-
1 karşı takım
sport Gegenmannschaft f -
2 karşı
I s1) Gegenüber nt\karşıdaki ev das Haus gegenüber\karşımda mir gegenüber, vor mirbirinin \karşısında âciz olmak jdm gegenüber machtlos sein\karşıya geçmek hinübergehenkamera \karşısında vor der Kamera2) bu olayların \karşısında vor dem Hintergrund dieser Ereignisse; ( olaylara bakıldığı zaman) angesichts dieser EreignisseII adj gegnerisch\karşı takım die gegnerische Mannschaft\karşı takımın bir oyuncusu ein Spieler der gegnerischen Mannschaftbir şeye \karşı olmak gegen etw seinben buna \karşıyım ich bin dagegenkim bundan yana, kim buna \karşı? wer ist dafür und wer dagegen?her ihtimale \karşı für alle Fälleİngilizcesi kötü, buna \karşı matematiği iyi in Englisch ist er schlecht, dafür ist er gut in Mathematik -
3 takım
takım skarşı \takım die gegnerische Mannschaft2) ( kahve, çay \takımı) Service nt; (çatal bıçak \takımı) Besteck nt; (yemek odası \takımı) Einrichtung f; (koltuk \takımı) Garnitur f; (satranç \takımı) Spiel nt4) (alet \takımı) Satz m; (kromozom \takımı) Satz m\takım halinde çalışmak im Team arbeiten10) (\takım giysi) Anzug mkırk boru \takımlı bir org eine Orgel mit vierzig Registern
См. также в других словарях:
karşı — is. 1) Bir şeyin, bir yerin, bir kimsenin, esas tutulan yüzünün ilerisi Karşımdaki kitap rafında eserlerim sırayla duruyor. H. E. Adıvar 2) Yol, deniz, ırmak vb.nin öbür kıyısı veya yanı Karşıki kıyıda yün denkleri çıkaran gemiye haykırdık,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
duvar — is., Far. dīvār 1) Bir yapının yanlarını dışa karşı koruyan, iç bölümlerini birbirinden ayıran, taş, tuğla vb. gereçlerden yapılan veya örülen dikey düzlem 2) Bir toprak parçasını sınırlayan taş, tuğla, kerpiçten yapılan engel Karabaş, bostan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gölgeleme — is. 1) Gölgelemek işi 2) sp. Bazı takım oyunlarında ayakla veya vücutla karşı takım oyuncusunun davranışına engel olma, markaj … Çağatay Osmanlı Sözlük
verkaç — is., sp. Futbol ve basketbolda topu takım arkadaşına aktaran bir oyuncunun karşı takım kalesine veya uygun bir yöne koşarak aynı kişiden topu geri alması … Çağatay Osmanlı Sözlük
baraj — is., Fr. barrage 1) Suyu toplama, sulama ve elektrik üretme amacıyla akarsu üzerine yapılan bent Atatürk Barajı. Kurtboğazı Barajı. 2) sp. Futbol veya hentbolda serbest atışı yapacak oyuncunun önünde karşı takım oyuncularının yan yana dizilip… … Çağatay Osmanlı Sözlük
baskı — is. 1) Bir eserin basılış biçimi veya durumu Baskı yanlışlıkları yüzünden kapatılan gazeteler vardı. A. Ş. Hisar 2) Bası sayısı Bu gazetenin baskısı yüz bindir. 3) Bir eserin tekrarlanarak yapılan baskı işlemlerinden her biri Sözlüğün yeni… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dış — is. 1) Herhangi bir cisim veya alanın sınırları içinde bulunmayan yer, hariç, iç karşıtı Hafta sonunda şehrin dışına çıkıyoruz. Şehrin artık dışındayız. Bostanlar, bağlar, sürülmüş tarlalar. A. Haşim 2) Bir konunun kapsamına girmeyen şey 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
esir almaca — is. Karşı takım oyuncularını tutsak ederek kazanılan bir çocuk oyunu Erkek çocuklar gibi ata binmesini, birdirdir, esir almaca oynamasını çok seviyordu. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
kale vuruşu — is., sp. Futbolda topun karşı takım oyuncuları tarafından kale çizgisi dışına çıkarılması sonucunda, genellikle kaleci aracılığıyla oyuna yeniden başlanması için yapılan atış … Çağatay Osmanlı Sözlük
serbest vuruş — is., sp. Bir oyuncunun kural dışı davranışta bulunması üzerine, kural dışı davranışın yapıldığı noktadan karşı takım oyuncularının yaptığı vuruş, frikik … Çağatay Osmanlı Sözlük
taç atışı — is., sp. Futbol veya hentbolda taca çıkan topun, karşı takım oyuncusu tarafından elle baş üzerinden geçirilip arkadan öne doğru oyun alanına atılması, yan atışı … Çağatay Osmanlı Sözlük