Перевод: со всех языков на все языки

со всех языков на все языки

karşıt

  • 81 aykırı

    1. صامد [صامِد]
    Anlamı: mugayir, ters, karşıt, bellenmişe uygun olmayan
    2. عاص [عاصٍ]
    Anlamı: mugayir, ters, karşıt, bellenmişe uygun olmayan
    3. عصي [عَصِيّ]
    Anlamı: mugayir, ters, karşıt, bellenmişe uygun olmayan
    4. مارد [مارِد]
    Anlamı: mugayir, ters, karşıt, bellenmişe uygun olmayan
    5. متباين [مُتَبَايِن]
    Anlamı: mugayir, ters, karşıt, bellenmişe uygun olmayan
    6. متضاد [مُتَضَادّ]
    Anlamı: mugayir, ters, karşıt, bellenmişe uygun olmayan
    7. متضارب [مُتَضَارِب]
    Anlamı: mugayir, ters, karşıt, bellenmişe uygun olmayan
    8. متعارض [مُتَعَارِض]
    Anlamı: mugayir, ters, karşıt, bellenmişe uygun olmayan
    9. متغاير [مُتَغَايِر]
    Anlamı: mugayir, ters, karşıt, bellenmişe uygun olmayan
    10. متفاوت [مُتَفَاوِت]
    Anlamı: mugayir, ters, karşıt, bellenmişe uygun olmayan
    11. متنافر [مُتَنَافِر]
    Anlamı: mugayir, ters, karşıt, bellenmişe uygun olmayan
    12. متناقض [مُتَنَاقِض]
    Anlamı: mugayir, ters, karşıt, bellenmişe uygun olmayan
    13. مخالف [مُخَالِفٌ]
    Anlamı: mugayir, ters, karşıt, bellenmişe uygun olmayan
    14. مختلف [مُخْتَلِف]
    Anlamı: mugayir, ters, karşıt, bellenmişe uygun olmayan
    15. معارض [مُعَارِض]
    Anlamı: mugayir, ters, karşıt, bellenmişe uygun olmayan
    16. معاند [مُعَانِد]
    Anlamı: mugayir, ters, karşıt, bellenmişe uygun olmayan
    17. مغاير [مُغَايِر]
    Anlamı: mugayir, ters, karşıt, bellenmişe uygun olmayan
    18. مقاوم [مُقَاوِم]
    Anlamı: mugayir, ters, karşıt, bellenmişe uygun olmayan
    19. مناهض [مُنَاهِض]
    Anlamı: mugayir, ters, karşıt, bellenmişe uygun olmayan

    Türkçe-Arapça Sözlük > aykırı

  • 82 zıt

    1. متضاد [مُتَضَادّ]
    Anlamı: karşıt, çelişik
    2. متضارب [مُتَضَارِب]
    Anlamı: karşıt, çelişik
    3. متعارض [مُتَعَارِض]
    Anlamı: karşıt, çelişik
    4. متناقض [مُتَنَاقِض]
    Anlamı: karşıt, çelişik
    5. مخالف [مُخَالِفٌ]
    Anlamı: karşıt, çelişik
    6. مغاير [مُغَايِر]
    Anlamı: karşıt, çelişik

    Türkçe-Arapça Sözlük > zıt

  • 83 karşıtlık

    1. تضاد [تَضَادّ]
    2. تناقض [تَنَاقُض]
    3. مباينة [مُبَايَنَة]
    4. مضادة [مُضَادَّة]
    5. معاكسة [مُعَاكَسَة]

    Türkçe-Arapça Sözlük > karşıtlık

  • 84 factor antithesis

    French\ \ indice inversé après permutation des indices de facteur
    German\ \ Mengengegengewichtung
    Dutch\ \ factor antithesis
    Italian\ \ antitesi dei fattori
    Spanish\ \ antitesis factorial
    Catalan\ \ factor d'antítesi
    Portuguese\ \ antítese factorial; antítese fatorial (bra)
    Romanian\ \ factor antiteză
    Danish\ \ faktor antitese
    Norwegian\ \ faktor motsetningen
    Swedish\ \ faktor antites
    Greek\ \ αντίθεση παράγοντα
    Finnish\ \ faktoriantiteesi (indeksiteoriassa)
    Hungarian\ \ tényezõ antitézis
    Turkish\ \ etken karşıt tezi; etken karşıt savı; faktör karşıt tezi; faktör karşıt savı
    Estonian\ \ faktorite vastandus (indeksite teoorias)
    Lithuanian\ \ inversinis veiksnys; inversinis faktorius
    Slovenian\ \ faktor antiteza
    Polish\ \ antyteza czynnikowa
    Ukrainian\ \ фактор антитеза
    Serbian\ \ факторска антитеза
    Icelandic\ \ þáttur antithesis
    Euskara\ \ faktore antithesis
    Farsi\ \ -
    Persian-Farsi\ \ -
    Arabic\ \ المقلوب المعاملي (للرقم القياسي)
    Afrikaans\ \ faktorantitese
    Chinese\ \ 因 素 对 偶
    Korean\ \ 요인 대조법

    Statistical terms > factor antithesis

  • 85 خلاف

    خِلَاف
    1. uzlaşmazlık
    Anlamı: anlaşmaya, uzlaşmaya yanaşmama durumu
    2. ters
    3. karşıt
    4. husumet
    Anlamı: hasım olma durumu, düşmanlık
    5. kontrast
    Anlamı: karşıt, zıt
    6. terslik
    7. tenakuz
    Anlamı: çelişki
    8. ayrım
    Anlamı: benzer şeyleri birbirinden ayıran özellik, başkalık, fark
    9. fark
    Anlamı: başkalık, ayrım
    10. eşitsizlik
    Anlamı: eşit olmama durumu, müsavatsızlık
    11. maraza
    Anlamı: anlaşmazlık, çekişme, kavga
    12. karşı sav
    Anlamı: antitez, zıt
    13. kontra
    Anlamı: karşıt, karşı, aksi
    14. zıddiyet
    Anlamı: karşıtlık, birbirine zıt olma durumu
    15. aleyh
    Anlamı: karşı, karşıt ve zıt
    16. nifak
    Anlamı: geçimsizlik, anlaşmazlık
    17. çelişki
    Anlamı: çelişme, tenakuz
    18. anlaşmazlık
    Anlamı: amaç ve düşünce ayrılığı, uyuşmazlık, ihtilâf
    19. kontrast
    Anlamı: karşıtlık, zıtlık
    20. karşı
    Anlamı: karışıt, zıt, muhalif
    21. ayrılık
    Anlamı: ayrı olma durumu, birinden uzak düşme
    22. düşmanlık

    Arapça-Türkçe Sözlük( قاموس عربي-تركي) > خلاف

  • 86 ضد

    ضِدّ
    1. karşıt
    2. ters
    3. kontrast
    Anlamı: karşıt, zıt
    4. kontra
    Anlamı: karşıt, karşı, aksi
    5. antitez
    Anlamı: karşı sav
    6. karşı sav
    Anlamı: antitez, zıt
    7. aleyh
    Anlamı: karşı, karşıt ve zıt
    8. karşı
    Anlamı: karışıt, zıt, muhalif

    Arapça-Türkçe Sözlük( قاموس عربي-تركي) > ضد

  • 87 عكس

    عَكْس
    1. ters
    2. karşıt
    3. kontrast
    Anlamı: karşıt, zıt
    4. karşı sav
    Anlamı: antitez, zıt
    5. aleyh
    Anlamı: karşı, karşıt ve zıt
    6. kontra
    Anlamı: karşıt, karşı, aksi
    7. tornistan
    Anlamı: bir şeyi tesine, evirme
    8. karşı
    Anlamı: karışıt, zıt, muhalif

    Arapça-Türkçe Sözlük( قاموس عربي-تركي) > عكس

  • 88 kontrast

    1. اختلاف [اِخْتِلاف]
    Anlamı: karşıtlık, zıtlık
    2. تباعد [تَبَاعُد]
    Anlamı: karşıtlık, zıtlık
    3. تباين [تَبَايُن]
    Anlamı: karşıtlık, zıtlık
    4. تضاد [تَضَادّ]
    Anlamı: karşıtlık, zıtlık
    5. تغاير [تَغَايُر]
    Anlamı: karşıtlık, zıtlık
    6. تفاوت [تَفَاوُت]
    Anlamı: karşıtlık, zıtlık
    7. جفول [جُفُول]
    Anlamı: karşıtlık, zıtlık
    8. خلاف [خِلَاف]
    Anlamı: karşıt, zıt
    9. خلاف [خِلَاف]
    Anlamı: karşıtlık, zıtlık
    10. ضد [ضِدّ]
    Anlamı: karşıt, zıt
    11. فرق [فَرْق]
    Anlamı: karşıtlık, zıtlık
    12. مخالف [مُخَالِفٌ]
    Anlamı: karşıt, zıt
    13. مضادة [مُضَادَّة]
    Anlamı: karşıtlık, zıtlık
    14. معاكسة [مُعَاكَسَة]
    Anlamı: karşıtlık, zıtlık
    15. مغايرة [مُغَايَرَة]
    Anlamı: karşıtlık, zıtlık
    16. عكس [عَكْس]
    Anlamı: karşıt, zıt

    Türkçe-Arapça Sözlük > kontrast

  • 89 antonym

    n. karşıt anlamlı sözcük
    * * *
    1. karşıt anlamlı 2. zıt anlamlı kelime
    * * *
    ['æntənim]
    (a word opposite in meaning to another word: Big and small are antonyms.) karşıt anlamlı sözcük

    English-Turkish dictionary > antonym

  • 90 opposite

    adj. karşı, karşıt, karşı olan, muhalif, aleyhinde, ters, aksi, zıt, zıt anlamlı
    ————————
    adv. karşı yönde, karşı, karşı tarafta, karşı karşıya
    ————————
    prep. karşısında, karşıda, karşılıklı, karşısındaki
    * * *
    karşıt
    * * *
    ['opəzit] 1. adjective
    1) (being on the other side of: on the opposite side of town.) öbür, karşı
    2) (completely different: The two men walked off in opposite directions.) karşı, zıt
    2. preposition, adverb
    (on the opposite side of (something) in relation to something else: He lives in the house opposite (mine).) karşısında
    3. noun
    (something that is completely different: Hate is the opposite of love.) karşıt/zıt şey

    English-Turkish dictionary > opposite

  • 91 مخالف

    مُخَالِفٌ
    1. mukavim
    Anlamı: dayanıklı, güçlü, dirençli
    2. mukavemetli
    Anlamı: dayanıklı
    3. dirençli
    Anlamı: direnci olan
    4. kontrast
    Anlamı: karşıt, zıt
    5. mugayir
    Anlamı: uymaz, aykırı
    6. meret
    Anlamı: inatçı
    7. muhalefet
    Anlamı: karşı olma durumu, aykırılık
    8. muhalif
    Anlamı: karşı olan, aykırı olan
    9. muarız
    10. serkeş
    Anlamı: kafa tutan, baş kaldıran
    11. zıt
    Anlamı: karşıt, çelişik
    12. aykırı
    Anlamı: mugayir, ters, karşıt, bellenmişe uygun olmayan

    Arapça-Türkçe Sözlük( قاموس عربي-تركي) > مخالف

  • 92 aleyh

    1. خلاف [خِلَاف]
    Anlamı: karşı, karşıt ve zıt
    2. ضد [ضِدّ]
    Anlamı: karşı, karşıt ve zıt
    3. عكس [عَكْس]
    Anlamı: karşı, karşıt ve zıt

    Türkçe-Arapça Sözlük > aleyh

  • 93 kontra

    1. خلاف [خِلَاف]
    Anlamı: karşıt, karşı, aksi
    2. ضد [ضِدّ]
    Anlamı: karşıt, karşı, aksi
    3. عكس [عَكْس]
    Anlamı: karşıt, karşı, aksi

    Türkçe-Arapça Sözlük > kontra

  • 94 contraire

    Dictionnaire Français-Turc > contraire

  • 95 антипод

    м
    karşıt tabiatlı; karşıt görüşlü

    Русско-турецкий словарь > антипод

  • 96 диаметрально

    tam / taban tabana karşıt

    диаметра́льно противополо́жные взгля́ды / мне́ния — birbirine tam karşıt görüşler

    Русско-турецкий словарь > диаметрально

  • 97 противный

    I
    1) уст. ( противоположный) karşı

    проти́вный ве́тер — muhalif rüzgar

    на проти́вном берегу́ — karşı yakada

    2) ( враждебный) hasım; karşıt

    проти́вная сторона́ (в суде)hasım taraf

    проти́вное мне́ние — karşıt görüş

    ••

    в проти́вном слу́чае — aksi takdirde

    доказа́тельство от проти́вного — zıddiyle ispat

    II
    iğrenç, pis

    проти́вный за́пах — pis bir koku

    он ей проти́вен — onu çekemiyor, onu iğrenç buluyor

    Русско-турецкий словарь > противный

  • 98 противоположный

    противополо́жный бе́рег — karşı kıyı / yaka

    в противополо́жном направле́нии — aksi / ters yönde

    перейти́ на противополо́жную сто́рону у́лицы — karşıdan karşıya geçmek, karşı kaldırıma geçmek

    2) ( несходный) karşıt, zıt, ters

    противополо́жное мне́ние — karşıt / zıt görüş

    прийти́ к пря́мо противополо́жным вы́водам — tam ters sonuçlara varmak

    он же избра́л пря́мо противополо́жный путь — o ise bunun tam karşıtı / zıddı olan bir yolu seçti

    Русско-турецкий словарь > противоположный

  • 99 adverse

    adj. ters, aksi, zıt, karşıt, aleyhte
    * * *
    1. karşıt 2. ters
    * * *
    ['ædvə:s]
    (unfavourable: adverse criticism.) karşı, ters, aleyhte, olumsuz
    - adversity

    English-Turkish dictionary > adverse

  • 100 contrary

    adj. aksi, karşı, ters, karşıt, muhalif, uymayan, çelişik, dik başlı, inatçı
    * * *
    1. karşıt 2. zıt
    * * *
    I 1. ['kontrəri] adjective
    ((often with to) opposite (to) or in disagreement (with): That decision was contrary to my wishes; Contrary to popular belief he is an able politician.) aksi(ne)
    2. noun
    ((with the) the opposite.) tersi, aksi
    II [kən'treəri] adjective
    (obstinate; unreasonable.) zıt, aykırı

    English-Turkish dictionary > contrary

См. также в других словарях:

  • karşıt — sf. Nitelik ve durumları birbirine büsbütün aykırı olan, zıt, kontrast Birleşik Sözler karşıt anlamlı karşıt duygu alt karşıt …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • karşıt anlamlı — sf. Anlamları birbirinin karşıtı olan (söz), zıt anlamlı: Aşağı yukarı, ileri geri, siyah beyaz, dar geniş, büyük küçük gibi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • karşıt duygu — is., ruh b. Bazı kişilere veya varlıklara karşı duyulan ve belirli bir sebebe dayanmayan hoşnutsuzluk durumu, antipati …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • alt karşıt — is., man. Konusu ile yüklemi aynı olan, biri tikel olumlu, öbürü tikel olumsuz, karşı karşıya konmuş iki önermeden her biri: Bazı insanlar bilgindirler ile Bazı insanlar bilgin değildirler gibi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • iddiaya girmek (veya tutuşmak) — karşıt iddialarda bahse girişmek Balkonda yan yana oturmuş, bir yandan tutulan ayı izlerken, bir yandan da iddiaya girmiştik. N. Eray …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hem nalına hem mıhına (vurmak) — karşıt olan iki yanı desteklemek Demokrasi ve adalet konusunda, hem nalına hem mıhına, bir başyazı düşünmüştü. A. İlhan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kontak yapmak — karşıt elektrik taşıyan iki madde birbirine dokunmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • mefhumu muhalif — karşıt kavram …   Hukuk Sözlüğü

  • tezat — is., dı, Ar. teżādd 1) Karşıtlık, karşıt olma, zıtlık, çelişki, kontrast, antagonizma Sanatçı çok garip ve tezatlarla dolu bir yaratıktır. H. E. Adıvar 2) ed. Anlatımda birbirine karşıt iki sözü yan yana kullanma Atasözü, Deyim ve Birleşik… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • Тугладжи Парс — Тугладжи (Tuglaci) Парс (р. 1933, Стамбул), турецкий языковед; армянин по национальности. Окончил Мичиганский университет (1955). Основные труды в области лексикологии и лексикографии. Составитель многих двуязычных словарей по различным отраслям… …   Большая советская энциклопедия

  • Тугладжи — (Tuglaci)         Парс (р. 1933, Стамбул), турецкий языковед; армянин по национальности. Окончил Мичиганский университет (1955). Основные труды в области лексикологии и лексикографии. Составитель многих двуязычных словарей по различным отраслям… …   Большая советская энциклопедия

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»