Перевод: с турецкого на немецкий

с немецкого на турецкий

karşı

  • 81 tertibat

    1) tech Vorrichtung f
    2) ( hazırlıklar) Vorbereitungen pl; ( sakıncalı bir duruma karşı) Maßnahmen pl
    \tertibat almak Maßnahmen treffen

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > tertibat

  • 82 volta

    volta s
    1) naut
    \volta vurmak kreuzen; ( rüzgâra karşı) lavieren
    2) ( fam)
    \volta atmak [o vurmak] flanieren; ( bir aşağı bir yukarı gezinmek) auf und ab schlendern

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > volta

  • 83 yan

    yan
    2. I s
    1) Seite f
    \yanımda para yok ich habe kein Geld bei mir
    benim \yanımda ( oturmak) neben mir; ( çalışmak) bei mir
    her \yanda überall
    her \yandan von allen Seiten, allseitig
    sağ/sol \yanda auf der rechten/linken Seite
    bir şeyin \yanı başında ( olmak) ganz in der Nähe von etw (sein), an etw sehr nah dran (sein)
    \yanına almak zu sich nehmen; ( anahtar) mitnehmen, einstecken; ( iş vermek) einstellen
    \yanına çağırmak zu sich rufen
    paranı/gözlüğünü \yanına almayı unutma vergiss nicht, dein Geld/deine Brille mitzunehmen [o einzustecken]
    \yanına kâr kalmak davonkommen
    2) (-den \yana)
    biri/şans ondan \yana olmak jdn/das Glück auf seiner Seite haben
    şans benden/bizden \yana das Glück ist auf meiner/unserer Seite
    birinden \yana çıkmak sich auf jds Seite stellen
    birinden \yana olmak jdm zur Seite stehen
    bir şeyden \yana olmak etw befürworten
    ben senden \yana olurum ich bin [o stehe] auf deiner Seite
    bir şeyden \yana olduğunu açıkça söylemek sich zu etw bekennen
    ben ondan \yanayım ich bin dafür
    kim bundan \yana, kim buna karşı? wer ist dafür und wer dagegen?; s. a. yanında, yanından
    II adj Neben-, Seiten-
    birine \yan gözle bakmak (\yan bakmak) jdn schräg ansehen; ( göz ucuyla) jdn aus den Augenwinkeln anschauen
    birine \yan bakmak ( fam) jdn schief ansehen
    \yan çizmek ( fam) einen Rückzieher machen; ( bir işten kaçmak) kneifen
    battı balık \yan gider! ( iron) o ( fam) wird schon schiefgehen!

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > yan

  • 84 yüz

    1. I s Hundert f
    II adj einhundert; (iki/üç \yüz) hundert
    2. s
    1) Gesicht nt
    \yüz çevirmek sich abwenden (- den von)
    birine \yüz vermek ( pej) jdn hätscheln
    birinin \yüzüne karşı bir şey söylemek jdm etw ins Gesicht sagen
    bir şey birinin \yüzünden anlaşılmak jdm etw ansehen
    \yüzünü karalamak sich vermummen
    2) ( yan, taraf) Seite f
    Ay'ın öteki \yüzü die andere Seite des Mondes
    3) ( cephe) Front f

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > yüz

См. также в других словарях:

  • karşı — is. 1) Bir şeyin, bir yerin, bir kimsenin, esas tutulan yüzünün ilerisi Karşımdaki kitap rafında eserlerim sırayla duruyor. H. E. Adıvar 2) Yol, deniz, ırmak vb.nin öbür kıyısı veya yanı Karşıki kıyıda yün denkleri çıkaran gemiye haykırdık,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • karşı oy — is. 1) Kırmızı oy 2) Muhalefet etme, karşı gelme …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • karši — karšùs, karši̇̀ bdv. Kar̃šios móterys, kar̃šūs výrai …   Bendrinės lietuvių kalbos žodyno antraštynas

  • karsı — (Naxçıvan) üstüörtülü bazar. – Naxçıvanda da karsı var …   Azərbaycan dilinin dialektoloji lüğəti

  • karşı — hakan sarayı, köşk, I, 255, 423; II I, 374 karşı, zıt, I, 423bkz: karşu iki bey arasındaki uyu;mazlık I, 424 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • karşı karşıya — zf. Yüz yüze Karşı karşıya yere bağdaş kurduk. Halikarnas Balıkçısı Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller karşı karşıya gelmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • Karşı Kilise — Außenwand der Oberkirche Die Johanneskirche (auch St. Jean Kilisesi, türkisch Karşı Kilise) ist eine Höhlenkirche bei Gülşehir in Kappadokien in der türkischen Provinz Nevşehir. Die Johanneskirche ist, wie die meisten der kappadokischen Kirchen,… …   Deutsch Wikipedia

  • karşı akın — is., sp. Karşı takımın yaptığı bir akını durdurup hemen akına geçme işi, kontratak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • karşı düşürüm — is., tic. Ucuzluğa karşı yapılan ucuzluk …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • karşı görüş — is., fel., man. Bir teze veya iddiaya karşı yeni ve değişik önerme getirme …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • karşı çıkmak — 1) dışarıdan gelenleri karşılamaya gitmek Edirne nin üç şerefelisi de kandillerden kaftanı ile ona karşı çıkmış. R. E. Ünaydın 2) bir düşünceye katılmamak, cephe almak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»