-
1 yanından
vorbeibir şeyin \yanından geçmek an etw vorbeigehenyol gölün yanından geçer der Weg führt an einem See vorbei -
2 geçmek
I vi1) gehen (-e in)bir şey aklından \geçmek ( fig) etwas durch den Kopf gehenbir şeyin yanından \geçmek an etw vorbeigehentünelden \geçmek durch den Tunnel gehen; ( taşıtla) durch den Tunnel fahren2) treten (-e in), schreiten (-e zu)eyleme \geçmek in Aktion treten, zur Tat schreitenilişkiye \geçmek in Verbindung treten, Kontakt aufnehmenoylamaya \geçmek zur Abstimmung schreiten3) ( intikal etmek) übergehenbabadan oğula \geçmek vom Vater auf den Sohn übergehendevlet eline \geçmek in die Hände des Staates übergehendüşman hücuma geçiyor der Feind geht zum Angriff überdüşman(ın) tarafına \geçmek zum Feind überlaufen, ins feindliche Lager überwechselnrenkler birbirinin içine geçiyor die Farben gehen ineinander überuçak inişe geçti die Maschine setzt zur Landung an5) ( sözü edilmek) erwähnt werden, fallenadı geçti/geçmedi sein Name wurde erwähnt/nicht erwähnt, sein Name ist gefallen/nicht gefallenadın listede geçmiyor dein Name ist in der Liste nicht aufgeführt6) ( bir yere gidip oturmak) einnehmen (-e)yerlerinize geçiniz! nehmt eure Plätze ein!7) ( tarihe) eingehen (-e in)adı tarihe \geçmek in die Geschichte eingehen8) ( geçerli olmak) gültig seinbu para artık geçmiyor diese Währung ist nicht mehr gültigmodası \geçmek aus der Mode kommen9) ( iyi, hadisesiz \geçmek) verlaufenkendinden \geçmek ( bayılmak) in Ohnmacht fallen; ( coşkuya kapılmak) außer sich geraten, (ganz) aus dem Häuschen geraten; ( uyuya kalmak) einnickenüç gün geçti drei Tage sind vergangenvakit nasıl geçiyor wie die Zeit vergeht12) başından \geçmek erlebenyol gölün yanından geçer der Weg führt an einem See vorbeiyol ormanın içinden geçer der Weg führt durch den Waldsansürden/sınırdan \geçmek die Zensur/Grenze passierenII vt1) überholen2) ( sınavı) bestehensınavı 'orta' ile \geçmek die Prüfung mit 'befriedigend' bestehen3) ( köprüyü) überquerensokağı geçerken beim Überqueren der Straße -
3 yan
1. subst und adj Seite f; MIL Flanke f; Profil n; MATH Glied n (einer Gleichung); Seiten- (Tür); Neben- (Ausgang, Satz); sekundär (z.B. Ziel);öte yandan andererseits;yan bakış scheele(r) Blick;yan bakmak scheel blicken; etwas im Schilde führen;-de yan basmak sich täuschen in D;yan çizmek sich drücken vor D;yan etki MED Nebenwirkung f;yan iş Nebenbeschäftigung f;yan gelir Nebenverdienst m;yan gelmek schwelgen, in Freuden leben;yan gözle mit scheelem Blick;yan hakemi SPORT Linienrichter m;yan ödeme Zulage f (zum Gehalt);yan sanayi Zulieferindustrie f;yan sokak Seitenstraße f;yan yan von der Seite, schief, scheel;yan yana nebeneinander;yan yatmak sich krümmen, sich neigen, sich zur Seite neigen;-in yanı sıra (zusammen) mit D; neben D; parallel zu2. postpos -den yana wegen G; für A;benden yana meinetwegen;… bir yana abgesehen von D;bu yana hierher, auf diese Seite;-den bu yana von … bis jetzt;-den yana çıkmak zu jemandem halten;-den yana olmak für jemanden sein; sich einsetzen für;yanımdan git! geh weg von mir!;-in yanında olmak (dabei) haben: saatiniz yanınızda mı? haben Sie Ihre Uhr bei sich?;yanına bırakmamak (oder komamak) nicht ungestraft lassen;bunu yanına koymam das werde ich ihm nie vergessen;yanına kalmak straflos ausgehen2. Ortssubstantiv -in yanına neben A; zu A; an A heran;yanında neben D; bei D;yanından von D weg; von D her; weg von D;(onun) yanına oturduk wir setzten uns neben ihn -
4 yan
2. I s1) Seite f\yanımda para yok ich habe kein Geld bei mirher \yanda überallher \yandan von allen Seiten, allseitigsağ/sol \yanda auf der rechten/linken Seitebir şeyin \yanı başında ( olmak) ganz in der Nähe von etw (sein), an etw sehr nah dran (sein)\yanına çağırmak zu sich rufenparanı/gözlüğünü \yanına almayı unutma vergiss nicht, dein Geld/deine Brille mitzunehmen [o einzustecken]\yanına kâr kalmak davonkommen2) (-den \yana)biri/şans ondan \yana olmak jdn/das Glück auf seiner Seite habenşans benden/bizden \yana das Glück ist auf meiner/unserer Seitebirinden \yana çıkmak sich auf jds Seite stellenbirinden \yana olmak jdm zur Seite stehenbir şeyden \yana olmak etw befürwortenben senden \yana olurum ich bin [o stehe] auf deiner Seitebir şeyden \yana olduğunu açıkça söylemek sich zu etw bekennenben ondan \yanayım ich bin dafürII adj Neben-, Seiten-birine \yan gözle bakmak (\yan bakmak) jdn schräg ansehen; ( göz ucuyla) jdn aus den Augenwinkeln anschauenbirine \yan bakmak ( fam) jdn schief ansehen\yan çizmek ( fam) einen Rückzieher machen; ( bir işten kaçmak) kneifen
См. также в других словарях:
yanından bile geçmemiş — (bir şeyin) o şeyle hiçbir ilgisi yok anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
kurtla görüşürsen köpeği yanından ayırma — saldırgan biriyle karşılaşacak olan kişi, kendisini koruyacak önlemler almalıdır anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
aç, yanından kaç — aç atansa da kaç … Çağatay Osmanlı Sözlük
dizi (veya dizinin) dibinden ayrılmamak — yanından hiç gitmemek, ayrılmamak Bir nişanlısı var ki hiçbir iş görmez, evden dışarı çıkmaz, kızın dizi dibinden ayrılmaz. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
burnundan ayrılmamak — yanından gitmemek, uzaklaşmamak Demesin ki gece gündüz kızın burnundan ayrılmıyor. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
yan — is. 1) Bir şeyin ön, arka, alt ve üst dışında kalan bölümü Yolcuların girdiği iskele yanından kendini denize attı. M. Ş. Esendal 2) Sağ ve solun ortak adı, yön, taraf, cihet Yaşlı garson yanımıza geldi. Y. K. Karaosmanoğlu 3) Yer 4) Üst 5)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
heç — z. <fars.> 1. Qətiyyən, əsla, bilmərrə, büsbütün. Bu barədə heç təsəvvürüm yoxdur. Bu hadisədən heç xəbərim yoxdur. Heç başa düşmədim ki, nə deyir. Onu heç sayan yoxdur. – <Məşədi İbad:> Heç başa düşmürəm ki, bu nə işdir? Ü. H.. Babam … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
səkmək — f. Bir və ya hər iki ayaq üstündə sıçrayaraq yerimək, sıçramaq, hoppanmaq. Kəhər at səkərək qonşu evin həyətində göründü və bir göz qırpımında . . Cəmilin qarşısında dayandı. M. Hüs.. Çayın o tayındakı düzəngahda kəhər ürkə səkməyə başladı. Ə.… … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
yan — is. 1. Tərəf, ətraf. Yanlarda düşmən qalmamışdı. H. N.. <Güldəstə:> Məktub bu yandadı. H. Seyidbəyli. Yan almaq – yanaşmaq, yaxınlaşmaq, yaxın durmaq. <Rəsul> yan alıb lotubaşıdan xəbər aldı: – Əmi, bu kağızlar nə olan şeydir? «Aşıq… … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
Militärputsch in der Türkei 1971 — Der Militärputsch in der Türkei 1971 (auch: Memorandum vom 12. März) erfolgte in Form eines Memorandums, das der Generalstab dem Staatspräsidenten Cevdet Sunay übergab und damit den Rücktritt der Regierung erzwang.[1] In der Geschichte der… … Deutsch Wikipedia
aç — sf., çı, cı 1) Yemek yemesi gereken, tok karşıtı Aç ne yemez, tok ne demez. Divanü Lügati t Türk 2) is. Yiyecek bulamayan kimse Ben hem öksüzüm hem yetimim hem de tam 23 saattir açım. Y. K. Karaosmanoğlu 3) mec. Gözü doymaz, haris Ne aç adam. 4)… … Çağatay Osmanlı Sözlük