρκικό Λεξικό > καταγράφω

  • 6 qeyd etmək

    kaydetmek

    Azərbaycanca-Türkcə Lüğət > qeyd etmək

  • 7 녹음하다

    kaydetmek

    Korece-Türkçe Sözlük (한국어 - 터키어 사전) > 녹음하다

  • 8 qeyd etmək

    kaydetmek

    Azərbaycan-Türkiyə lüğət > qeyd etmək

  • 9 зарегистрировать

    kaydetmek,
    kayda geçirmek
    * * *
    сов.
    kaydetmek; kayda / sicile geçirmek

    зарегистри́рованный под но́мером три — üç numaraya kartlı

    на чьё и́мя зарегистри́рован дом? — ev kimin adına kartlı?

    Русско-турецкий словарь > зарегистрировать

  • 10 tape record

    kaydetmek, kasete almak
    * * *
    kaydet

    English-Turkish dictionary > tape record

  • 11 εγγροκτω

    kaydetmek, deftere geçirmek

    Ελληνικό – Τουρκικό Λεξικό > εγγροκτω

  • 12 aufzeichnen

    kaydetmek
    not etmek
    çizmek

    Deutsch-Türkisch Wörterbuch > aufzeichnen

  • 13 verzeichnen

    kaydetmek
    not etmek
    yazmak

    Deutsch-Türkisch Wörterbuch > verzeichnen

  • 14 write down

    kaydetmek, yazmak, not almak; nominal degerini azaltmak

    English to Turkish dictionary > write down

  • 15 record

    yazmak, kaydetmek, deftere kaydetmek; (aygit) kaydetmek, göstermek; (görüntü, ses) almak, kaydetmek, kayit yapmak; kayit; tutanak; sicil, defter; dosya, sicil; rekor; plak; ün, isim, söhret; gayriresmi (olarak)

    English to Turkish dictionary > record

  • 16 заносить

    bırakmak,
    getirmek; geçirmek,
    kaydetmek; kaldırmak
    * * *
    I несов.; сов. - занести́
    1) bırakmak; getirmek

    занеси́ свёрток домо́й — paketi eve bırak

    2) geçirmek; kaydetmek

    заноси́ть что-л. в протоко́л — zapta / tutanağa geçirmek

    заноси́ть что-л. в журна́л — deftere kaydetmek

    3) разг. atmak

    каки́м ве́тром вас сюда́ занесло́? — sizi buraya hangi rüzgar attı?

    заноси́ть ру́ку для уда́ра — keskenmek ( замахнуться)

    заноси́ть но́гу в стре́мя — ayağını üzengiye koymak

    доро́гу занесло́ сне́гом — (tipi yüzünden) yol kar altında kaldı

    маши́ну заноси́ло впра́во — araba sağa kayıyordu

    II сов., см. занашивать

    Русско-турецкий словарь > заносить

  • 17 записывать

    yazmak,
    kaydetmek,
    not tutmak
    * * *
    несов.; сов. - записа́ть
    1) yazmak; kaydetmek; not tutmak; almak

    записа́ть ребёнка в шко́лу — çocuğu okula yazmak / kaydetmek

    запи́сывать бесе́ду — konuşmayı not tutmak

    запиши́, а то забу́дешь — not et, unutursun sonra

    записа́ть (свой) очередно́й ход — шахм. zarf hamlesi yapmak

    записа́ть все подро́бности — bütün ayrıntıları kaleme almak

    все э́то запи́сано в зако́не — tüm bunlar yasada yazılıdır

    он записа́л мой а́дрес — adresimi aldı

    запиши́ но́мер такси́ — taksinin numarasını al

    запи́сывать чьи-л. показа́ния — ifadesini zaptetmek

    2) (на пленку, на пластинку) almak

    пе́рвая запи́санная им пласти́нка (о певце и т. п.)ilk doldurduğu plak

    Русско-турецкий словарь > записывать

  • 18 record

    n. kayıt, rapor, tutanak, belge, vesika, sicil, dosya, kütük, plak, şöhret, isim, rekor
    ————————
    v. kayda geçirmek, kaydetmek, çekmek, yazmak, not etmek
    * * *
    1. kaydet (v.) 2. kayıt (n.)
    * * *
    1. ['reko:d, -kəd, ]( American[) -kərd] noun
    1) (a written report of facts, events etc: historical records; I wish to keep a record of everything that is said at this meeting.) kayıt, not
    2) (a round flat piece of (usually black) plastic on which music etc is recorded: a record of Beethoven's Sixth Symphony.) plâk
    3) ((in races, games, or almost any activity) the best performance so far; something which has never yet been beaten: He holds the record for the 1,000 metres; The record for the high jump was broken/beaten this afternoon; He claimed to have eaten fifty sausages in a minute and asked if this was a record; ( also adjective) a record score.) rekor
    4) (the collected facts from the past of a person, institution etc: This school has a very poor record of success in exams; He has a criminal record.) sicil
    2. [rə'ko:d] verb
    1) (to write a description of (an event, facts etc) so that they can be read in the future: The decisions will be recorded in the minutes of the meeting.) kaydetmek, yazmak
    2) (to put (the sound of music, speech etc) on a record or tape so that it can be listened to in the future: I've recorded the whole concert; Don't make any noise when I'm recording.) kaydetmek, kayıt yapmak
    3) ((of a dial, instrument etc) to show (a figure etc) as a reading: The thermometer recorded 30°C yesterday.) göstermek
    4) (to give or show, especially in writing: to record one's vote in an election.) vermek
    - recording
    - record-player
    - in record time
    - off the record
    - on record

    English-Turkish dictionary > record

  • 19 verzeichnen

    verzeichnen*
    vt
    1) ( vermerken) kaydetmek, not etmek; ( aufzeichnen) kaydetmek;
    große Erfolge \verzeichnen büyük başarı kaydetmek
    2) ( falsch zeichnen) yanlış çizmek

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > verzeichnen

  • 20 register

    sicil, kütük; kayit defteri, liste defteri, dosya; liste, kayit; ses perdesi; kayit eden aygit, saat, sayaç; regülatör; yazmaç; kütüge kaydetmek, sicile geçirmek; kaydetmek, listeye yazmak; (aygit) kaydetmek, göstermek; belirtmek, disa vurmak, ifade etmek

    English to Turkish dictionary > register

См. также в других словарях:

  • kaydetmek — i, e, der, Ar. ḳayd + T. etmek 1) Yazmak, bazı önemli noktaları tespit etmek 2) Herhangi bir şeyi bir yere mal etmek, bir şeyin tarih, numara veya adını bir deftere geçirmek Çocuğu okula kaydetmek. Nüfusa kaydetmek. 3) Hatırlamak için yazmak, not …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • KAYDETMEK — Yazmak. * Bağlamak. * İlgilenmek, alâkalanmak …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • çekmek — i, e, er 1) Bir şeyi tutup kendine veya başka bir yöne doğru yürütmek Hepsi iskemleleri çekerek masanın etrafında bir halka yapmaya hazırlanıyorlardı. R. N. Güntekin 2) Taşıtı bir yere bırakmak, koymak 3) Germek İpi çekmek. 4) İçine almak, emmek… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dercetmek — i, der 1) Almak, toplamak 2) Kaydetmek Bir deftere birçok manzumelerimi dercetmiştim. Y. K. Beyatlı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dinleme salonu — is. Müzik, tiyatro eserlerini dinletmek, radyo televizyon yayınları yapmak veya ses kaydetmek amacıyla akustiği sağlanmış salon, oditoryum …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • geçirmek — i 1) Geçme işini yaptırmak, geçmesini sağlamak 2) e Bir şeyi bir yandan öbür yana götürmek Kalanımızı peşine takarak Murat suyunun karşı kıyısına geçirdi. K. Bilbaşar 3) i, e Bir şeyi bir yerden başka yere taşımak, nakletmek Odanın eşyasını öbür… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kaydetme — is. Kaydetmek işi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kayıt — 1. is., ydı, Ar. ḳayd 1) Bir yere mal ederek deftere geçirme Çocuğun kaydı bulunamadı. 2) Bir yazının, bir hesabın tarih, numara vb.nin veya kopyasının bir yerde yazılı bulunması Hafızama güvenmeyiniz. Kayıtlarınız daha sağlamdır. R. H. Karay 3)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • plak — is., ğı, Fr. plaque 1) Sesleri kaydetmek ve kaydedilen sesleri yeniden pikap veya gramofonda dinlemek amacıyla hazırlanan plastik daire biçiminde yaprak Tamburi Cemil Bey çalıyor eski plakta. Y. K. Beyatlı 2) Metal nesne, plaka Birleşik Sözler… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • seslendirmek — i 1) Sesli duruma getirmek, sesli olmasını sağlamak 2) Hissedilen bir duyguyu, düşünülen bir fikri dile getirmek, duyurmak 3) sin., TV Sesi, çekimden sonra film üzerine geçirmek, kaydetmek 4) müz. Bir müzik eserini okumak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yazmak — 1. yar, ar Kök veya gövdeleri sonuna a ( e) eki almış fiillere gelerek yaklaşma bildiren birleşik fiiller oluşturur Düşeyazmak, öleyazmak. 2. i, ar 1) Söz ve düşünceyi özel işaret veya harflerle anlatmak Büyük bir heyecan, bir haz içinde şu… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»